Galiba, bizim, en büyük sorunlarımızdan biri de güvensizlik.
Güven konusunda da adeta kamplara ayrıldık, bizim taraf ne diyorsa doğrudur, karşı taraf ne diyorsa yanlıştır mantığıyla hareket ediyoruz.
Oysa, doğru doğrudur!..
Siyasetçilere ve özellikle de medyaya düşen görev, doğrulardan asla vazgeçmemektir.
Siyasetçiler, kulüpler ya da farklı kesimlere hitap eden sivil toplum örgütleri, kendi doğruları çerçevesinde hareket edebilirler ama medya taraf olamaz.
Tıpkı üniversiteler, bilim insanları, din adamları, yargıçlar, güvenlik görevlileri ve daha pek çok meslek mensubu gibi.
Düşünün bir kez, bir öğretmen, sınıfa girdiği andan itibaren taraf olabilir mi?
Asla olmamalı, çünkü bir anda öğrencilerinin gözünde güvenirliğini yitirir.
Güvenini yitiren bir öğretmen ise ne kadar başarılı olursa olsun, öğrencilerin gözünde ve yüreğinde, hak ettiği yeri çoktan kaybetmiştir!
Ortak değerlerimiz
Cumhurbaşkanı adayları ve parti liderleri, keşke, her seçim öncesinde bir araya gelseler de ortak değerlerimiz konusunda söz birliği içerisinde olsalar.
Örneğin parlamentoya, yargıya, bilime, manevi değerlerimize, güvenlik güçlerimize olan saygıyı zedeleyecek her türlü söylemden uzak dursalar, bu kurumları yıpratacak her türlü davranışa karşı, güç birliği içerisinde olsalar.
Karşılıklı güvenin ve saygının olmadığı yerde, gerisi teferruattır.
Güven ve saygı, bir bayrak altında toplanan uluslarda asla zedelenmemesi gereken ortak değerlerdendir.
Ne olur, bu konuda çok daha dikkatli olalım...
Sınav analizleri
Dün bir milyona yakın öğrencinin yarıştığı Liselere Giriş Sınavı (LGS) vardı.
Sınav esnasında, soruların bazı WhatsApp gruplarında yayınlandığı iddia edildi.
MEB’den bu duruma müdahil olmasını istedik. Ama gelen yorumlardan bir bölümü, içerikle hiç ilgilenmeden, daha kafadan, olaya, mutlaka çalınmıştır gözüyle baktı, bir bölümü de söylenenler iftiradan başka bir şey değil şeklindeydi.
Oysa biraz araştırılsa, işgüzar bir gözetmenin soruları dışarı sızdırdığı anlaşılır ya da altından çok daha ciddi sonuçlar çıkabilirdi. Ama “Araştırılsın” yerine hemen ön yargılarımıza hareket edip, ya hemen yaftaladık ya da alkışladık.
İşte yanlış olan buydu!..
MEB, YÖK, ÖSYM gibi çocuklarımızın geleceğine yön veren kurumlar, öylesine güvenilir olmalı ki yediden yetmiş hepimiz “Onlara kefiliz diyebilmeli” ve hakkında durduk yerde hiç kimse iddiada bulunamamalı. Ama onlar da her türlü iddiayı ciddiye alıp sona kadar gidebilmeli!..
Eğitimin amacı!
Eğitimin amacı nedir sorusuna eminim ki hepimiz farklı cevaplar veririz.
Neden?
Çünkü hepimizin eğitimden beklentileri farklı.
Doğru olan da bu ama yine de evrensel ölçülerde ortak hedefler var ve dünyanın neresinde, hangi ülkede yaşıyor olursak olalım, bunlardan asla taviz verilmemeli.
Peki, nedir bu değerler?
İşte birkaç satır başı:
- Önce insan
- Saygı, sevgi, hoşgörü
- Barış, demokrasi, hukuk
- İnanç
- Çevreyi, çocukları, kadınları koruma
- Güven
Peki, dünkü ya da başka sınavlarda, bu ortak değerlerimizden hangilerini, ne kadar kazandığımız sorgulandı?
Hiç!
İşte eğitim sistemimizin en büyük yanlışlarından biri de bu!..
Özetin özeti: Eğitim, öylesine önemli bir değer ki insanı ve toplumu yüceltir de, uyutur da!..
