Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

       KAMU Personeli Yabancı Dil Sınavı KPDS ile ilgili yakınmalar bitmek bilmiyor. Gün geçmiyor ki, KPDS mağdurları kervanına bir yenileri eklenmesin.
       ÖSYM tarafından gerçekleştirilen KPDS, şu anda, kamu kurumlarında yabancı dil bilirliğin tek ölçütü olarak kabul ediliyor. Memurlar, dil tazminatından ancak bu sınavda başarılı olduklarında yararlanabiliyorlar. Akademik kariyer yapanların önlerindeki en büyük engel de yine bu ünlü sınav. Öyle ki, ABD ve İngiltere'de en az on yıl yaşadıktan sonra mastır ve doktorasını orada yapanların bile KPDS engeline takıldıkları çok sık rastlanan bir durum.
       Geçtiğimiz aylarda yine bu konuyu ele aldığımda yurtiçi ve yurtdışından yüzlerce e - mail ve faks gelmişti. Mesajların yarısında önemli bir işlevi yerine getirdiği için sınava destek çıkılırken, diğer yarısında ise şiddetle eleştiriliyordu.
       Destekleyenler, özellikle akadamik kariyer yapanların, bir yabancı dili en iyi şekilde bilmeleri gerektiğini, KPDS'nin de bunu en iyi şekilde ölçtüğünü savundular. Karşı çıkanların en büyük şikayet konusu ise sınavın içeriğiydi. Uzmanlık alnıyla hiç ilgisi olmayan konulardan sorulan soruların şanslarını azalttığını söylüyorlardı.
       Tartışmalar yine aynı minvalde devam ediyor. Ama bu arada ÖSYM'nin yaptığı diğer sınavlara olduğu gibi KPDS'ye olan güvenilirlik de giderek azalıyor. Dil bilmeyenlerin yüksek notlar aldıkları, peş peşe düşük puan alanların bir sonraki sınavda başarılması zor rekorlar kırdıkları dilden dile dolaşıyor.
       KPDS'yi aşan iyi hoca, aşamayan kötü akademisyen mi? Sınavda başarılı olan yabancı dili iyi biliyor, 70 barajını aşamayan dil konusunda yetersiz mi? Sorular uzmanlık alanına göre mi, yoksa kel alaka konularda mı seçilmeli? Sınav soruları neden açıklanmıyor? Bir puan yüzünden insanların yaşamını altüst eden ÖSYM kendi yanlışlarının ortaya çıkmasından mı korkuyor?..
       Evet bu konuda ilgili çevrelerde çok yoğun tartışmalar yaşanıyor. Ama tarafları rahatlama konusunda en ufak bir adım yok. Eğer güvenilirse, güvenilirliği bir kez daha kanıtlanmalı, zaafları varsa da çözüm yoluna gidilmelidir...
       İşte bu konuda gelen mektuplardan biri:
       "7 yıllık uzman doktorum. Bu sınav benim ve çevremdeki birçok insan için karabasan haline geldi. Her geçen gün giderek anlamsızlaşan bu sınava üç kez girdim. Hep 60'lı puanlar almama rağmen 70 barajını aşamıyorum. Son zamanlarda bu sınav doçentlik, klinik şef, şef muavinliği için de referans teşkil etmektedir. İlginç bir şekilde son iki sınavı daha da zorlaştırdılar. Sınavın içeriği ve şekli ile ilgili ciddi çekinceler taşımaktayım. Bunları da başarısızlık kompleksiyle dile getirmiyorum. Çünkü kendi adıma başarılı bir doktor olduğuma inanıyorum. Yurtiçi ve dışında birçok kez yabancılarla diyaloğum oldu. Yurtdışında tıbbi tebliğler sundum. Asistanlığımda da 6 ay İngiltere'de kaldım... Son sınavda feminizm, Çin'deki erozyonla mücadele ve iyi - kötü politikacılar soruldu. Tıpla ne kadar bağdaşıyorsa!.."
       Özetin özeti: Birilerinin bu konuyu masaya yatırma zamanı, çoktan geldi de geçiyor.




Yazara E-Posta: a.guclu@milliyet.com.tr