Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Rektörler yüksekten uçtu, alçağa kondular. Anıtkabir, Çankaya, hükümet, ültimatom, deklarasyon derken, kuzu kuzu toplanıp dağıldılar. Anlaşılan siyasiler gibi onlar da politik davranmaya başladı.
Liderler ve bakanlar gibi birbirlerine olmadık lafları söyleyip sonra da bu söylentiler nereden çıkıyor diye şaşkını oynuyorlar. Bu kadarına da pes doğrusu...
Milli Eğitim Bakanı'ndan randevu isteyip sıkıntılarını bir mektupla dile getireceklermiş. Şuna açık açık Başbakan, Cumhurbaşkanı ve başbakan yardımcıları bizi kabul etmedi deme açık yürekliliğini gösterseler belki daha inandırıcı olacaklar. Ama hala kıvırıyorlar...
Rektörlerin kendileri değil miydi, Gürüz'le birlikte gittiğimiz takdirde Ankara'da bize kimse randevu vermez diyen. İşte o noktaya geldiler.
Kanarya Sevenler Derneği yöneticileriyle bile görüşenler, şimdi rektörlere sırt çeviriyor. Onlar da bugüne kadar muhatap almadıkları Milli Eğitim Bakanı'nın kapısını çalıyor. Sanki bizi MEB'e bağlayacaklar diye kıyamet koparanlar onlar değildi!..
Rektörlerin, dolayısıyla üniversitelerin, YÖK başkanının güdümünden kurtulmadığı sürece akademik bir saygınlığa kavuşmalarını beklemek herhalde artık boşuna. Son Ankara buluşması bu konuda bir ilk adım olabilirdi. Ama onlar yine kendilerine biçilen rolün dışına çıkamadılar...
Başbakan Ecevit, rektörlerin istekleri yerine getirilmesi gereken isteklerdir diye açıklama yaptı. Bugün de bunun nasıl yapılacağını duyuracakmış. İnşallah verdiği önceki sözler gibi havada kalmaz!..

Üniversitelerarası Öğrenci Seçme Sınavı ÖSS 17 Haziran'da gerçekleşecek. Ama adaylardan pek çoğunun sınava giriş belgeleri hala ellerine geçmedi. ÖSYM, belgelerin günler öncesinden gönderildiğini, sorunun kendilerinden kaynaklanmadığı söylüyor. Bu durumda adaylara önerimiz önümüzdeki haftayı da bekleyip, yine de gelmemesi halinde Ankara'dan yeni belge çıkartmaları. Yoksa sınava giremezler. Bu konuda neler yapılması gerektiği başvuru kılavuzunda ayrıntılarıyla yer alıyor...

Hafta sonunda yüz bilerce açıköğretim öğrencisinin sınavı var. Türkiye'nin dört bir yanında bir üst sınıfa geçmek için ter dökecekler. Ama öğrencilerden bazılarının aynı saatlerde başka bir sınavı daha söz konusu. Ancak kime başvurdularsa birinden birini erteletemediler.
Aynı gün hem açıköğretim lisans tamamlama sınavına hem de yöneticilik sınavına girmek zorunda kalan öğretmenler, sınavdan birine girmemeleri halinde en az bir yıl kaybedecekler.

Dün itibarıyla tüm kolejlerin gelecek öğretim yılında alacakları ücretler belli oldu. Okulların çoğu makul zamlarla krizin yükünü velilerine yansıtmadı. Ama bazıları var ki; yüzde 200'lere varan artışlarla sanki Türkiye'de değil de uzayda yaşıyor izlenimi verdi. Özellikle de velilerin parasıyla vakıf ağalığı yapanlar. Umarız birileri onlara dur der!..