Abbas Güçlü

Abbas Güçlü

aguclu@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Abbas GÜÇLÜ

TÜRBAN krizi nedeniyle Milli Eğitim Bakanı Hikmet Uluğbay ve İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu eleştiri oklarının hedef noktası oldu. Nedeni de, ettikleri yemine uyarak yasaları uygulamak.
Eğer Türkiye bir hukuk devletiyse, Başbakan ve iktidar partisi ANAP yöneticilerinin herkesten çok yasalara sahip çıkması gerekir. İstiklal Marşı söylemeyen, söyleyenleri tehdit eden bir zihniyeti savunmak ne ANAP'a, ne de diğerlerine bir şey kazandırır.
ANAP içindeki muhafazarkarların gücünün ne olduğunu 8 yıllık kesintisiz eğitim yasası çıkartılırken gördük. Kokut Özal, Ali Coşkun o kadar. Şimdi kılık kıyafet konusunda da yeni bir yasal düzenlemeye gidilse, şu andaki yasaların aksini savunan üç - beş kişi çıkmaz. Ama verilen tavizler dağ gibi.
Elbette hiç kimsenin eğitim öğretim hakkı engellenmemeli. Ama eğitim hakkı da siyasi amaçlar için kullanılmamalı. Türbana politize olmadığı sürece üniversitelerde hep hoşgörüyle bakıldı. Ama hep daha fazlası istendi. Kaşıyanlar da hep ucuz politikacılar oldu.
Türbanlılar değil de, solcu öğrenciler tek tip kıyafetle eylem yapmış olsaydı, eziyetin her türlüsünü yaşarlardı. Ama türbanlılar sözkonusu olunca bırakın yasaları çiğnedikleri için sorgulanmayı, teşvik ediliyorlar.
Türkiye'de millet kavramının yerine ümmet kavramını yerleştirmeye çalışanlar, hemen her gün televizyonda. Medyanın önemli bir bölümü, bilerek ya da bilmeyerek yaşadığı özgürlük ortamını yok etmeye çalışanların propagandasını yapıyor...
Bugün kara çarşafa girmek isteyenler ve onları destekleyen sözde demokratların pişmanlığı, Erbakan ve çevresindekilerin "İslami hüznünden" farklı olmayacak. Abdullah Gül, bakın bu konuda ne diyor:
"Refah'ın kapatılmasından sonra İslam ülkeleri bizimle hiç ilgilenmedi. Batılılar ise büyük yakınlık gösterdi. Tam bir İslami hüzün yaşıyoruz. Halbuki Erbakan Başbakan olur olmaz Batılı ülkelerle temastan kaçındı ve İran'dan Libya'ya bütün İslam ülkelerini dolaştı. Ama başı sıkışınca bu ülkelerin hiçbiri Refah'a ilgi göstermedi."
Aynı hüznü, REFAHYOL iktidardayken onları iktidara taşıyanlar da yaşamıştı. Ama eğer gerçekleşmesi mümkün olursa, en büyük hüznü, İran'da olduğu gibi koltuk değnekleri yaşayacak... Tıpkı şimdi Erbakan ve çevresinin olduğu gibi...
Milli Eğitim Bakanı Uluğbay'ın eğitimle ilgili yaptıkları, yapamadıkları eleştirilebilir. Ama laikliği, demokratlığı bir Mesut Yılmaz'la asla kıyaslanamaz. 8 yılda olduğu gibi yasaların uygulanması konusunda gösterdiği duyarlılık için Uluğbay'a sonsuz teşekkürler. Bu konudaki desteğinizi 0312.418 64 17, 424 53 30 nolu telefonlara ve 0312.417 70 27 nolu faksa bildirebilirsiniz.


Yazara Email A.Guclu@milliyet.com.tr