Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Abbas GÜÇLÜ

Hz. Muhammed bir bağışta, yardımda bulunduğu zaman "sakın bunu kimse duymasın, bilmesin" dermiş. Dinimizde de hayrın gösteriş amacıyla yapılmaması konusunda pek çok ayet ve hadis var.
Zaten hayırseverlerin çoğu bu konuda müthiş hashaslar. Yaptıkları hayrın duyulmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. İşin gösterişine kaçmak ise en son düşündükleri şey oluyor.
Çoğu zaman bizler zorluyoruz. Bırakın, yaptıklarınızı yazalım ki örnek olsun, başkaları da sizi görüp benzer girişimlerde bulunsunlar diyoruz. Bazen ikna oluyorlar, bazen de kesinlikle buna müsaade etmiyorlar.
Ama bazıları da var ki, yaptıklarını adeta reklam ve bir güç aracı olarak kullanıyorlar. Bir yanda birkaç yüz okul, öte yanda binlerce. Kırgınlıklar doğuyor. Binlerce, onbinlerce okul yapanlar gözardı ediliyor, birkaç yüz tane yapılanlar baştacı. Sessiz çoğunluk gibi maalesef gerçek hayırseverler de hep ihmal ediliyor...
İstanbul'da açılan her üç okuldan biri hayırseverler tarafından yapılıyor. Türkiye genelindeki 75 bin okuldan binlercesi yine hayırseverlerin katkısıyla eğitim ordusuna katıldı.
Zaten hayırseverlerin katkısı olmasa, devletin bu ağır eğitim yükünün altından kalkması mümkün değil. Aslında hayırseverlerin katkısı çok çok iyi durumda ama, daha fazlasının olması gerekir. Çünkü hala on binlerce okulda ikili eğitim yapılıyor. 10 milyonu aşkın çocuk ve genç de, okul çağında olmasına rağmen okula gidemiyor. Kalabalık sınıfları söylemeye bile gerek duymuyoruz.
Hiç bıkmadan, usanmadan, hayırseverlerin okul yapımına yönlendirilmeleri ve teşvik edilmeleri gerekir. İstanbul'un yeni valisi Kutlu Aktaş bu konuda müthiş duyarlı. Son bir ay içerisinde 40'ı aşkın yeni okul protokolü imzaladı. Milli Eğitim Müdürü Ömer Balıbey'le birlikte boş buldukları her alana okul yapmak için kolları sıvamışlar. Devletin yetmediği yerde hayırseverler imdadına yetişiyor. Bu gidişle birkaç yıl içinde İstanbul'da ikili öğretimden, tekli öğretime geçilirse hiç şaşırmayalım.
İstanbul'daki tüketim çılgınlığına ve yeni yerleşim yerlerindeki daire fiyatlarına bakıldığında, okul sorunun olmaması gerekir. Ama halk, bugüne kadar bu yönde duyarlı hale getirilmemiş. Zaman zaman saman alevi gibi yükselen kampanyalar da yetersiz kalmış.
Milli Eğitim bu konuda belediylerden yeterince memnun değil. Daha duyarlı olmalarını bekliyor. Ama nafile...
Yeni bir düzenlemeye gidilerek, okul yapımının yerel yönetimlere bırakılması gerekir. İşte o zaman her ilçe, en iyi okulların kendi bölgesinde olması için yarışır.
Belediyeler eskisi gibi değil, parayla oynuyorlar. Yeterli bütçesi olmayanlar için de hayırseverler devreye girer. Devletin ayırdığı ödenek de sadece eğitim ve öğretim için ayrılır. Sonuçta, eğitim bugünkü zavalılıktan kurtulur.



Yazara Email A.Guclu@milliyet.com.tr