Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Eğitimin, ana-okulundan üniversiteye kadar olan bölümüne MEB yön veriyor. Üniversite ve sonrasında ise YÖK söz sahibi.

Liselere giriş sınavını MEB yapıyor, üniversiteye girişte ise kuralları YÖK koyuyor, ÖSYM uyguluyor.

Yani dışarıdan bakıldığında, eğitim bir bütün olması gerekirken, parçalı bulutlu gözüküyor.

Olay sadece görüntüde kalsa, elbette o kadar önemli değil. Ama en temel konularda, farklı bakış açısına sahiplerse, işte o zaman kafa karışıklığı yaratır ki bunun da kimseye bir yararı olmaz!..

Haberin Devamı

Türk eğitim sistemi sınav odaklı bir yapıya sahip.

Yani her ne kadar aksini savunanlar olsa da sınav başarısı her şeyin önüne geçti.

Bu yüzdendir ki öğrencileri dershanelerden kurtarıp okula çekmek için lise ve üniversitelere girişte okul başarı puanı etkili hale getirildi.

Zaten pek çok ülkede de okul başarı puanı, bir üst öğretim kurumlara girişte en önemli kriterlerden biri. Ama bizim gibi, standart bir ölçme değerlendirme sistemi olmayan ülkelerde, bu, tek başına yeterli olmuyor. Çünkü şişirilmiş hormonlu notlar, her şeyi gölgede bırakabiliyor.

YÖK ve ÖSYM, hormonlu notların dengeleri bozmaması için okul başarı puanını standardize ediyor. Yani üniversiteye girişte şişirilmiş hormonlu notlar olabildiğince minimalize ediliyor.

Gelelim MEB’e, liselere girişte okul başarı puanı MEB tarafından bazen dikkate alınıyor bazen de alınmıyor.

Bu yıl, MEB, sınavla öğrenci alan liselere girişte okul başarı puanını dikkate alacak mı, almayacak mı?

Rapor ne diyor?

MEB’in hazırladığı, 2018 Liselere Geçiş Sistemi-Merkezi Yerleştirme ile Yerleşen Öğrencilerin Performansı raporunda çok net bir mesaj veriliyor:

“Mevcut durumda Merkezi Sınavda 8. sınıf müfredatına dayalı olarak geliştirilmekte ve merkezi sınav puanına OBP dâhil edilmemektedir. Raporda, OBP ile merkezi sınav puanı arasındaki ilişki incelenmiş ve bu ilişkinin doğrusal, pozitif yönde, istatistiksel açıdan anlamlı ve güçlü olduğu (?=0,736, p<0,05) belirlenmiştir.

Bu sonuca göre öğrencilerin sınav puanları ile OBP’leri benzer değişimler göstermektedir.

Haberin Devamı

Ayrıca yapılan simülasyon çalışmasında OBP eklenmesi halinde öğrencilerin merkezi sınav puanına ilişkin başarı sıralamalarında büyük bir değişim görülmediği, mevcut başarı sıralamaları ile yüzde 95’in üzerinde benzerlik olduğu belirlenmiştir.

Bu nedenlerle öğrencilerin ortaokulda edindikleri becerilerin göstergesi ve aynı zamanda çok sayıda gözlem ve ölçmenin genel bir ortalaması olan OBP’nin sınav puanına dâhil edilmesi önerilmektedir.

Öğrencilerin 6.,7. ve 8. sınıftaki notları dikkate alınarak hesaplanan ve 0-100 aralığında değişen OBP’nin, 100-500 puan aralığına ölçeklendirilerek ve 0,12 katsayısı ile çarpılarak sınav puanına eklenmesi öğrencilerin 6., 7. ve 8. sınıflarda gösterdikleri akademik performanslarının sınav sonucuna etki etmesini sağlayacak ve geçiş sistemleri arasında bütünlük oluşturacaktır.

Merkezi yerleştirmede kullanılmasının yanında OBP’nin, yerel yerleştirmede de önceliklendirilmesi önerilmektedir.”

Doğru olan ne?

MEB ya da YÖK ve ÖSYM ne yapar, o onların sorunu. Ama eğer pedagojik anlamda doğru olanı yapmak istiyorlarsa, okul başarı puanını göz ardı edemezler. Eder ya da etkisini azaltırlarsa, okul içi eğitim zaafa uğrar ve hepten değersizleşir ki bunun da hiç kimseye bir yararı olmaz.

Haberin Devamı

Zaten sınavlar yüzünden, pek çok dersin hiçbir önemi kalmadı!

Sınavda hiç soru sorulmayan ya da çok az puan getirisi olan dersler adeta yok sayılıyor. Oysa her ders önemli ve her öğrencinin ilgi alanı çok farklı.

Biri için Matematik ne ise bir diğeri için Müzik, Coğrafya, Felsefe ya da Beden Eğitimi o derece önemli. Bu yüzden her dersi eşit derecede dikkate alacak bir düzenlemeye gidilmesi en doğru olanı!..

Gelelim, tümüyle, okul başarı puanına göre öğrenci alınmasına. Eğer bunu okul, il hatta ülke genelinde standardize etmeden, ham haliyle uygulama geçirirseniz, sonuç fiyasko olur. Tıpkı süper liselere girişte olduğu gibi. O zaman da Anadolu liselerine alternatif olarak getirilen süper liselere, not ortalamasına göre öğrenci alınmış, ama birkaç yıl sonra neredeyse tüm öğrenciler 5 ortalamayla mezun olunca, kurayla öğrenci alımına geçilmişti!

Ayrıca, sınavla öğrenci alan gözde liselere girişte okul başarı puanın göz ardı edilmesi, diğer okullara girişte ise sınavın yerine ona öncelik verilmesi bir çelişkidir.

Bu konuda MEB’deki kafa karışıklığının bir an önce netleşmesi ve kamuoyuyla paylaşması gerekiyor.

Özetin özeti: Deneme yanılma yöntemiyle öğrenme yöntemi, ilk çağlarda kaldı sanıyorduk ama MEB, YÖK ve ÖSYM’nin en favori sistemi hâlâ o!..