Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İşsizlik giderek olağanüstü boyutlara ulaşıyor.
Özellikle de okumuş işsizlerin sayısı giderek artıyor.
Hızla artan üniversite sayısı ve kontenjanlara bakıldığında, önümüzdeki yıllarda durum daha da vahim noktalara gelebilir...
Bir yanda artan işsizlik ve giderek yavaşlayan ekonomi, öte yanda daha fazla çocuk isteği.
Peki, ne olacak?
İşte bu noktada istihdama, yani daha fazla üretime kafa yorma zamanı geldi de geçiyor.
Oysa ilgili kurumlara bakıyoruz, ortada ne bir plan var ne de koordinasyon.
Siyasetçiler kafalarına göre üniversite kuruyor, YÖK kendi başına kontenjan artırıyor, gençler de ne işe yarayacak diye hiç sorgulamadan diploma peşinde koşuyor.
Sistem tıkandı ama hâlâ hiç kimse bunun farkında değil.
En acısı da zaten bu.
Hastalığa doğru teşhis konulamadığı için doğru tedavi de uygulanamıyor.
Evet, ülkemizin 30 yıl önce daha fazla üniversiteye ve daha fazla doktora, mühendise, öğretmene, hukukçuya, iktisatçıya ihtiyacı vardı ama şimdi yok.
Bazı mesleklerde üniversite 10 yıl mezun vermese yine de yeterince kadro var.
Ama bunu hâlâ gören yok.
Şimdi görmezsek ne zaman göreceğiz?
Şapkamızı önümüze koyma zamanı geldi de geçiyor.
Kim karar verecekse versin artık ve bu kâbus sona ersin!
TEOG şampiyonları?
TEOG sonuçları açıklandı.
Karneler verildi.
İkinci TEOG için gün sayılıyor ama birincisiyle ilgili bilinmeyenler hâlâ devam ediyor.
Örneğin kaç birinci çıktı?
Hangi iller, hangi okullar daha başarılı oldu?..
MEB, özellikle de giriş sınavları konusunda şeffaf olmak zorunda. Yoksa ardı arkası kesilmeyen şehir efsaneleri sona ermez. Bunlara her gün bir yenisi eklenir.
Bazı okullar gazetelere ilan verdi.
Yüzlerce birincimiz var dedi.
Peki ya diğerleri?
Hangi okulda kaç şampiyon var?
Bu neden açıklanmıyor?
Daha da önemlisi, okul başarı puanları tümüyle 100 üzerinden 100 ya da 5 üzerinden 5 olan okullar hangileri?
Eğer adil bir yarış isteniyorsa, her durumda eşit koşullarda yarışılmalıdır.
MEB, yıllarca, üniversiteye girişte katsayı uygulamasına karşı çıkarak, sınavda alınan puanların geçerli olmasını istedi, okul başarı puanının yok sayılmasını istedi ama aynı şeyi şimdi kendisi yapıyor.
Üstelik hiç de adil olmayan bir şekilde.
Çocukların geleceklerini çalmaktan ya da ona göz yummaktan daha kötü bir şey olamaz.
İşte bu yüzden A’dan Z’ye hepimizin duyarlı, hem de çok duyarlı olması gerekiyor.
Çünkü onlara her şeyden önce devlete, kurumlara ve sisteme olan güveni ve saygıyı öğretmeliyiz!..
İlk yardım!
Okullarda o kadar ıvır zıvır bilgiler öğretiyoruz ki hayati derecede önemli bilgilere hiç sıra gelmiyor.
Çoğu kişi ani kalp durması, trafik kazaları, bayılmalar ve ev kazaları gibi olaylar karşısında ne yapacağını bilmiyor.
Her yıl 100 binden fazla kişi hastane dışında gelişen kalp krizi sonucu hayatını kaybediyor.
Hayatta Kal Derneği Başkanı Doç. Dr. Mutlu Vural Türkiye’de ilk yardım eğitimini ve ilk 5 dakika içerisinde yapılan müdahalenin önemini bu gece Genç Bakış’ta anlatacak.
Kalp krizi geçireceğini anlayan hasta neler yapmalı?
Kalp hastalarının evlerinde almaları gereken önlemler neler?
Kalp krizinin ardından beyin ölümü kaçıncı dakikada başlar?
Elektroşok cihazları gerçekten hayat kurtarabilir mi? İstatistikler ne diyor?
İlk yardım eğitimleri nereden alınabilir?
Herkes ilk yardımcı olabilir mi?
Trafik kazalarında ilk yardım nasıl yapılır?
Doğru bildiğimiz yanlışlar nelerdir?
Boğulmadan zehirlenmeye ilk anda yapılması gereken neler?
Ve bu eğitimler okullarda niye verilmiyor, asıl işi bunu öğretmek olan kurumlar, verdikleri eğitimin karşılığında ne istiyor?
Çok önemli bir konu, belki biraz uykusuz kalacaksınız ama ileride mutlaka bir hayat kurtaracaksınız ve buna değecek....
Özetin özeti: Bir şeyleri başarmak için rüzgârın esmesine beklemek yerine o enerjiyi siz yaratın!..