Yazarlar Amerika'ya cömert gezi!..

Amerika'ya cömert gezi!..

18.12.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Amerika'ya cömert gezi!..

Amerikaya cömert gezi..

Yalçın DOĞAN

SANKİ "gizli bir el" resmi ziyaretleri arka arkaya "önceden" planlamış gibi. Avrupa Birliği hüsranı sonrasında Rus Başbakanı'nın Ankara ziyaretini, Başbakan Yılmaz'ın Amerika gezisi izliyor.
Avrupa'ya nazire edercesine, Türkiye, Rusya ile "tarihinin en sıcak ilişkisine" adım atarken, Amerika ile siyasal ve ekonomik alanda "cömert" bir alışverişin arifesini yaşıyor. Bakın Mesut Yılmaz'ın Amerika'ya götürdüğü çantasında neler var:
"- Savunma işbirliği çerçevesinde başta helikopter olmak üzere, çeşitli askeri araç ve gereç.
- Enerji yatırımları çerçevesinde petrol boru hattı, doğal gaz hattı, nükleer santral ve diğer santrallar.
- Amerika'dan yaklaşık 800 milyon dolarlık tekstil kotası.
- Boenig uçaklar, THY için."
Milyarlarca dolar toplamındaki bu yatırımlara Türk - Amerikan ilişkileri tarihinde ilk kez rastlanıyor. Gerçi bunlar birkaç aydır yürütülen görüşmeler sonunda, yani AB'nin Lüksemburg kararından önce hedefleniyor. Ama, bulunduğumuz nokta "ilişkiler açısından neredeyse ürkütücü." Türkiye, Amerika ile ilişkilerini "Avrupa'ya tepki üzerine oturtamaz." Bu yanlış olur. Ne var ki, Mesut Yılmaz'ın çantasındaki ekonomik bölümde bu projelerin yattığı da bir gerçek.
Ekonomik boyut siyasal boyutla destekleniyor. Türkiye ile Amerika arasında "ilk kez bir danışma mekanizması" oluşturuluyor. İki ülke Dışişleri bakanlarının yılda bir, teknik elemanlarının (müsteşarlar) yılda iki kez buluşması öngörülüyor. Böyle bir mekanizma kurumsallık kazanıyor. Burada hem ikili, hem çok yönlü ve bölgesel siyasal sorunlar ele alınacak.
Mesut Yılmaz, özetlenen konuları Başkan Clinton, Başkan Yardımcısı Al Gore, Dışişleri Bakanı Albright ile Savunma ve Enerji bakanlarıyla görüşecek. Ayrıca, "IMF için destek" arayacak Clinton'dan.
İşadamlarının da yer aldığı geniş bir kafile ile New York'a gelen Yılmaz, gelir gelmez önce Türk - Amerikan derneklerinin davetine katıldı. Ardından, "Musevi topluluğunun" akşam yemeğinde bulundu.
Bugün Washington'a geçiliyor. Programa göre, IMF ve Dünya Bankası başkanlarıyla görüşme bugün. Clinton'la randevu yarın.
Clinton, Türkiye'nin AB adaylığı için çok uğraştı. Yılmaz buna teşekkür edecek. Ancak edinilen izlenim, Clinton, Yılmaz'a "soğukkanlı davranmasını tavsiye ederek, Avrupa Konferansı'na katılmanın yararı" üzerinde duracak.
AB'nin Türkiye'yi dışlamasına duygusal tepkinin, yerini yavaş yavaş akla ve mantığa bırakması gerekiyor. Bu açıdan "Amerika gezisinin zamanlaması hiç iç açıcı değil." Bir zamanlar her şeyi Avrupa'ya bağlamak ne kadar yanlışsa, şimdi aynı hatayı Amerika ile tekrarlamak neden?.. Gereğinden fazla ekonomik paketi bir de siyasal içerikle desteklemek bir uçtan diğerine koşmak anlamına geliyor.
Bugün ve yarın "tepkilerden, duygulardan arınmış görüşmeler" beklemek, her sıradan Türk vatandaşının hakkı. Sonuçta, bugün Avrupa'nın attığı kazığı, yarın Amerika'nın atmayacağını kim garanti edebilir?..



Yazara Email Y.Dogan@milliyet.com.tr