Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Abbas Güçlü

8 yıllık kesintisiz eğitim, pek çok kişi ve kurumun gerçek yüzünü ortaya çıkardı. Maskeler düştü, yalan, istismar ve iki yüzlülük zırhına sığınanlar bir bir ortaya çıktı.
Örneğin Çiller ve DYP'si. İktidardayken, bir gün daha fazla kalabilmek için "Ya çıkacak, ya çıkacak" diye kesintisiz 8 yılı savunan, muhalefete düştükten sonra ise karşı çıkan Çiller'in yalancılığını sadece Türkiye değil, bütün dünya tanıdı. Ama yanıbaşındaki DYP'liler hala aval aval bakıyor. Sözde pek çoğu, yılların politikacısı, devlet adamı... İnönü sağ olsaydı, her halde üstüne basa basa "hadi canım sende" derdi ve söyleyecek söz bulamazdık...
"İstismarcı medya"nın gerçek yüzü de bu olayda çok daha iyi görüldü. Yaptıklarının ne gazetecilikle, ne dinle, ne de insana saygıyla bir ilişkisi var. Yayınlarında, yalancılık, saptırmacılık, isyana teşfik, ne ararsanız var. Sanıyorlar ki burası molların yönetimindeki İran. Yalanlarını, dolanlarını kimse duymayacak, kimse görmeyecek ve körü körüne inanacak.
Türkiye, ne molların İran'ı, ne Hitler'in Almanya'sı, ne Musollini'nin İtalya'sı. İstismarcı basının halkı kandırdığı o dönemler artık çok gerilerde kaldı...
Beni asıl şaşırtan, radyosu, televizyonu, gazetesi ve dergileriyle istismarcı medyanın yaptıkları değil de, onlara hala gazeteci gözüyle bakanların bunu görmemeleri.
Dürüstlüğüne, objektifliğine gönülden inandığımız Orhan Oğuz ve başkanı bulunduğu RÜTÜK, nasıl böyle sessiz kalabilir. Bu istismarcı kanalların haberlerini hiç mi izlemiyorlar. Kışkırtıcılığın, yalancılığın adı ne zamandır habercilik oldu. Gazetecilik adına bunca çirkinliği yapanlara ve onlara göz yumanlara yazıklar olsun!..
Refah Partisi ve tarikatların, imam hatipler ve din eğitimi konusunda, hiç ama hiç samimi olmadıklarını, at gözlüğü takanların da artık görme zamanı geldi de geçiyor. İmam hatiplerin orta kısımnda okuyan 300 bin öğrencinin dışında kalan 15 milyon öğrencinin din eğitimiyle uzaktan yakından ilgilenmeyen RP ile, Türkiye'ye değil, kendilerine adam yetiştiren tarikatların din konusundaki samimiyetlerine inanmak gerçekten çok zor...
Özetin özeti: Eğer çocuklarımızı biraz olsun seviyor ve onlara saygı duyuyorsak, yaşamlarına yön verecekleri eğitimi ve meslek alanını seçmeleri konusunda onları bir dayatmayla karşı karşıya getirmeyelim. Dünyanın çağdaş hiçbir ülkesinde mesleki yönlendirme 15 yaşından önce değil. 18 yaş sonrasına bırakanlar bile var. İyi de yapıyorlar. 18, 20 yaşındaki lise mezunlarının bile bu konuda çok yetersiz kaldıkları dikkate alındığında, 8 yıllık kesintisiz temel eğitimin önemi çok daha iyi anlaşılır.
Ah bir de istismarcılardan kurtulabilseler.
Yazara Email A.Guclu@milliyet.com.tr