Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Daha çok sanat- çılarda olur, bir role kendinizi öyle kaptırır ya da öyle bir algı yaratırsınız ki üzerinize yapışır kalır.

Daha sonra kırk tane daha film çevirseniz de o rolü üzerinden atamazsınız!

Görünen o ki aynı durum politikacılar için de söz konusu.

Bir önceki Milli Eğitim Bakanı’mız Nabi Avcı, eğitime kendisini öyle kaptırdı ki Kültür ve Turizm Bakanlığı’na atanmasının üzerinden aylar geçmesine rağmen, hâlâ eğitimi konuşuyor, eğitimi anlatıyor, eğitimde yaptıklarıyla övünüyor.

Hem de mevcut bakanı gölge de bırakacak sıklıkta.

Haberin Devamı

İsmet Yılmaz da, nezaketen olsa gerek, Sayın Bakan siz kendi işinize baksanız daha iyi olmaz mı diyemiyor.

Oysa şu günlerde, turizmin hali eğitimden de vahim durumda ve bu konuda hepimizin seferberlik halinde olmamız gerekiyor.

Turizm patlarsa, yaz aylarını zor geçiririz!..

Rekortmen Bakan!

İstatistik bilimi çok ilginç. İsteyen herkesi farklı bir alanda rekortmen yapabilir. Her şeyi, her yana çekebilirsiniz. Bu yüzden, her söylemleri enine boyuna tartışılır.

Anketçilerin, dünya genelinde, giderek artan bir şekilde itibar kaybetmeleri biraz da bu yüzden.

Onlara sorarsanız, hata payı kendilerinden değil, oy veren seçmenlerin kararsızlığından kaynaklanıyor. Ama bunu da hesaba katmaları bir yana, taraf olduklarında, olaylara bakış açıları da değişebiliyor.

Biz yine sanatçıları olduğu gibi, anketçileri de bir yana bırakıp, siyasete dönelim ve Bakan Avcı’nın hangi konuda rekor kırdığına bir göz atalım, sonra da, söyleyecek bir çift sözümüz var. İşte haber:

Kültür ve Turizm Bakanı Avcı, 1923’ten bu yana en çok öğretmen atayan Milli Eğitim Bakanı olduğunu belirterek, “Artık bu rekorun kırılmasına imkân yok çünkü atamalarla öğretmen açığını kapadık” dedi.

Avcı, Maltepe Aydınoğlu Spor Tesisleri’nde eğitim yöneticileriyle bir araya geldiği programda, eğitim alanında bakandan bakana sistem değiştiği iddialarının doğru olmadığını belirterek, Milli Eğitim Bakanlığı’nın kendine mahsus gelenekleri, teamülleri olan, kurumsal kimliği bakandan bakana değişmeyen, devlette süreklilik esasına dayanarak kendi eğitim politikalarını gerçekleştiren çok seçkin bir camia olduğunu anlattı.

Haberin Devamı

Türkiye-Finlandiya?

Avcı, Türkiye’nin son 15 yılda çok köklü değişiklik, dönüşüm geçirdiğini, ulaşımda, altyapıda birçok yenilik yapıldığını belirterek, bu yeniliklerin ve değişimlerin başında eğitimin geldiğini kaydetti, şöyle konuştu:

“Milli Eğitim Bakanı olduğum sırada Helsinki’de bir toplantıya katıldım. Finlandiya eğitim konusunda dünyada en üstün ülkelerinden birisidir. Toplantıda bir muhabir, iki ülkenin eğitim sistemini karşılaştırmamı istemişti.

‘Karşılaştıramayız’ dedim. Finlandiya’da öğrenci sayısı 550 bin. Benim bakanlığım sırasında öğrenci sayısı 17 milyondu.

Finlandiya’nın 5.5 milyon nüfusu var. Bizim öğrenci sayımız bile onların nüfusunun 3 katı. Onlardaki öğretmen sayısı 55 bin civarında, biz de 550 bin öğretmen var.

Ancak kaliteyi karşılaştıracak olursak 550 bin öğrencinin Finlandiya’da aldığı eğitimi Türkiye’de alan en az 2 milyon öğrenci var. Bizim amacımız diğer öğrencilerimizi de aynı seviyeye çıkarmak.

Haberin Devamı

Türkiye bu alanda çok şeyler yaptı, yapmaya devam edeceğiz.

Türkiye son 15 yıldır bütçesinden en büyük payı eğitime ayırıyor. Hem miktar hem de nitelik çok değişti.

Eskiden en büyük pay milli savunmanındı. Milli savunmanın bütçesi azalmadı ancak milli eğitime ayırılan pay artırıldı.

Milli Eğitim bütçesi birinci sırada. Şimdi görev yapan her 2 öğretmenden biri bu dönemde atandı.

Cumhuriyet tarihinde, 1923’ten beri ben en çok öğretmen atayan Milli Eğitim Bakanı oldum. Rekor kırdık, artık bu rekorun kırılmasına imkân yok çünkü atamalarla öğretmen açığını kapadık. Derslik sayılarımız artırıldı. Okul imkânlarımız yükseltildi...”

Peki, niye böyle?

Bakan Bey, Finlandiya ile ilgili tespitlerinde haklı.

Peki, o zaman bizimle eşdeğer nüfusa hatta fazlasına sahip Almanya, Fransa, Japonya, Güney Kore örneklerine bakalım.

Peki, onlardan daha iyi miyiz? İşte o tartışılır.

Bir de en çok öğretmen atayan bakan olduğunu söylemiş. Yani kendine mal etmiş. Oysa, hükümet iradesi olmadan, Maliye onaylamadan bu mümkün değildi!..

Öğretmen açığı kapanmış, eğitimde de yazboz yokmuş!

Hayret ki hayret! MEB istatistikleri ve el yazısının kaldırılması demek ki hayaliymiş!

Özetin özeti: Bir anket yapılsa, Sayın Bakan acaba ilk 10’a girer mi? Yoksa direkt birinci mi seçilir?..