Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Kent olmayı hak eden en büyük ilçelerimizden biri de Lüleburgaz. Tarihi önemi müthiş.
Kanuni döneminde yapılan Mimar Sinan’ın en görkemli eserlerinden Sokullu Mehmet Paşa Külliyesi de orada.
150 bine yaklaşan nüfusu, hoşgörülü halkı, şampiyonlar çıkartan eğitimli gençliği, verimli topraklarıyla Trakya’nın incilerinden biri!
Lüleburgaz’da her şey var ama sanki hâlâ çok şey eksik!
Tam anlamıyla bir çelişkiler kenti.
Belediyenin açtığı halk akademilerinde, halkı eğitmek ve meslek sahibi yapmak için yok, yok.
Damak tadının her türlüsüne ulaşabiliyorsunuz ama tanıtım ve pazarlama neredeyse sıfır.
Geniş caddeleri diğer kentleri imrendirecek cinsten. Beş kattan yüksek binalara izin yok. Geniş meydanları ve trafiğe kapalı yolları var ama Mimar Sinan’ın eserlerine, yeterince sahip çıkamamışlar. Üçte ikisi yerle bir olduktan sonra hatalarının farkına varmışlar ama restorasyon ve sonrasındaki kullanım amaçları ile yapılış amaçları arasında dağlar kadar fark var.
Caminin üzerine güneş enerjisi paneli, duvarlarına klima, önüne de alüminyum ve cam paravanlar yapılmış. Eminim ki Mimar Sinan’ın kemikleri sızlıyordur.
Peki, o, tarihi eserlere çivi çaktırmayan Koruma Kurulları nerede?
Oysa sadece bu külliye bile kente her yıl yüz binlerce turist getirebilir ama ne Lüleburgazlılar, ne Diyanet, ne de Koruma Kurulları bunun farkında! Acı olan da bu zaten!
TEOG yerine Çember
MEB yine hayal satıyor!
Üç Çemberli Sistem ile her öğrenci istediği liseye gidecekmiş!
1. çemberdeki okullara giremeyen öğrenci, önce 2. çemberde, daha sonra da 3. çemberde şansını deneyecekmiş!
Her çemberin kaç kilometrelik alanı kapsadığı ise belli değil!
Evinizin bulunduğu noktadan, Edirne’den Kars’a kadar geniş bir çember çizin, artık neresi olursa!
Yani, en yakın okul hayal oldu!
Allah, öğrenci, öğretmen ve velilerimize sabır versin, işleri zor hem de çok zor...
Boğaziçi Üniversitesi
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dünyanın en iyi üniversiteleri sıralamasında ilk 100’e, hele ki ilk 10’a girecek bir Türk üniversitesi hayali dünden bugüne hep var! Bir üniversitemiz gidip, “Bir onların kaynaklarına, kadrolarına ve özgürlük ortamına, bir de bizimkilere bakın, aynı koşulları sağlayın ve 10 yıl süre verin, biz de ilk 50’ye gireriz” dese, eminim ki istedikleri her olanağı sağlayacaktır!
Önceki günkü konuşması için söylenecek çok söz var. Eminim ki üniversite cevap verecektir. Vermezse, zaten ilk 100 onlar için hayal olmalı, verirlerse de saygıyla karşılanmalı!
Cumhurbaşkanı diyor ki: “Boğaziçi ülkemizin en prestijli yükseköğretim kurumlarından biridir ama bu milletin değerlerine yaslanamadığı için hedeflerine tam manasıyla ulaşamamıştır. Dünyanın en iyi üniversitelerinde eğitim görmekle yerli ve milli duruş sahibi olmak birbirinin zıddı değildir. Belli bir fikrin savunucusu olanlara kapıyı aç, belli bir fikrin savunucusu değilse ona kapıyı kapa. Bu mu özgürlük?”
Özetin özeti: Eleştirmek kolay, peki ya diğer üniversiteler demek de kolay! Derdimiz didişmek mi, ilk 100 mü önce ona karar verelim!