Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Ramonet, Türkiyenin Batılılaşma sevdasının öyle günü birlik olmadığını, 100 yılı aşan süreci kapsadığını anlattı. Dün coşkuyla kutladığımız Cumhuriyet Bayramının da bu yönde atılan adımlardan bir olduğuna işaret etti.Fransız yazarın, bizi bizden daha iyi anlattığı yazısından şu bölüme katılmamak mümkün mü?"Türkiyeden başka hiçbir ülke, Avrupalı kimliğini kanıtlamak için kültürünün temel öğelerinden böylesine çok fedakarlık etmedi. Modern Türkiye, Latin harfleri uğruna eski yazı sistemini bile terk etti; yurttaşları Batılı giyinmek için geleneksel giysilerinden vazgeçmek zorunda kaldı ve Fransanın 1905 yasasından esinlenen resmi laiklik uğruna, İslamiyet devlet dini olmaktan çıktı... Demokratikleşmeyi sağlama aldı. Laikliği ve insan haklarını güçlendirdi..."Evet Batılılaşma uğruna dilini, yazısını, giyimini, rejimini, yaşam tarzını böylesine değiştiren başka hangi ülke var? Tanzimattan günümüze yüzümüz hep Batıya dönük oldu. Batı ise bizi hala samimiyet sınavından geçiriyor. Yazık, çok yazık!Başbakan Erdoğannın dünkü İtalyan basınında çıkan değerlendirmeleri işte bu yüzden önemli. Erdoğan "Sınandığımız yeter artık!" diyor. Haklı hem de çok haklı... Türkiyenin AB macerasına ilişkin olarak bugüne kadarki en çarpıcı değerlendirmeyi, Fransanın saygın uluslararası politika dergisi Le Monde Diplomatiquein Yayın Yönetmeni Ignacio Ramonet yaptı. Ramonet, yazısında, Türkiyenin AB üyeliğini savundu. Hem de bizden çok daha iyi bir şekilde. Genç Bakışta önceki gece konuğumuz KKTC Cumhurbaşkanı Denktaştı. KKTCdeki son gelişmelerin yanı sıra Türkiyenin AB macerası da uzun uzadıya konuşuldu.Marmara Üniversitesinde gerçekleşen programda öğrenciler ısrarla, Annan Planına evet diyen KKTCnin kazanımlarını sordular. Ama aldıkları cevap hep hayır oldu. Çünkü kandırılmışlar. Çünkü kendilerine verilen sözlerin hiçbiri gerçekleşmemiş.Bir yanda BM planına hayır diyen ve ABye alınan Kıbrıs Rum Kesimi, öte yanda BM planına evet diyen ve bu yüzden krizin eşiğine gelen KKTC. Öğrenciler bu durumu hatırlattıktan sonra, aynı aldatmaca Türkiyenin da başına gelebilir mi sorusunu yönelttiler. Türkiye de onca tavizden sonra KKTC gibi yüzüstü bırakılır mı dediler. Denktaşın cevabı, her defasında, Türk hükümet yetkilileri iyi müzakereci olmak zorunda, yoksa bizim gibi hayal kırıklıkları yaşayabilirler yönünde oldu. Asıl onlar samimiyetsiz AB sürecinde eksiklerimiz yok mu? Elbette fazlasıyla var. En başta da eğitim alanında. Tıpkı AB ile ABD arasındaki fark gibi bizimle onlar arasında da derin uçurumlar var. Ama kararlıyız. Osmanlıda ilköğretim okullaşma oranı binde 6 iken şimdi yüzde 100lere yaklaştık. Ortaöğretimde, yükseköğretimde, bilimsel üretkenlikte ciddi çabalar içerisindeyiz. Bugün, nasıl 80 yıl öncesinden çok farklıysak, 10 yıl sonra da bugünkünden çok farklı olacağız. İnançlıyız, kararlıyız. Tek eksiğimiz doğru yol haritası. İşte bu konuda AB, köstekleyen değil, yol gösteren olmalıdır.AB standartlarını yakalamış bir Türkiye, sadece bizi değil onları da ihya eder.Özetin özeti: Türkiyenin yarınını görmek isteyenler, dün ile bugünü kıyaslasınlar yeter... aguclu@milliyet.com.tr Eksiklerimiz yok mu?