Yazarlar Altyapı olmadan...

Altyapı olmadan...

11.12.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Altyapı olmadan...

Altyapı olmadan...

Şeref OĞUZ

Kavramların içini boşaltmada üstümüze yok. "Megastar" dedik, bir iki şarkı ezberlemiş medya gazlarını "mega"laştırdık; "mega" kelimesi sizlere ömür.
"Şok" sözcüğü de aynı akıbete uğradı. Niteliksiz, asparagas, abartılı, derinliksiz yığınca olayı "şok"ladık, "Türkiye sarsılacak" dedik, "az sonra" dedik. Şok kelimesini, sıradan, munis bir kavram haline getirdik.
Örnekler uzar, gider. Ben, son örneği, ekonomiden vermek istiyorum. İçini boşalttığımız kelimelerden biri de "reform". Tıkanan yapıları dönüştürmek anlamında kullanıyoruz. O kadar sık ve gereksiz kullanıyoruz ki, reform kelimesini de eskittik. Artık reform deyince benim aklıma, bir iki küçük değişikliği öngören yasal düzenleme geliyor.
Vergi Reformu da bu "anomi" vadisinde akıp giden bir kavram oldu. Son reform taslağına baktığımızda bunu daha da net görüyoruz. Sorunun sebebine değil, sonuçlarına odaklı kafalarımız, bir şeye basmıyor; Her reform bir külfet gerektirir. Yapısal dönüşüm sancılıdır ve uzun solukludur.
Vergi verilmez, alınır. Tüm dünya böyle yapıyor. Siz, "vermeyenin kellesini keserim" deseniz dahi, böylesine yüksek oranlı vergileri toplayamazsınız. Hammurabi de öyle yapmıştı; "uymayanın kellesi gider" demişti, kelleler de gitti ama yine de uyulmadı.
Bilgisayarlı takip, servet beyanı, borsaya, faize vergi... Kaçağa son, gelirde artış, kayıtdışına darbe... Dikkat edin, tüm bunları, yıllardır tartışıyoruz. Arada bir, birileri çıkıyor, bu vergi geyiklerini paketliyor, vergi reformu diye önümüze sürüyor.
Şimdi önümüzde bir vergi reform taslağı var. Söyledikleri, yukarıdakilerin aynısı. Peki hayata geçirilebilir mi? Biz, "reform" deyince "yasa" anladığımızdan, hükümet, siyasi br başarıyla bunu pekala hayata geçirebilir.
Peki geçirir de ne olur? Bütçenin boyu uzar mı? Sanmıyorum. Örneğin bilgisayarlı takip. Ortada ne bilgisayar vardır, ne takip edecek vergi uzmanı.
Herkese vergi numarası hala ortada yok. 37 milyon seçmenin olduğu ülkede, en geniş anlamıyla 7.5 milyon mükellef bulunması bir başka utanç. Ücretli vergisi haline gelen gelir vergisi sistemi, "idari" yönden utanç vericidir. Artı, böylesine yüksek oranlarla insanlar, tüm cezayı göze alıp vergi kaçırır. Üstelik onu yakalayacak mekanizmalar ortada yoksa, bunu su içer gibi kolayca yapar.
Ben, Perihan'ın haberindeki "Vergi reformu yüzünden paralarını transfer edenlere" çok gülüyorum. Kafeslediği kazı yolmaktan öteye becerisi olmayan vergi idaresinin kükremesine bakmayın. Kesinlikle vergi kaçağını yakalayamazlar. İstedikleri kadar "reform" desinler, yapılan iş, "kuru gürültüdür" ve etkisi çabuk geçer. Geriye, toplanamayan vergi yüzünden açık veren bütçe, bu açıkla beslenen enflasyon, kayıtdışının daha da semirmesi kalır.
Karadeniz Otoyolu'ndan önce Türkiye'nin, "Bilgi Yolu"na ihtiyacı vardır. Bu Bilgi yolu da, verginin on line haline gelmesini sağlayacak yegane yoldur. Ve siz, ancak böylesi bir bilgi yolu yatırımı yapmışsanız Vergi düzenlemelerine "reform" diyebilirsiniz. Aksi halde, bu da bir "geyiktir", gelir geçer.







Yazara Email seref.oguz@milliyet.com.tr