Tatil bir keyif mi yoksa ihtiyaç mı?

Tatil ve turizm konusunda çok şanslı bir ülkeyiz. Hem tatilimiz bol hem de tatil seçeneklerimiz çok. Peki, tatil ve turizm, parası ve zamanı bol olanlara özel bir ayrıcalık mı, yoksa herkes için bir zorunluluk mu? Bu yöndeki tartışmalar dünden bugüne hep gelmiştir. Eminiz ki bundan sonra da devam edecektir.Tatil ve turizm konusunda çok şanslı bir ülkeyiz. Hem tatilimiz bol hem de tatil seçeneklerimiz çok. Peki, tatil ve turizm, parası ve zamanı bol olanlara özel bir ayrıcalık mı, yoksa herkes için bir zorunluluk mu? Bu yöndeki tartışmalar dünden bugüne hep gelmiştir. Eminiz ki bundan sonra da devam edecektir.

Yaşam boyunca ya da son üç, beş yıl, hiç tatil yapmamak bir meziyet mi yoksa tartışılması gereken ciddi bir insan hakları ihlali mi? İsraf mı yoksa en temel ihtiyaçlardan biri mi? Bir turizm ülkesi olarak bunları çoktan aşmamız gerekirdi. Yoksa ne turizm alanlarımızı ve kültürümüzü koruyabilir ne de onu çok daha ileri noktalara taşıyabiliriz…

Turizm sigortası

Evimizi, aracımızı, sağlığımızı daha pekçok şeyi sigorta ettiririz ama nedense, söz konusu turizm olduğunda sigorta hiç aklımıza gelmez ya da ek maliyet getiriyor diye uzak dururuz. İhtiyaç var mı, var. Peki o zaman neden zorunlu hale getirilmez ki?..

Avrupa’da havayolu şirketlerinin peş peşe iflas etmesi ve devamının geleceği endişesi, yeni yasal düzenlemeleri de beraberinde getiriyor. Almanya’da gündeme gelen tasarıda iflaslardan kaynaklanacak gecikme ve diğer sorunlardan yolcuların etkilenmemesi, tazminatların daha hızlı ve daha kolay ödenmesi için mali güvenceler getiriliyormuş. Darısı başımıza diyoruz...

Uygulamalı eğitim

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un, “Geçen yıl 11 okul ile başlayan uygulamayı 2023 yılına kadar aşamalı olarak 200 okula çıkarıyoruz” yönündeki açıklaması ve MEB ile yapılan protokol sevindirici.Turizm meslek liselerinin müfredatında çok ciddi bir değişikliğe gidilmesi, sektörün ihtiyaç duyduğu nitelikte gençlerin yetiştirilmesi için otellerin uygulama alanı olarak öğrencilere açılması, takdire şayan.100 milyon turist hayali kuruyorsak, yüzlü rakamlar, binlere çıkmalı ve mesleki eğitim çok daha cazip hale getirilmelidir...

Turizm: Güven

Güvenlik hemen her alanda çok önemli ama turizmde sanki çok daha önemli.

Turistler gittikleri otel ya da tatil köyü kadar, o kente, o ülkeye de güven duymak isterler. Onlar için güvenlik yoksa gerisi teferruattır. Çünkü maceraya değil, dinlenmeye, eğlenmeye, keşfetmeye gidiyorlar... Control Risks adlı danışmanlık şirketinin turizm güvenliği alanında faaliyet gösteren International SOS ile birlikte yaptığı araştırma ile turistler için en güvenilir ve en tehlikeli ülkeler belirlendi.

Buna göre turistler için en güvenli ülkeler; Finlandiya, İsviçre, Slovenya ve Lüksemburg. Araştırmada Türkiye, Hindistan, Endonezya, Meksika ve Mısır gibi ülkelerle aynı kategoride, turistler için güvenlik açısından “orta” düzeyde yer alıyor.

Turistler için tehlikeli olarak belirlenen ülkeler; Libya, Irak, Suriye, Afganistan, Somali, Yemen, Gazze Şeridi ve Sina Yarımadası’nın “üst” kısmı gösteriliyor.

Afrika’da ise Zambiya, Gabon ve Fas gibi birkaç istisna dışında, neredeyse ülkelerin tamamı tehlikeli ülkeler olarak belirtiliyor.Uzaklara gidecekseniz, bu konuyu da mutlaka göz önünde bulundurmalısınız!...

Suyun şifaya  dönüştüğü kentler

Turizm çeşitliliği çok önemli. Termal turizmi ve kaplıcalar da bu yelpazenin en dikkat çekici renklerinden biri.




Ülkemizde çok ciddi termal kaynaklar var ama bunu ne kadar turizme dönüştürebildik işte o tartışılır. Oysa, deniz, kum, güneş gibi üç, beş aylık bir sezondan çok daha fazlasını sunuyor… Haymana, tarihi özellikleri kadar, kaplıcalarıyla da ünlü bir ilçemiz. Ankara’nın hemen yanı başında ve binlerce yıllık tarihi boyunca, özellikle romatizmal hastalıklara iyi gelmesi nedeniyle ilgi odağı olmuş.

Yurt dışındaki benzer kentlere gelen ziyaretçi sayısı ve elde edilen kazançla, bizimkileri kıyasladığımızda, arada müthiş fark var. Keşke, termal turizmi çok daha fazla ciddiye alabilsek ama nerdeee...