Adil Öğretmen'den IMF'ye mektup

Bilgi alışverişi elektronik medya ile adeta taçlanıyor. Her geçen gün yeni kurulan mail grupları, ülkenin içinde bulunduğu koşullardan çıkış arayanların seslerini yansıtıyor. İnternet kullanıcılarına ulaşabilen bu havuzdan seçtiğim bir mesajı iletmek istiyorum.
Dün "Öğretmenler Günü, tüm yurtta ve KKTC'de kutlandı" haberlerine doymuşken, size 56 yaşındaki Adil Öğretmen'in, IMF'ye yazdığı mektubu aktarmadan önce, bu mail'i elektronik postama ulaştıran Gürsel Gürel'den söz etmek istiyorum.

Gürel, geçtiğimiz hafta internette Kuva-yı Milliye Hareketi'ni kurdu. 1967 doğumlu denetim uzmanı, müfettiş Gürel, iş kariyerini Türkiye'nin en tanınmış holdinglerinden birinde tamamladığını ve iş dünyasında tanık olduğu ilişkilerden yola çıkarak sistem çözümleri için kolları sıvadığını anlattı. Bir anda bin 500'ün üzerinde mail adresine ulaşan ve bunların 200'ünün milletvekilleri olduğunu söyleyen Gürel'in sitesine; DSP Manisa Milletvekili Gönül Saray ve ANAP İstanbul Milletvekili Emre Kocaoğlu'ndan yanıtlar geliyor.
Burada bir nokta dikkatimi çekti. Saray, geçtiğimiz günlerde düzenlenen bir kokteyl ile kendilerini kamuoyuna tanıtan "Yeni Yüzler Hareketi'nin" kurduğu yeniyüzler.org sitesine de üye olmuş.

Burada aklıma şu soru geliyor?
"Acaba artık milletvekilleri de partilerinden umutlarını kesiyorlar? Yoksa partilerinin halk ile kopukluğunu gidermek için iyi niyetli bir çabanın mı içindeler?"
Şimdi gelelim, Adil Öğretmen'in IMF Başkanı Hans Köhler'e gönderdiği 23 maddelik mektubuna. Adil Öğretmen "Devletimiz dünyanın en savurgan devleti, halkımız ise dünyanın en israfçı hakıdır. Devletimizin ve halkımızın IMF'yi, Dünya Bankası'nı, G - 7 ve AB ülkelerini para için rahatsız etme hakkı yoktur. Bir daha bize kredi vermeyin. Peşin söyleyeyim ödeyemeyiz" diyor.

Maddelerden bazı örnekleri alıyorum: "Kamuda 130 bin makam aracı var. Bu rakam Almanya'da 15 bin, İngiltere'de 12 bin, Japonya'da 10 bindir araç. Kamunun 19 uçağı var. Almanya'nın 17, Kanada'nın 14, Portekiz'in 4, Norveç'in 3, Yunanistan'ın 1 uçağı var.
Siyasi amaçlı 7 yerleşim birimine yapılan havaalanlarından 2000 yılında devlet 1 trilyon 600 milyar lira zarar etti.
TBMM Başkanlığı'nda 5 binin üzerinde personel var. 400 bin sahte emekli devletten maaş alıyor."
Liste böyle uzuyor. Ben de Adil Öğretmen'e, 14 yıldır özelleştime programı uygulanan Sümer Holding'te 23 gün çalışıp, yüksek maaşla emekli olan torpilliler skandalını hatırlatayım. Bunlara ilaveten Başbakanlık'ta görev alan 120 kişilik danışman ordusuna, geçtiğimiz günlerde Başbakanlık Müşaviri kadrosundan bir yenisinin eklendiğini belirteyim.

Adil Öğretmen bir de Türkiye tablosu koyuyor ortaya: 13 milyon insan aç, 14 milyon insan işsizdir. Nüfusun yüzde 10'u tuvaletsizdir. Diş macunu tüketimi İngiltere'de kişi başına 450 gramken, Türkiye'de 48 gramdır.
13 milyon kişi icralıktır. 120 milyon ekmeğin, 22 milyonu çöpe gider. Yoksullukta dünya dördüncüsü, rüşvette ilk sıradadır.
Adil Öğretmen'in çizdiği tabloyu, geçtiğimiz hafta Mersin Ticaret ve Sanayi Odası'nın Avrupa Kalkınma Ajansları temsilcileriyle yapılan toplantıda İçel Valisi Akif Tığ dile getiriyordu: "Nüfusun yüzde 25'i işsiz, yüzde 15'inin aylık geliri yok, yüzde 30'u asgari geçim standartının altında..."
Tığ'ın verdiği oranlar 1997'den kalma. Devletin bilgiye - veriye küs olduğu buradan belli ki, 2001 yılı biterken, 4 yıllık rakamlarla kendimizi anlatıyoruz, bu işin bir yanı. Bir başka yanı daha var ki, bugün asgari geçim standartı 1 milyar liraya dayanıyor. Hangi kaymakam, öğretmen, polis, asker, doktor bu maaşı alabiliyor?
Rakamlar havada kalabilir; ancak mahalle muhtarınızdaki yardım talepleri, fırıncınızın camına asılı "Akşamdan kalan ekmek 100 bin lira" yazısı, ayağı papuçsuz, sırtı paltosuz sokak çocukları, gözü yaşlı işsiz arkadaşınız kanlı canlı gerçekler. Bir başka gerçek de şu ki; Halk geliyor!
Bugün elektronik medya ile, yarın oy ile.... Hele bir kenara çekilin, yolu açın beyler!