Anibal Güleroğlu

Anibal Güleroğlu

guleranibal@yahoo.com

Tüm Yazıları

Televizyon dünyası modern insanın bir parçası… İstediğimiz kadar eleştirelim yine de ondan vazgeçemiyoruz. Üstelik eskiden sadece evlerin başköşesini işgal ederken şimdilerde gelişen teknoloji sayesinde bilgisayarlarımızdan cep telefonlarımıza her an elimizin altında. Peki, bu renkli ve bir o kadar da çalkantılı dünyaya bizi bağımlı hale getiren unsurlar neler? Kuşkusuz saymaya gerek yok. Zaten biliniyor ama bir kez daha saptayalım. Diziler, yarışmalar, eğlence programları… Kanal bolluğunda hepsinden çeşit istemediğimiz kadar çok. Seç, beğen, al… Buna karşılık hemen herkesin daha çok beğendiği ve izlence seçkisinde vazgeçemediği yapımlar vardır mutlaka. Bunları ‘özel’ kılansa kuşkusuz vitrin isimleri! Ya oyuncuyu severiz, ya da programın sunucusunu.

Haberin Devamı

Nitekim televizyon dünyasında bazı isimler vardır ki, bir yandan izleyicinin gönlünü fethederken bir yandan da yer aldıkları kanalla bütünleşirler. İşte Kanal D’nin de böylesi özellikler taşıyan iki ismi mevcut. Bunlardan biri Beyazıt Öztürk, diğeri de İlker Ayrık…

BEYAZ’IN SEMPATİKLİĞİ, SHOW’UNUN KEYFİ

Sempatiklik doğuştan gelen bir şey… Bu yetenek özellikle ekranda görev alanlar için oldukça önemli. Bazısı istediği kadar şirinlik yapmaya çalışsın, özünde yoksa karşısındakine pozitif bir enerji yollayamaz. Söylemleri eğreti kalır. Zaten böylesi ekranda da uzun süre tutunamaz. Ancak doğal sempatikliğe sahip kişileri yakalamak da o kadar kolay değil. Şov dünyamızda nadiren çıkıyor böylesi. Neyse ki şansımıza bir Beyazıt Öztürk var hâlihazırda…

Yıllardır, gece yarısından az önce ekran şansı bulmasına rağmen kendini izletmesini biliyor ve Show’unu başarıyla yürütüyor. Tabii bu övgüm konuklarından bağımsız olarak doğrudan kendisine. Zira stüdyoya gelen konuklar her zaman tam isabet olmayabiliyor. Ama Beyaz, her durumda şovunu renklendirecek bir şeyler buluyor. Misal ‘Nadide Hayat’ ekibini ağırladığı bölümde yaşananlar… Programa özel hazırlanan Ana Haber bölümüyle güldüren ‘Beyaz Show’da, Öykü Serter’le Göz Göze kozlarını paylaşan Beyaz’ın Demet Akbağ atışması da ava gidenin avlanacağı türden söylemlerle oldukça keyif vericiydi. Demet Akbağ’ın iğneleyici cevapları bir yana asıl hoşluk, yaramazlık yapıp yanakları kızaran mahcup çocuk edasındaki Beyaz’ın duruşundaydı. Örnekler dolu...

Haberin Devamı

Kısacası; 1996 yılından bu yana Kanal D’de varlık gösteren ‘Beyaz Show’, konuklarının sohbetleri sürpriz yaratmasa bile, tartışmaların mizansenliği bilinse dahi kendi içinde hoşluklarla yüklü bir program olmayı sürdürmekte. Bu başarının mimarı da, sempatikliğiyle Show’unun keyfini yaratan, Beyazıt Öztürk. En azından vitrinde öyle!

Bence bu yeteneğiyle Kanal D’den daha fazla ilgiyi hak ediyor. Keşke diyorum, defalarca ödül almış bu program Cuma’nın Cumartesi’ye bağlandığı saat ötelenmesinden kurtulsa… Daha erkene alınsa da, bu konuda sürekli talepte bulunan Beyaz sever izleyici memnun edilse! Olabilir mi?

YARIŞMA İLKER AYRIK’TAN SORULUR

Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın 20’inci yılında, Burçin Terzioğlu ve Cem Davran’ın sunumunda Türkiye’nin yıldızlarını çocuklarla aynı sahnede buluşturup SMS ve bağışlarla 50 bin çocuğun eğitimine destek olacak bir sosyal sorumluluk gecesine imza atan Kanal D’nin diğer özel ismi, İlker Ayrık…

Haberin Devamı

‘Ben Bilmem Eşim Bilir’le 2012’deki Kanal D yolculuğunu başlatan İlker Ayrık, 315 bölüm süren bir teatral yarışmacılık sundu izleyicisine. Otomobil kazanmak için çekişen çiftlerle yaptığı sohbetlerden, oyunlardaki mizahi katkısına ekranın en eğlenceli yarışmasını yaratırken reytingleriyle de kanalını kazançlı hale getirdi. Türkiye turnesine çıkan, ünlüleri de ağırlayan yarışma 2015 Eylül’ünde bitti ama Kanal D, gerektiğinde rahatça kullanıp adeta jokere dönüştürdüğü İlker Ayrık yarışmacılığından vazgeçmedi.

Yepyeni bir formatla ‘Dükkâna hoş geldiniz’ diyen İlker Ayrık, ‘Bir Sıfır’ ile kaldığı yerden devam etmeye başladığı günden itibaren de Kanal D için kazandırmaya devam etmeyi sürdürdü. Dişli rakiplerle çekişen ve totalde ilk 10 içinde yer almayı başaran yarışmanın formatı elbette ki bu başarıda önemli bir yere sahip. Ancak tıpkı ‘Beyaz Show’da olduğu gibi burada da işin asıl püf noktası, sunum çekiciliği yani İlker Ayrık’ın kendisi. Onun total izleyiciye hitap eden bu özelliğinde oyunculuk yeteneğinin katkısı büyük kuşkusuz. Yarışmaları, yarışmadan ziyade sahne sanatı gibi idare ediyor. Katılımcılarla muhabbeti de doğaçlama tiyatro misali akıp gitmekte. Kanal D de bu başarıyı ‘‘İlker Ayrık’la Bir Sıfır’’ı birinci kuşakta tutarak ödüllendirmekte zaten.

Öte yandan AB izleyicisine pek çekici gelmeyen bu yarışmanın performans kaybetmesi de önemli değil. Zira İlker Ayrık sunumunda bir başkası yerine getiriliverir. Anlayacağınız Kanal D’nin yarışma olayı, izleyicinin dilinden konuşmayı bilen İlker Ayrık’tan sorulur.

Sonuçta; 23’üncü yılını kutlayan, ‘Hayat Mucizelere Gebe’ dizisinin ardından yakında ‘Hayat Şarkısı’nı izleyicisiyle buluşturacak olan Kanal D’nin ne Beyazıt Öztürk’ten ne de İlker Ayrık’tan vazgeçmemesi lazım. Zira bu iki özel ismin kanala kattığı renkliliğin yeri zor doldurulur. Bizden söylemesi.

Anibal GÜLEROĞLU

www.twitter.com/guleranibal