Abdullah Karakuş

Abdullah Karakuş

akarakus@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

YPG’nin Münbiç’ten çekileceğini ve Türkiye’nin de bu çekilmeyi denetleyeceğini belirten Bakan Çavuşoğlu, F-35 savaş uçağının Türkiye’ye teslimatıyla ilgili ABD’de yaşanan tartışmaları da “Benim canım sıkıldı, istemiyorum, oynamıyorum diyeceği bir anlaşma değil” ifadeleriyle yorumladı

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 4 Haziran’daki ABD ziyaretinde Münbiç ile ilgili bir takvim ve somut adımlar içeren yol haritasının çıkma ihtimali olduğunu söyledi. Çavuşoğlu Almanya ziyareti dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Çavuşoğlu, sorulara şu yanıtları verdi:

Haberin Devamı

- 4 Haziran’da ABD’ye gideceksiniz, Münbiç başta olmak üzere Suriye ile ilgili son gelinen nokta nedir?

ABD ile Tillerson’la Ankara’da buluştuktan sonra üç çalışma grubu kurduk. S400 dahil, diğer taraftan Suriye başlangıçta Münbiç ağırlıklı ve PKK ile mücadele. Bu komisyonların toplantıları yapıldı. Suriye ile ilgili komisyon 3. kez toplandı. Esasen daha önceki toplantılarda bir kere de müsteşarımız muhatabıyla bir araya gelmişti. Bu toplantılarda bir yol haritası konusunda ön mutabakat sağlandı ama son onay bakanlara bırakıldı. Eğer Tillerson görevden ayrılmasaydı, biz 19 Mart’ta bunu onaylayıp geçecektik. Burada somut adımlar var ve somut bir takvime bağlı bu eylem planı yol haritası. Somut adım ne olacak, YPG buradan çıkarılacak. YPG’nin yerine yönetimde ve güvenlik kuvvetlerinde kimler yer alacak bunu da Türkiye ve ABD birlikte kararlaştıracaklar. Herkes isimleri getirip ortaya koyabilir. ‘Yarısını sen yarısını ben belirleyeyim’ diyebilir. Hazırlık toplantısında belli olur. Onaylandıktan sonra hazırlık toplantısı ve uygulama safhası var. Uygulama safhası öyle aylar filan değil. Burada YPG’nin Münbiç’ten çekilmesine de nezaret edeceğiz, denetleyeceğiz. YPG çekildikten sonra bu oluşumları güvenliği ile ilgili geçici tedbirleri biz alacağız, boşluk oluşmasın ve başka terör örgütleri girmesin diye. DEAŞ geri gelmesin vb. Burada kriter, buranının demografik yapısı. Burası yüzde 90’dan fazla Arapların, dolayısıyla Arapların yöneteceği ağırlıklı. Yüzde 2 ise Kürt varsa yüzde 2 Kürt de olabilir. Ama YPG olmaz. Münbiç modelini başarıyla uyguladıktan sonra Suriye’nin kuzeyinin istikrara kavuşturulması için diğer yerlerde adımların atılması. Vardığımız prensip anlaşması bu. Münbiç modeli. Sonrası için model olacak. Başka şehre gideceğiz Rakka. Aynı şekilde Kobani. Nüfusu ağırlıklı Kürt ise yönetim de ağırlıklı Kürtler’den olması doğal. PKK, Kürtleri de sürgüne gönderdi. O Kürtlerin dönüşünün sağlanması lazım. (ABD’nin çekilme durumu). Şimdi ABD’ye ‘buradan çekileceksin’ deme hakkım yok, benim toprağım değil. ABD kendisi karar verir, çekilir, çekilmez.

Haberin Devamı

Gerginliği azaltacak

- Mutabakat ne durumda, yeni bir durum var mı?

Küçük bir iki güncelleme ancak olmuştur. Kaldığımız yerden devam ediyoruz. Zaten NATO toplantısı marjında Brüksel’de Pompeo ile buluştuğumuzda birinci cümlesi ‘bu anlaşmaya sadığız, bir an önce sen de gel bunu onaylayalam, uygulamaya geçelim’ oldu. Münbiç’teki bu adım Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerde gerginliği bir nebze olsun azaltacak ve sonra atılacak pozitif bazı adımların temelini oluşturacak. Biz diyoruz başka adımlar atabilmemiz için tekrar güveni inşa etmemiz lazım. Güven kaybı var.

Haberin Devamı

4 Haziran’da Münbiç için takvim çıkabilir

- ABD, YPG ile iş tutmaktan vazgeçiyor diyebilir miyiz?

ABD, YPG ile ne kadar iş tutar ne kadar iş tutmaz. Benim edindiğim izlenim, Kandil ve PKK bağlantılı olanları buradan çıkarmak istiyor. YPG ile Kandil arasında bağı koparmak istiyor. YPG ayrılacak, önemli soru bu; ama nereye gidecek? DAEŞ gibi çöllere mi gidecek. Kandil’e mi? Ne kadarına silah bıraktırıp normal hayata döndürebilecekler. Bunların detayı önemli. İstihbarat, asker bunların detayını görüşüyorlar. Daha önce bir heyet geldi bizimkilerle görüştüler. Genelkurmay başkanlarımız bir araya geldiler. Uygulama safhasının hazırlıklarını yapıyorlar. Siyasi otorite okey dedikten sonra atılması gereken adımlar var. O adımları da istihbarat, asker ve biz de koordine edeceğiz. Ne zaman gidecek, kimler yönetecek? Askerlerimiz, istihbaratımız teknik konuları görüşüyorlar, çalışıyorlar. Onay verince tak tak tak adımları hızlı bir şekilde atabilmek için.

‘4 Haziran öncesi elçi döner’

- Yol haritasının somut takvimi var mı?

Bunun için 4’ünü bekleyeceksiniz. Belki o gün bir şey değişecek. Bir ülkeyle bir şey götürüyoruz. 4 Haziran’da takvim çıkma ihtimali var. Hangi günde hangi adımları atacağız? Takvime bağlı, somut adımlar içeren bir yol haritası. Ortak bir açıklama yapacağız o gün.

- Kudüs sonrası ABD Büyükelçisi’ni Ankara’ya çağırmıştınız. 4 Haziran öncesi döner mi?

Tabii döner. İstişarelerimizi yapıyoruz biz zaten büyükelçiyi ABD’den çekmedik. Benim ziyaretimde büyükelçinin orada olması önemli. Bir an önce gidip de hazırlıkları yapması önemli. Zaten Sayın Cumhurbaşkanımız kabul edecekler.

Sona doğru geldik

- AB heyeti Türkiye’ye geliyor, vize başta olmak üzere oyalama mı var?

Oyalama değil. 4 bakanlığımız çalışıyor. Başlıklara baktığımızda 7 tane kalmış. Biz aldık onayı gönderdik. Onlar titiz şekilde çalışıyor. Önce ekip gelecek uzmanlar, arkadaşlarımızla görüşecekler. Arkasından Timmermans gelecek. Ben artık sona doğru geldiğimizi düşünüyorum. AB oyalamak isterse oyalar. Örneğin Gürcistan tüm kriterleri yerine getirdi. Bir seneden fazla süre geçtikten sonra uyguladılar.

HDP mitingi uyarısı

- Almanya’nin HDP mitingine izni konusu gündeme geldi mi?

Onu söyledim. Her ne kadar son dakika adamları konuşturmasanız da adamlar mitingini yaptı. O da dedi ki ‘onlara konuşma izni vermedik. Biz de takip ediyoruz, siz de bize bilgi verirseniz.’ Adamlara konuşma izni vermemişler ama tabii o arada PKK paçavralarını sallandırdılar. Ona da izin vermemeleri gerekirdi. Son bir sene içinde PKK’ya yönelik gerçekten katı tutum izlemeye başladılar. Sigmar’ın da bir önceki içişleri bakanının da önemli rolü var. Eyalet Başbakanı da ‘kesinlikle biz PKK ile Kürtleri iyi ayırt ediyoruz’ dedi. Biz de ‘tam bunu istiyoruz’ dedik.

F-35 ‘canım sıkıldı oynamıyorum’ gibi bir anlaşma değil

- F-35 teslimatta hangi noktadayız?

Benim şahsen endişem yok. Çünkü bu bir anlaşma. Paraları ödenmiş, kapsamlı bir anlaşma. İçinde ortak üretim de var yani parça üretimi de var. Bugüne kadar taksitlerimizi hiç aksatmadan ödemişiz. Bu anlaşma S 400 veya Türkiye’nin başka bir anlaşmasına bağlı değil. ‘Benim canım sıkıldı, istemiyorum, oynamıyorum’ diyeceği bir anlaşma da değil. Çok ciddi bir anlaşma. Hukuki yükümlülükleri de var. Kongreden söylemler geliyor, kısıtlamaya yönelik. Şu ana kadar hükümet kanadından, yönetim kanadından doğrudan böyle bir baskı yok. F-35’i vermiyoruz diye. O nedenle ben bir endişe görmüyorum. Ama en kötü senaryoyu düşünelim. O zaman hukuki bir süreç olur, o da işler. Ama Türkiye hava savunma sisteminde müttefiklerinden alamayınca çaresiz kalmadıysa burada da çaresiz kalmaz. Biz ihtiyacımızı mutlaka karşılarız. Biz NATO üyesiyiz, önemli bir müttefikiyiz. NATO ile çok önemli tatbikatlar yapıyoruz. Tüm bu alımlarımızı da biz müttefiklerimizden almak isteriz. Müttefiklerimiz de keyfi engeller çıkarmamalı. Başka kurumlara atarak da bu işleri savsaklamamalı, oyalamamalı. Müttefikliğe yakışır şekilde bu işleri sürdürmemiz lazım. İhtiyacım varsa bir yerden karşılayamazsam mutlaka acil ihtiyacımı bir yerden karşılarım, alırım. Ben bir engel, problem çıkacağını düşünmüyorum. Kararı yönetim verir. Kongrenin bazı aldığı yaptırım kararlarında, büyük bölümünde yönetime bir yetki payı bırakıyor. En son Rusya’ya yaptırımda bırakmadı. Son kararı yönetim veriyor.

- Olumsuz olursa ABD’ye karşılık vereceğimiz neler var?

Varsayımlar üzerine konuşmak doğru olmaz. Masaya ben onu koydum, o onu koydu. Ama masada bile değil. Sizin söylediğiniz şeyler ancak ilişkiler ancak kopma noktasına gelince konuşulacak konular. İlişkiler kopmadan, Türkiye’ye karşı çok hasmane, düşmanca bir tutum olmadığı zaman en ufak anlaşmazlıkta ‘ben de böyle yaparım’ diye masaya bir şey konulmaz. İlişkilerin o noktaya geleceğini düşünmüyorum. Özellikle Münbiç modelini uygulamaya başlarsak, FETÖ iadesi de çok ciddi bir konu. Bu iki konuda adım atılabilir. YPG’ye verilen destek bunları yoluna koyabilirsek ilişkiler normalleşmeye başlar.

Türkiye’ye karşı Trump saygılı

- Trump ile Erdoğan arasındaki ilişkiler nasıl?

Bence birbirini iyi tanıyan ikili. Trump’ın Türkiye’ye karşı büyük bir saygısı ve sevgisi var. Türkiye ile ilişkilerin bozulmasını istemiyor. Yer yer sesini yükselttiğini biliyoruz. ‘Bu ilişkiler niye böyle’ diye. Sayın Cumhurbaşkanımıza son derece büyük bir saygısı var. Telefon konuşmalarında bu görülüyor. Trump’la tüm görüşmelerde ve telefon konuşmalarında vardım. Gerçekten Trump’ın Türkiye’ye karşı çok büyük sevgisi var. Cumhurbaşkanımıza da var. Bunu fark ediyorsunuzdur. Cumhurbaşkanımız var olan problemleri de Trump’a söylüyor. (Suriye konusunda neler söylüyor?) Bu sorunu açıkça söylüyor. Her konuda fikir birliği ya da sorunların çözüldüğü anlamına gelmez. Şu anda ABD ‘silah vermiyoruz’ diyor, ‘gel Münbiç’ten beraber atalım’ diyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın hayal kırıklıkları ve tereddütleri giderilir.