Altan Altın

Altan Altın

Altan.Altın@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bornova Büyük Çarşı, alışverişin karşılıklı güven üzerine kurulduğu, çocukların, satıcıya, “Parasını akşam işten gelirken babamdan alırsın” dediği yerdir.
Esnafların dükkânlarını açarken birbirine “Günaydın, hayırlı işler” demeyi henüz unutmadığı, müthiş bir ahlaki değerler bütünü olan ahilik ruhunun yaşatılmaya devam edildiği Büyük Çarşı’nın esnafları hala kapısının önüne bir sandalye bırakıp öyle giderler öğlen namazına… Fukara aç döndürülmez Büyük Çarşı’daki lokantaların kapısından.
Garip bir şekilde müşterisi de farklıdır Büyük Çarşı dükkânlarının. Değişik bir dayanışma şekli oluşmuş çarşı esnafı ile müşterisi arasında. Garibanları kapıdan çevirmeyen lokantacıyı gören müşterinin lokantacı bu yükü tek başına sırtlanmasın diye yediği yemeğin fiyatından 2-3 kat daha fazla para ödediğine çok kereler tanık oldum. Konuşmalarına bile gerek yoktur, lokantacı kasasına giren o paranın kendisine ait olmadığını, fukaranın rızkı olduğunu iyi bilir. Müşteri de bilir ki bu yaptığı asla suiistimal edilmez. Fazladan verdiği paranın son kuruşu bile garibanın kursağına gider. Farkında bile olmazsınız ama böyle bir gönül güzelliği ile yaşar gider Büyük Çarşı yüzyıllardan bu yana.
Osmanlı İslam kültüründe sosyal hayat genellikle külliyeler çevresinde yoğunlaşırdı. Cami ile birlikte medrese, imaret, türbe, kütüphane, hamam, aşevi, kervansaray, okul, hastane, tekke, zaviye gibi mimari yapılardan oluşan külliyelerin hemen yanı başında bu mekânların giderlerini karşılamak amacıyla “akar” olarak bilinen dükkânlardan oluşan bir çarşı da bulunurdu. İstanbul’daki Sultanahmet Külliyesi’ne gelir sağlayan Arasta Pazarı ile, Yeni Cami Külliyesi’ne gelir sağlayan Mısır Çarşısı bunun önemli örnekleridir.
Bornova’nın gözbebeği Büyük Çarşı da genel görünüm olarak, Camisi (Merkez Büyük Cami), medresesi (Dar-ül Kurra), binalar arasında kaybolup giden hamamı, Alişir Beşir Nezir Türbesi ve dükkanlarıyla Sultanahmet ve Yeni Cami Külliyelerindeki, Arasta Pazarı ve Mısır Çarşısı gibi bir külliyenin parçası görünümündedir.

Haberin Devamı

Bornova Büyük Çarşı’daki dükkanlar kimin eseri

Haberin Devamı

Bornova Büyük Çarşı’nın yüzlerce yıllık tarihine dair fazla bir kayıt olmamakla birlikte bilindiği kadarıyla eldeki en eski belge 1511 yılına aittir. Amerikalı Osmanlı tarihçisi Heath Lowry’nin “Hersekzâde Ahmed Paşa: Bir Osmanlı Devlet Adamının Meslek Hayatı ve Kurduğu Vakıflar” adlı makalesinden öğreniyoruz ki Bornova’da bir hamam ve çok sayıda dükkan Hersekzade Ahmet Çelebi’nin eseridir. Heath Lowry makalesinde, eserlerinin büyük kısmı Keşan ve çevresinde yoğunlaşan Hersekzade Ahmet Çelebi’nin Bornova ve Urla’daki eserleri ile ilgili olarak, “Özellikle İzmir civarındaki iki küçük yerleşimde, yani, Burun Ova (Bornova) ve ondan da küçük olan Urla’da onu hamam yapmaya teşvik edenin ne olduğu merak konusudur. Burun Ova’daki hamama ek olarak, aynı küçük kasabada sayısı belirtilmemiş dükkân inşa etmiştir” şeklinde bir not düşmüş.
Heath Lowry, Hersekzade Ahmet Çelebi’nin Bornova’da yaptırdığı hamam ve dükkanlarla ilgili bilgiye kaynak olarak gösterdiği yayın 1940 yılında Pensilvanya Üniversitesi tarafından yayınlanan Muuhammed Ahmed Simsar’ın kaleme aldığı, “The Waqfiyah of Ahmet Pasa” adlı eserdir.
Eserleri onu yaşatıyor. Nurlarda uyusun Hersekzade Ahmet Çelebi.