Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Özel okulların gelecek öğretim yılı ücretleri açıklandı. Dudak uçuklatıyor desek, abartı olmaz.
Bu ücretleri belirleyenler, Türkiye’yi, kişi başına 50-60 bin doların düştüğü zengin ülkeler mi sanıyorlar?
Peki, onlar, biz istediğimiz fiyatı belirleriz dayatması içerisine giriyorlarsa, onlara dur diyecek yok mu?
Daha da önemlisi, ücret çıtasını bu kadar yükseğe çıkaranlar, eğitim kalitesini de aynı şekilde yükseltiyorlar mı?
Daha da en önemlisi, en pahalı okul, en iyi okul mu?

Zam üstüne zam
Özel okullar içerisinde en yüksek fiyatı belirleyen Robert’i, bugünkü fiyatlarla 1 milyon lira sınırını aştı diye manşet yapmıştık. O zaman bir milyon lira iyi paraydı ve 6 sıfır atıldıktan sonra bir anlamı kalmadı. Şimdi aynı aynı okul 50 bin lirayı geçti ve diğer tüm okullar gibi zam üzerine zam yapıyor. Haksızlar mı? Onların da bin tane gerekçeleri var. En başta da vergiler ve enflasyon!..
Özel okullar 2014-2015 eğitim ve öğretim yılı ücretlerine yüzde 7 ile 22 arasında zam yaptı. İçlerinde çok daha az ya da hiç yapmayanlar da var. Yeni zamlarla, 16 bin liradan başlayan fiyatlar, 49 bin liraya kadar çıkıyor.
Bu çerçeveden bakıldığında, dershanelerin okula dönüştürülmesi halinde, devletin sağlayacağı 3-5 bin liralık devlet desteğinin hiç bir anlamı kalmıyor.
İşte bu yüzden, dershanelerin pek çoğu, onca desteğe rağmen özel okula dönüşmeye sıcak bakmıyor!..

En iyi miras eğitim
Eğer paranız varsa, bedeli ne olursa olsun, çocuğunuz geleceği için harcamaktan kaçınmayın. Çünkü çocuklarınıza bırakacağınız en iyi miras, han, hamam, arsa, ya da hisse senedi değil, eğitimdir. Çok iyi bir eğitim altyapısı olmazsa, zaten onların kalıcılığı çok uzun ömürlü olmaz...
Peki, okul belirlerken neye göre bir tercih yapmalıyız? Ücret bu konuda en belirleyici etken mi?
Kimilerine göre en iyi araba, en iyi elbise, en iyi kitap, en iyi ev, en iyi okul, en pahalı olandır.
Bir şey eğer pahalıysa, durduk yere pahalı değildir, elbette karşılığı veriliyordur.
Bu konuda düz bir mantık yürütmek, yanlışların en büyüğü olur. Özellikle de eğitimde. Pahalı olan tüm okullar iyidir, düşük ücretliler ise vasattır gibi bir yaklaşım ya da tam tersi, bizi yanıltır.

Keseye uygun okul?
Okul seçimi çok zor bir süreci gerektiriyor. Kesenize ve çocuğunuza en uygun olanı bulacak olan sizlersiniz.
Ve bu işi sakın başkalarına havale etmeyin ve birkaç yıllık kısa bir süreç gibi düşünmeyin. Çünkü özel okul kulvarına bir girdiniz mi, çıkışınız hiç de kolay olmaz! Bu kulvara giren bir öğrenciyi tekrar devlet okuluna yönlendirmek onun kimyasını altüst edebilir.

Fırsat eşitliği!
Özel okullar deyince akla ilk gelen, fırsat eşitliğinin bozulması oluyor. Sanki her alanda fırsat eşitliği var da tek eğitimde yok. Ama eğitimdeki bu çelişki göze çok daha batıyor, o kadar...
İşin aslına bakılırsa, özel okul sayısının artması eğitimde fırsat eşitliğini bozmaz, tam aksine, taşların yerli yerine oturmasına olanak sağlar.
Parası olanlar gidip özel okullarda okur, zaten kıt kaynaklara sahip olan devlet de elindeki bütçeyi parası olmayanlara harcar. Dolayısıyla, onlar da bugünkünden çok daha iyi eğitim alırlar.
Eğer bu mantık iyi işlerse, Türk eğitim sistemi için bir can simidi olabilir. Ama parayı bastıranın diploma aldığı, “denize nazır diploma hazır“ cingözlüğü haline getirilirse tam bir felaket olur...
Kalite erozyonu yaratmayacak kriterler getirileceğini düşünerek, özel okulculuğun nasıl geliştirilebileceği üzerine kafa yormaya devam edelim. Çünkü, Türk eğitim sistemi artık patinaj yapmaktan, kaynaklar yetersiz lafı duymaktan, en önemlisi de vasatlıktan bıktı. Çıtasını yükseltmek istiyor. Bunun yolu da yeni açılımlardan geçiyor..
Özetin özeti: Veliler yolunacak kaz değil!