Finans piyasalarına virüs düzeltmesi!
Çin’den yayılan koronavirüs kaynaklı gelişmeler haftanın en önemli finansal endikatörü olmaya aday. Bu salgın doğal olarak finans piyasalarını etkileyecek
Çin’den dünyaya yayıldığı iddia edilen virüs salgını daha önceki SARS ve MERS salgınlarına benzemiyor. Vuhan şehrinin karantinaya alınması sonrasında bağlı olduğu eyalet ve 10’a yakın şehrin daha karantinaya alındığı haberleri sosyal medyaya intikal etmiş durumda.
10 değilse bile birden fazla şehrin Çin’de karantinaya alınmış olması; Çin Yeni Yılı arifesindeki en büyük “iç göç hareketi” açısından önemli bir haber. Bu salgının Çin’in en büyük iç turizm/hareket öncesinde başlamış olması; şimdilik sınırlı olsa da diğer ülkelere yayılmaya başlaması; virüsün kuluçka süresinin 10 günden daha uzun olması; ortaya çıkmasının daha doğrusu anlaşılmasının, yayılmanın da geç anlaşılmasına neden olacak gibi görünüyor.
Fed gölgede kalır
Görünen o ki bu hafta 28 - 29 Ocak’ta yapılacak ABD Merkez Bankası’nın (Fed) para politikası toplantısı korkarım “koronavirüs” gölgesinde kalacak gibi. Her ne kadar bu hafta yapılacak toplantıdan her hangi bir faiz değişikliği beklenmiyor olsa da yine de virüs, Fed’den rol çalacağa benziyor.
Hafta sonu gelen haberler; Vuhan şehrine giriş - çıkışların yasaklandığı, birden fazla şehrin daha karantina kapsamına alındığı haberleri önümüzdeki haftanın en önemli finansal endikatörü olmaya aday. Bu durum doğal olarak da finans piyasalarını etkileyecektir.
Tek haneli büyüme
Bu yıl; Çin’in son 30 yılının en kötü büyümesi gelebilir!
Çin önce çift haneden tek haneye geriledi. Şimdi de düşük tek haneli büyümeler konuşuluyor olacak. Yaşanan sağlık felaketinin ekonomiye nasıl yansıyacağı henüz net olmasa da daha önceki salgınlardan daha kötü bir resmin ortaya çıkması Çin’in büyüme rakamını olumsuz etkileyebilir.
Yüzde 5’lerin altına gerileyebilecek bir Çin büyümesi ister istemez endüstriyel metaller, tarımsal emtia ve özellikle de petrol tarafını olumsuz etkileyebilecek. Emtia fiyatlarındaki genel gerilemeden belki altın “güvenli liman” edasıyla bağışık kalabilir, ancak bunun da çok uzun süreli olması ihtimali düşük.
Çin Yeni Yılı arifesinde ortaya çıkan koronavirüs daha önceki SARS ve MERS salgınlarına benzemiyor. Çin çok sayıda şehri karantina altına aldı.
Çin’den yapılan ithalata ve bakıra dikkat!
Çin’den ithal edilecek mallarda “virüs kontrolü” şartı ve akabinde de “karantina” koşulu getirilecek olur ise Çin’in muadili olan ara mallarının fiyatlarında yükseliş yaşanmasına, bunun da ‘anlamsız bir enflasyon’ yaratmasına tanık olabiliriz.
Diğer yandan yukarıda bahsettiğim üzere emtia fiyatlarında genele yayılan bir gerileme/düşüş görülebilir. Özellikle “Dr. Bakır” yakından takip edilmeli! 16 Ocak’ta 2.8860 pound/dolar seviyesini gördükten sonra gerilemeye başlayan ve geçtiğimiz haftayı 2.6910 seviyesindeki 200 günlük BHO’sının da altında 2.6840 seviyesinde kapatan bakır fiyatlarında bu hafta daha da sert düşüşler görülebilir.
ABD’de borsalar fırsat mı kolluyor?
Uzun zamandan bu yana düzeltme için fırsat arayan (aslında pek de aradıkları yok ama...!) ABD borsaları için “koronavirüs düzeltmesi” gelir mi derseniz, bu ihtimalin hayli arttığını düşünüyorum.
Çin’den gelen haberler henüz daha bu salgının kontrol altına alınabildiği yönünde değil. Askeri önlemlerle çözüm arayışı ne denli etkili olacak, henüz anlaşılabilmiş değil. Diğer yandan da güven verici adımlara ihtiyaç olduğu aşikar. Hem Çin’de yaşayanlar, hem de dünya vatandaşları için...
Görünen o ki geçtiğimiz hafta veya önceki hafta zirve “tazeleyen” ABD borsalarında, özellikle geçtiğimiz hafta Cuma günü başlayan düzeltme/düşüş sürecinin bu hafta devam etmesi, hatta “hızlanması” ihtimali dahi var!
Geçtiğimiz Cuma günü 3.333,18 ile geçtiğimiz Çarşamba günkü 3.337,77 zirvesinden sonraki en yüksek seviyesini gören S&P 500 endeksinin ilk aşamada 3.272’ler, ardından 3.195 ile 3.200’lerinin altını test etmesi olasılığı hayli yüksek.
Benzer bir “koronavirüs düzeltmesi” Borsa İstanbul cephesini de bekliyor. Bundan “bağışık olmamız” zor görünüyor!
Depreme üzülüyoruz, yine üzülüyoruz...
Geçtiğimiz hafta Elazığ ve Malatya’yı vuran deprem felaketinde yaşamını yitirenlere Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar dilemek istiyorum.
Depremin artık bir “kader olmadığını” bilecek kadar felaket yaşadık. Her ne kadar yeni nesiller “yeniden öğreniyor” olsalar da tecrübeli nesil bunları yaşadı, öğrendi. Yeni nesiller arada bir eskilere, “akil adamlara” sorsalar hem daha az hayat kaybedeceğiz, hem de hamasi söylemler yerini hayat kurtaran önlemlere bırakabilecek. Nedendir ki her yeni nesilde tarih tekerrür eder? Tarihten ders alınmadığından olmasın...?
Ya da başka bir deyişle “ders alınsaydı, hiç tarih tekerrür (tekrarlar) eder miydi?”
