Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Eğitime bakış açısı herkese göre değişebiliyor.

Örneğin bana göre, çocukları ilgi ve yetenekleri doğrultusunda hayata hazırlamaktır.

Kimilerine göre de başarılarla dolu bir süreçtir.

Takdir, teşekkür, sınavlarda alınan en yüksek puanlar, en iyi okullar, en popüler meslekler, en iyi işler, en iyi kariyer ve en dolgun maaşlar...

Daha ne istenir ki!

Çocuklarının bu başarılarını heyecanla anlatanlara, peki ya çocuğunuz mutlu mu diye sakın sormayın!

Çünkü, onlara göre, eğitimin görevi, çocuğu mutlu etmek değil başarılı kılmaktır!..

Haberin Devamı

İşte bu yüzden, başta devlet ve anne babalar olmak üzere hepimiz eğitime şaşı bakıyor ve farklı beklentiler içerisine giriyoruz.

Yapılan tüm anketlerde, eğitimdeki memnuniyet oranının dibe vurması biraz da bu yüzden. Çünkü ne istediğimizi tam olarak biz de bilmiyoruz...

Eğitim ve öğretimde, yani okulda, öğrenmenin en önemli şartı, istek yaratmaktır.

İstemediği bir dersi ya da konuyu, bir öğrenciye belki bir süreliğine öğretir, sınav da kazandırırsınız ama asla sevdiremezsiniz...

Müfredat değişikliği için kırk dereden su getirenler, ideolojik gözlüklerini çıkartıp olaya biraz da pedagojik açıdan baksalar bu gerçeği görürler ama nerde!..

Eğitimin anlamı?

Damla Aktan, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde görev yapıyor ve www.egitimajansi.com sitesinde yazıyor.

İkinci yarıyıl nedeniyle yazdığı makalede çok çarpıcı tespit ve ifadeler var:

“İlkokula ait hatırladığım bir kare var gözümde. ‘Sizin kızınız asla okuyamaz, okursa ben bu mesleği bırakırım!’ diyen bir ilkokul sınıf öğretmeni... Sanıyorum o yüzden 31 yaşında doktora bitirdim ve hâlâ eğitim sektöründe varlık gösteriyorum...”

Böylesi bir tespit kaçımız için yapılmadı ki!

Kaçımız okuldan, okumaktan soğutulmadı ki!..

Keşke aradaki o öğretmen gibi öğretmen olmayanlar hiç olmasa. Ama sanki sayıları daha da artıyor!..

Aktan’ın diğer tespiti ise derslerin içeriğine ve veriliş şekline yönelik:

“Bugün, çocuklara matematiği öğretirken, hayatlarını mutlulukla çarpmayı öğretir gibi öğretmek zamanıdır.

Bugün, çocuklara Türkçeyi uzun bir cümlenin satır aralarına virgüllerle sevgi, inanç, umut, hayal serpiştirir gibi öğretmek zamanıdır.

Haberin Devamı

Bugün, çocuklara İngilizceyi, aynı dili konuşanların değil, aynı duyguları paylaşanların anlaşabildiğini öğretir gibi öğretmek zamanıdır.

Bugün, çocuklara kimyayı iki ruhun birlikte uyumla nefes alışının bu dünyayı nasıl aydınlattığının gücünü anlatır gibi öğretmek zamanıdır.

Bugün, çocuklara tarihi anıların parlaklığında örülen bir geleceğin gücünü anlatır gibi coğrafyayı ise içinde oldukları her yeri kendi kalplerinin sıcacık iklimine boyayacak güçte olduklarını anlatır gibi öğretmek zamanıdır.

Ancak o zaman, okul, onlar için sabah uyanıp gittikleri sıkıcı bir ders mekânından önce, kendi yaşamlarına açılacak heyecan verici bir kapı olur...”

Öğretmenlik bir sevdadır ama sadece sevmek yetmez, onu sanata dönüştürmek gerekir. Çünkü her öğrenci, en değerli hammaddedir ve mahir ellerde dünyanın en değerli mücevheri haline gelebilir...

Özetin özeti: Müfredat programlarıyla ilgili tartışmaları izlerken içimiz burkuluyor. Dünya nereye gidiyor, biz nelerle uğraşıyoruz. Yuh olsun hepimize!.