Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

YILLARIN verdiği deneyime dayanarak bir kehanette de biz bulunalım:
Bu yıl kolejlere girmek isteyip de açıkta kalan olmayacak. Yani isteyen herkes kolejli olabilecek. Sınav sonuç belgeleri geldiğinde, ne anne babalar, ne de öğrenciler üzülecek. Çünkü herkes bir yeri kazanmış olacak.
Güçleneceğine, sürekli kan kaybeden özel okullar, sanki çare olabilecekmiş gibi, sınav sistemini sil baştan değiştirdiler.
Bu arada, İzmir'deki kolejlerle, İstanbul'daki İSTEK Vakfı okullarının sınav sisteminin dışına çıkması da tam bir şok oldu. İzmir okulları, ayrı bir sınavla öğrenci seçimine yönelirken, Bedrettin Dalan'ın başkanlığını yaptığı İSTEK Vakfı, "sınavsız kolej" dönemini başlattı.
Gelişmeler öylesine hızlı ve öylesine aceleye getirelerek yapıldı ki, velilerin kafası karmakarışık oldu.
İsterseniz önce, yapılan değişikliklere bir göz atalım:
* Daha önce, sınavdan sonra yapılan tercih sıralaması, şimdi başvuru aşamasına alındı. Yani öğrenci, puanını görmeden, hayali tercih yapacak.
* Bugüne kadar en fazla 7 tercih yapılabilirken, bu yıl tercih sayısı 20'ye yükseltildi. Bakalım veliler, bu kadar okul bulabilecek mi?
* Öğrenciler, her yıl, ilkokul 4 ve 5'inci sınıf müfredatından sorumlu tutulurken, bu yıl, sadece 5'inci sınıftan soru sorulacağı açıklandı.
* Türkçe ve Matematik sorusu 30'dan 35'e, Fen ve Sosyal Bilgiler soruları da 20'den 15'e indi. Bence haksızlık...
* Kolejler sınavı, bugüne kadar tek bir çatı altında yapılırken, bu yıl üçe bölündüler.
Veliler, böylesine önemli değişiklikler beklemedikleri için adeta şok içerisindeler. Kimi, "4'üncü sınıfı da çalışmaktan kurtulduk" diye sevinirken, önemli bir kesim, "Çocuklarımız en az bir yıldır 4, 5 demeden geceli gündüzlü çalışıyor. 4'üncü sınıftan soru sorulmayacağı neden daha önce açıklanmadı" diye sert tepki gösteriyor.
Aynı şekilde Dalan'a da tepki var. "Biz çoçuklarımızı İSTEK okullarına vereceğiz. Sınavsız olacağını bilseydik, hiç bu yarışa girmezdik." diyorlar. Haklılar, tıpkı özel okullar birliği gibi, İSTEK de geç kaldı. Elbette bir mazeretleri vardır. Ama, yeni uygulamaları önce tartışıp, iyice olgunlaştıktan sonra gelecek yıl başlatsalardı çok daha iyi olurdu.
Milliyet olarak, velilerin bu konudaki paniğine, çare olabilecek bir hazırlık içerisindeyiz. Her yıl yaz aylarında yayınladığımız "Kolejler Rehberi"mizi, çok daha sağlıklı tercih sıralaması yapabilmeniz için gelecek hafta içerisinde yayınlayacağız. Ayrıca, aslına uygun Deneme Sınavı'mızla da, gerçeğe yakın puanınızı öğrenebilecek ve hayali tercih yapmaktan kurutulacaksınız...

Spor dünyasının şovmeniyle, eğitim dünyasının şovmeni bir araya gelerek Fenerbahçe Koleji için dün protokol imzaladı. Ama ne protokol! Sanki bir eğitim kurumunun açılışı değil, Rio karnavalının tanıtımı yapılıyor. Ali Şen - Erol Altaca ikilisi, spordan sonra, eğitim dünyasına da epey hareket getireceğe benziyor. Şu laflara bakın:
"En fanatik Galatasaraylılar, Beşiktaşlılar bile Fenerbahçe kolejlerine imrenecek, onları kıskanacak. Bu ülkeyi bir gün Fenerbahçeliler yönetecek."
Galiba Ali Şen eğitimle sporu karıştırdı. Lakırdıyla eğitim olmaz. Bu gerçeği, ne Ali Şen, ne de üç yıllık özel okul tecrübesi olan Erol Altaca değiştirebilir.
Ünlü bir filozofun şu sözlerini umarım kulaklarına küpe ederler:
"Eğitim için üç şeye ihtiyaç vardır. Para, öğretim kadrosu ve en önemlisi de zaman. Para bulabilirsiniz, öğretim kadrolarını da transfer edebilirsiniz. Ama zamanı hızlandıramazsınız..."
Galatasaray, İstanbul Erkek, ve Robert'i saygın kılan, yüzlerce yıldır ayakta tutan, şampanyalı törenleri, ucuz polemikleri, desteksiz atışları, kışkırtıcı yöneticileri değil, her şeyden önce, insana ve eğitime verdikleri önemdir.