Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Anayasa değişiyor, vatandaşın bilgisi yok; referandumdan söz ediliyor, niye olduğu konusunda herkes bihaber. Başkanlık sistemine geçilsin senaryoları yazılıyor, niye olduğunu bilene aşk olsun.
Okullarda eskiden Yurttaşlık dersi vardı. Temel hak ve hürriyetlerimiz öğretilirdi. Adı, sonra Vatandaşlık Bilgisi oldu. Kimin ders yükü az ise o vermeye başladı. Ama gelin görün ki, ilköğretimden üniversiteye hangi öğretim kurumuna giderseniz gidin, üç temel vatandaşlık hakkını ya da Anayasa’dan üç madde sorun, bileni zor bulursunuz.
Oysa eğitimin birinci önceliği, anayasal vatandaşlık haklarımızı, sonuna kadar öğretmek olmalıdır. İnsan hakları, ceza yasaları, demokratik hak ve hürriyetler, günümüzde vatandaş olmanın olmazsa olmazlarıdır.
Peki, biz tüm bunların neresindeyiz?
Her hafta farklı bir üniversitedeyiz. Gitmişken de nabız tutuyoruz. Örneğin, son haftalarda her defasında değiştirilmesi düşünülen anayasa maddelerini “Okudunuz mu?” diye soruyoruz. O kadar az el kalkıyor ki şaşıp kalıyorsunuz.
Sanıyorum bu seçimde ve referandumda 18 yaşındakiler de oy kullanacak. Yani lise son sınıflar da geleceğimize yön verecek. Ne kadarı sandığa gider bilmem ama gündemin çok uzağındalar. Hele bir de sırtlarında YGS, LGS kamburu varken...
Anayasa değişikliği bir yana, başkanlık sistemine geçiş için başta Anayasa olmak üzere pek çok yasanın değişmesi gerektiğini çok iyi biliyoruz. Peki, bu konuda, halkı bilgilendirmek için ne yapıyoruz? Kocaman bir hiç.
Hükümet aynı hatayı AB üyelik sürecinde de yaptı. Kamuoyunu hiç bilgilendirmeden destek istedi. Nedenini, niçinini hiç anlatmadan. Yanlış yönlendirme ve bilgilendirmeler de yapılanca, AB’ye duyulan ilgi ve güven azaldıkça azaldı. Şu anda ise adeta dibe vurdu.
Oysa bu konularda en fazla şikâyetçi olan bizzat Başbakan Erdoğan’ındı. “Eski politikacılar gibi halka tepeden bakmayacağız, halka rağmen bir şey yapmayacağız” diyordu.
Halkın güvenini kazandı. Her iki seçimde de kendisine açık çek verildi. Aynı alışkanlıkla yine açık çek istiyor. “Siz bana güvenin, ne istiyorsam onu yapın” diyor.
Anayasa değişikliği yetmedi, arkasından referandum geldi. O da yetmedi, şimdi de başkanlık sistemi için destek istiyor. Yani sistemi en tepeden değiştirmeye başlıyor. Hem de halkı hiç bilgilendirmeden!
Her üç konuda da destek bulur ya da bulmaz, o ayrı bir konu. Asıl rahatsızlık yaratan, halkın vereceği ya da vermeyeceği destek konusunda yeterince bilgi sahibi olup olmadığı. Ve görünen o ki kamuoyu bu konularda yeterince donanımlı değil.
Demokrasimizin belki de böylesine ağır aksak ilerlemesinin en önemli nedeni de bu. Donanımlı vatandaş, bilinçli seçmen yetiştiremiyoruz.
Bu yüzdendir ki iktidardayken çevresinde pervane olunan siyasetçilerin, muhalefete düştüklerinde yüzlerine bakan olmuyor. Bir iki dönem birinci sıraya oturttuğumuz partileri, daha sonra, hiç acımasızca sonuncu sıraya itebiliyoruz.
Ezberci eğitim ve dershane odaklı test sistemi, Anayasa ve Temel Eğitim Kanunu’nda öngörülen vatandaşlık hedeflerinin gerçekleşmesi için değil tam tersi yönde işliyor.
Düşünen, soran sorgulayan, araştıran, hakkını, hukukunu savunan, doğruyu yanlışı duygularıyla değil, donanımıyla ayırt eden nesiller değil, anlık kararlarla kendisinin ve ülkenin geleceğine yön veren yurttaşlar yetiştiriyoruz.
Eğer demokrasiyi, hukuku, eğitimi, siyaseti ve geleceği yeniden imar edeceksek, her şeyden önce, çırağından ustasına, mühendisinden kurmaylara hemen herkesin, yaptığı işin bilincinde ve birikiminde olmaları gerekiyor.
Hepimiz bir zincirin halkalarıyız. Dizayn edenler ne kadar donanımlı olursa olsunlar, halkaların da güçlü olması gerekir. Yoksa sık sık kopar. Türk demokrasisinin sekteye uğraması da zaten bu yüzden.
Halkımızın sağduyusuna olan güvenimiz sonsuz ama ya bir de o sağduyusunu, çok daha donanımlı bir şekilde kullansa, işte o zaman, patinaj yapıp durmayız.
Özetin özeti: Eğer her şey halk için ise, gelin ilk önce onları, en temel hakları olan eğitim ve bilgilendirme hakkından mahrum etmeyelim. Eğitimli ve bilinçli yurttaştan korkmayalım!..