Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Çayı, yeşili, mavisi, kivisi, en önemlisi de müteahhit ve siyasetçileriyle Türkiye’ye damgasını vuran Rize, maalesef eğitimde aynı performansı gösteremiyor.
İki başbakan, yüzlerce bakan çıkarttı. Hemen her hükümette, mutlaka Rizeli bakanlar oldu. Ama eğitimde, hala son sıralardalar. Garip olan ise bunun farkında bile olmamaları!..
Milliyet’in “Geleceğe Yatırım Türkiye’ye Yatırım” projesi çerçevesinde iki gündür Rize’deyiz. Sürekli toplantı halindeyiz. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı da bizimle birlikte. Bazen dar kapsamlı sohbetler bazen de geniş katılımlı toplantılar düzenleniyor. Dün öğle saatlerinde gerçekleşen yemekli toplantıya, Rize’nin tüm ileri gelenleri olmasa da önemli bir bölümü katıldı. Önce Bakan Bey, ardından bizler daha sonra da Rizeliler görüşlerini dile getirdiler...
Açılım sürecinden yerel sorunlara, anayasa değişikliğinden tarıma kadar hemen her konu dile getirildi. Ama eğitim hariç. Diğer gezilerde de olduğu gibi ille de eğitim diyen ve çarpık tabloları ortaya koyan benim gibi birileri çıkmasa, eğitim belki de hiç konuşulmayacak. Sanki diğer kentlerde olduğu gibi Rize’de de, eğitimin tüm sorunları çözülmüş ve artık bu konuda konuşulacak hiçbir şey kalmamış gibi eğitime ucundan kıyısından bile dokunulmadı. Oysa üniversite giriş sınavlarında 63’üncü, SBS’de ise 53’üncü sıradalar. Bir öğretmen geldi, “Allah’tan sürekli yeni iller kuruluyor yoksa en dibe düşerdik” ironisi yaptı. Haksız da sayılmazdı...

Daha fazlasını hak ediyor
Rize de pek çok kentimiz gibi her şeyin çok daha iyisini hak ediyor. Yıllardır bu kentimize gelip giden birisi olarak kat ettiği yolu görmemek insafsızlık olur. Sürekli gelişiyor, zenginleşiyor ama eğitime ve topyekün kalkınmaya yönelik olarak kat edilecek daha çok yolları var.
Aslında dünden bugüne devlet de, hükümetler de üzerlerine düşenin çok daha fazlasını yapmış. Onlar da, dedeleri, karın tokluğuna başka illere çalışmaya giden noktadan, zengini en bol kentlerden birisi haline gelmişler. Ancak, bu zenginlerin neredeyse hiçbiri, Rize’de kalmıyor. Aidiyet duygusu en yüksek kentlerden birisi, hemşerilik dayanışması söz konusu olduğunda ellerine su döken zor bulunur. Bıraksanız üç gün boyunca size Rize’yi ve güzelliklerini anlatabilirler. Ama, makus talihlerini bir türlü yenemiyorlar. Çünkü kalıcı politikalar üretmiyorlar, eğitimi yeterince ciddiye almıyor...

‘Kimseyle sorunumuz yok’
Bakan Yazıcı tipik Rizeli. Renkli mi renkli. Her soruya mutlaka bir cevabı var. Sözü dönüp dolaştıran, soruları duymamazlıktan gelen, aman cıs bu konular el yakar hiç dokunmayım diyenlerden değil.
İçinden geldiğince konuşuyor, Konuşan Türkiye özlemini her fırsatta dile getiriyor, hukukçu kimliği nedeniyle de hak, hukuk, adalet kavramlarına sık sık vurgu yapıyor. Sanki o haşmetlu, kudretli, devletlu siyasetçilerden birisi değil de, içimizden birisi...
Müthiş tespitleri var. Uzun konuşmayı seviyor. Bu yüzden aradan cımbızla çekilen cümlelere değil, konuşmasının bütününe bakıldığında ne demek istediği çok daha iyi anlaşılıyor...

Her kesimden farklı görüşler dile getirildi
Yemekli toplantıda çok sayıda kişi söz aldı. Görüşünü dile getirdi. Farklı tespitlerde bulundu. İşte Bakan Yazıcı’dan sivil toplum örgütlerine, vatandaşlardan işadamlarına, yerel yöneticilerden bizlere toplantıda dile getirilen görüşlerden bazı ilginç satır başları:
- Konuşmaktan değil, konuşmamaktan korkalım.
- Zengin olan gitti.
- Karadeniz’in azgın dalgaları, bizim dik duruşumuzu simgeler!
- 14.5 kilometre ile Türkiye’nin en uzun tüneli Ovit bu bölgede yapılıyor.
- Takip etmediğiniz işin sermayesi, havaya gider.
- Muhalefet saldırmadıkça biz saldırmıyoruz.
- En büyük sermayemiz ve gücümüz, kardeşliğimiz.
- Bırakın herkes anasının dilini konuşsun.
- PKK’lıların gelişinde bir hukuku var mıydı ki, gidişlerinin bir hukuku olsun!
- Her evde en az iki emekli var!
- 10 yıl önceki en büyük sorunumuz faiz ve enflasyondu, her ikisi de en aza indi ama esnafın durumunda hiçbir iyileşme olmadı.
- Rize’nin yüzde 90’ı tarımla geçiniyor.
- Kardeşlik ve çözüm sürecine Doğu ve Güney Doğulu kardeşlerimiz de Rize çayı içerek katkıda bulunabilirler.
- Davos Allah’ın dağlarını satıyor para kazanıyor. Bizde de daha güzel dağlar var sadece seyrediyoruz.Rize’de Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Kayseri’de de Abdullah Gül Üniversitesi kuruldu ve her ikisini de destekleyen yerel vakıflar var. Ve çok merak ediyorum, 10 yıl sonra hangisi, hangi noktada olacak? Şu an için sanki Kayseri açık ara önde!..