Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Diyalog Hatırlanacağı gibi geçen günlerde, giderayak, şipşak bir yönetici atama yönetmeliği çıkarılmış ve okul müdür, müdür yardımcılıkları yandaş kadrolarla doldurulmuştu. Danıştay 2. Dairesi, yürütmeyi durdurma kararına gerekçe olarak gösterdiği hukuka aykırılıkları bakın nasıl sıraladı:. Yöneticiliğe aday kamu görevlilerinin atama yapılacağından haberdar edilmesine yönelik bir sistem kurulamamıştır. (Bu konuda öylesine aceleci davranıldı ki adaylar daha başvurularını yapamadan, önceden belirlenen isimlerin atamaları gerçekleştirildi.). Atamalara ilişkin değerlendirmelerin, kariyer, liyakat sınav ve benzeri objektif kriterlere göre yapılmasını sağlayacak normatif yapı oluşturulmamıştır. (Kurallar hiçe sayılarak yapılan atamaların yargıdan döneceğini Bakan Çelik de biliyordu. Ama müktesep hak yaratmak istedi. Sendikalar bu konuda da yargıya gidiyor. Şimdi de yapılan atamaların iptali için dava açıyorlar. Muhtemeldir ki bu atamalar da iptal edilecek. Peki okullarda yaşanan bu kaosun sorumlusu ve mağdurları kim? Kaosu yaratanın, bir daha o makamı, hayalinde bile görmesi çok zor bir ihtimal olan Çelik'ten başkası değil. Mağdurlar da maalesef öğrenciler olacak. Eski ve yeni yönetimler arasındaki sürtüşmenin faturası ise her zaman olduğu gibi yine sessiz çoğunluğa, yani öğrencilere çıkacak.). Yöneticilik için sadece yürürlükten kalkan yönetmeliğe oranla daha kısa bir süre kriteri konulmuştur. Bunun kamu yararı ve hizmet gerekleri açısından olumlu katkısı anlaşılmamıştır. (Devlet hizmetlerinde hele hele eğitim gibi partizanlığın kesinlikle söz konusu olmaması gereken ortamlarda, liyakati, işin ehli olmayı ve hak etme gibi kavramları, elinizin tersiyle itip iddia edildiği gibi parti merkezlerinde yönetici ataması yapılıyor olması ihtimali bile iyi ki yargı var dedirtiyor.)Çelik, ileride çok farklı yönleriyle anılacak. Ama sanki en akılda kalanı, yargıyla problemleri olacak. Müsteşarı Birinci'nin milletvekili dokunulmazlığına kavuşamadan hapse gireceği söylentilerinin giderek artması da boşuna değil... Milli Eğitim Bakanı Çelik'in keyfi uygulamalarına yargı bir kez daha dur dedi. Ama bu kez bir de hukuk dersi verdi. Meğerse YURTKUR mağduru ne kadar çok öğrenci varmış. İşsiz üniversite mezunlarını da onlara eklediğinizde, kredizede gençlerin sayısının tahmin edilenin çok üzerinde olduğu anlaşılıyor. Hükümet bu konuda bir düzenleme yapmalı ve öğrenciler mezun olup iş bulmadan geri ödemeleri durdurmalı, faizleri de en düşük düzeye indirmelidir.Bir yandan gençleri çok önemsiyoruz, ille de 25 yaş yasası çıksın diye meydan savaşı vereceksiniz, özel okullarda çocuklarını okutanlar için ısrarla faizsiz kredi isteyeceksiniz, öte yandan da gariban öğrencilerin gırtlağına basacaksınız. Çelik'in politik anlayışını kavramak gerçekten çok zor. Kesin olan bir şey var ki zenginleri sevmesi. Garibanlara hep sırtını dönmesi!.. Bizim Mucitler'in Türkiye elemeleri hızla devam ediyor. Ama beni asıl mutlu eden küçük mucitlerin hızlı bir şekilde artması. Büyüklerde Ege'yi pamuk toplama makinesiyle Denizlili Ramazan Hıçkıran temsil edecek. Diğer projeler de çok çarpıcıydı. Ama küçüklerin projeleri bir başkaydı. İşte birkaçı: Çevre dostu yeni bir tür çamaşır makinesiHareketli korniş Aşırı hız sorununa çözümKlimalı, terletmeyen ayakabıDeniz atıklarını temizleme Her biri farklı amaçlarla yola çıkmış. Genelde çevreciler. Hastalara ve yaşlılara karşı büyük bir duyarlılık içerisindeler. Ama en önemlisi de çözüm arayışı peşindeler. Özetin özeti: Çocuk ve gençlerimizin profili hızla değişiyor. 10 yıl sonra çok farklı bir gençlikle karşılaşabiliriz. Son bir yıldır Tokyo Teknik Üniversitesi'nde hocalık yapan, jüri üyemiz Prof. Dr. Sıddık Yarman'ın tespiti bu yöndeydi... aguclu@milliyet.com.tr Öğrenci borçları