Anibal Güleroğlu

Anibal Güleroğlu

guleranibal@yahoo.com

Tüm Yazıları

Bir organizasyonda ‘seçici’ sıfatıyla görev almak ve bunu hakkıyla yerine getirmek zor iş. Hele de bu organizasyon, sayıları sürekli artan film festivali alanında düzenlenmişse seçicilik konumuna getirilenlerin yüklendikleri sorumluluk daha da büyük oluyor. Dahası bu kişiler medyada göz önünde olan isimler arasındansa, insanların ilgisi de misliyle katlanıyor. Tabi beklentileri ve eleştirel yaklaşımları da… Umulan bulunamayınca veya bir haksızlık hissedildiğinde olumsuzluklar dile getiriliyor haliyle.

Haberin Devamı

Bu yıl 15-21 Kasım tarihleri arasında dördüncüsü düzenlenecek olan Malatya Uluslararası Film Festivali’nin Four Seasons Bosphorus’ta gerçekleştirilen basın toplantısı da bu doğrultuda bir nahoşluğa sahne oldu.

Başkanlığını, Tunç Başaran’ın yapacağı Ulusal Uzun Metraj Jürisi’nde ATV ekranlarında hatırı sayılır bir izleyici kitlesine sahip olan ‘Kim Milyoner Olmak İster’in tatlı-sert sunucusu Kenan Işık’ın yanı sıra sinema, tiyatro ve dizilerde izleyici karşısına çıkan Settar Tanrıöğen’e, yazar-çevirmen Sevin Okyay’a ve yazar Canan Tan’a yer veren ‘4. Malatya Uluslararası Film Festivali’, yarışmacı film sayısının ondan dokuza düşmesiyle daha başlamadan tepki çekti!

‘FESTİVAL HAZIRLAMAK KOLAY İŞ DEĞİL’…

Malatya Valisi Vasip Şahin’in açılış konuşmasıyla başlayan toplantıda, her şey gayet güzel başladı. Festivalin zaman içinde büyükşehir olmanın gereklerini, şehirlilik bilinciyle pekiştirip ilerleyeceği vurgulanırken ortaya konan ayrıntılarla ‘4. Malatya Uluslararası Film Festivali’ adına gerçekten de umut verici bir tablo sergilendi.

9’u ulusal, 10’u uluslararası, 15’i kısa film dalında olmak üzere toplamda 34 filmin yarışacağı festivalde 102 filmin gösterimde yer alacağı, engelliler ve çocuklarla ilgili filmlerin ücretsiz gösterileceği, Malatya’daki sayıları 7100’ü bulan Suriyeli göçmenlerin de unutulmayıp onların kamplarında da Arapça film gösterimi yapılacağını belirttiği konuşmasıyla festivalin genel çizgisini paylaşan Vali Şahin’in ardından Belediye Başkan Yardımcısı Alican Bozkurt da Başkan’ının selamlarını iletip güzel dileklerde bulundu.

Haberin Devamı

Daha sonra söz alan ve ‘Festival hazırlamak kolay iş değil’ diyen Alin Taşçıyan, ön elemeye tabi festivalin yarışmacı filmlerinin nasıl seçildiği konusuna ‘Beğenmeyeceğim hiçbir şeyi almak istemem’ saptamasıyla açıklık getirdi.

Buraya kadar sakin bir havada geçen ve şekillenmesi halen süren festivalin rutiniyle ilgili bilgilerin paylaşıldığı basın toplantısı, Program Direktörü Nesim Bencoya’nın konuşmasının ardından geçilen soru bölümündeyse önceden yaşanan bir olumsuzluğun dışa vurulmasının yarattığı negatifliğe sahne oldu.

‘BU FESTİVALDE MALATYA YOK’!

Sorusunu yöneltmekteki ısrarcılığı dolayısıyla Vali’yle mini bir çekişme yaşayan ve nihayetinde, başlangıçta 10 film olarak açıklanan Ulusal Uzun Metraj dalındaki yarışmacı film sayısının neden 9’a düşürüldüğünü sorarak muradına eren Malatyalı vatandaş, ‘Bu festivalde Malatya yok’ ithamında bulunarak dikkatleri üstüne çekti.

Tamamının Malatya’da çekildiği ve daha önceden yarışmada yer alacağı duyurulan ancak sonradan yarışma dışı bırakılan ‘Işığa Yürümek’ filmiyle Malatya’nın da festivalde var olacağını söyleyen kişinin, ‘Azerbaycan, Tacikistan, Ermenistan var ama Malatya yok’ çıkışmasının ardından sorusunun cevabını beklemeden salonu terk ederek Festival Danışma Kurulu’na tepkisini göstermesi olumlu havanın bir anda dağılmasına yol açtı.

Haberin Devamı

Sorunun ve ‘Gönül isterdi ki 10 olsun. Fakat her zaman 10 olmuyor’ gibisinden tatminsiz bir cevabın havada kaldığı basın toplantısı bu belirsizlik ve huzursuzlukla noktalanırken katılımcılardan bir kısmının ‘Işığa Yürümek’ filminin yarışma dışında bırakılmasına tepki gösteren kişiyle aynı görüşü paylaştıkları ve onu destekleyici yönde konuştukları da dikkatlerden kaçmadı.

‘IŞIĞA YÜRÜMEK’ MESELESİ NEDİR?

Ulusal daldaki film isimleri sayılırken aklıma takılan ilk şey ‘Neden film sayısı dokuza düşürülmüş’ sorusuydu… Ki finaldeki tepkiyle bunun gerekçesini öğrenemesem de sebebini öğrenmiş oldum. Ama bu bilgi beraberinde ‘Işığa Yürümek’ filmine karşı merakı da doğurdu.

Peki, ‘Işığa Yürümek’ filmi nasıl bir yapımdı ki, ‘Geceyarısı Çılgınlığı’ başlığının açıldığı, beş filmlik Azerbaycan bölümünün konduğu, dünya sinemasından ustaların panoramalarının ve kısa süre önce kaybettiğimiz Tuncel Kurtiz anısına özellikli etkinliklerin gerçekleştirileceği festivalde, ön elemeyi geçememişti?

Bunun Kurul açısından gerekçelerini bilemesek de filmin ne olduğunu öncelikle ortaya koymakta fayda gördük kendimizce…

‘Işığa Yürümek’, senaryosu aynı zamanda filmin yönetmenliğini üstlenip oyunculuk da yapan Bircan Kerem’e ait olan ve Malatya’nın 30 farklı yerinde çekilerek adeta şehrin tanıtımını üstlenen bir film.

Ölmekle öldürmek arasında kalıp demir parmaklıklar ardına düşen bir adamın üstünden kan davası, çocuk gelin gibi sorunlara değinen öyküsüyle eğiticilik misyonunu üstlenen yapımda hayatın fakir yüzü ve dramatik yansımaları ağır basmakta.

Zaten konusu itibariyle günümüz yerli filmleri ve dizilerine aykırı bulunan filmin yapımcısı İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türkçe Eğitimi Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ramazan Çiftlikçi de medyaya yaptığı açıklamalarda bu yönlerini özellikle vurgulamakta.

Peki, bunlar bir film için çok bulunmaz ve tercih nedeni olacak özellikler mi? Kan davası, çocuk gelin gibi temaların defalarca işlendiğini düşünürsek, değil. Dahası, Kurul yapımın sinemasal yönünü sanat değeri açısından festivalde yarışacak düzeyde de bulmayabilir. Bu da normal. Ancaaakkk… İşte asıl huzursuzluk da bu ancak kısmında ortaya çıkmakta!

Ancak diyorum, tüm bunlara karşın yine de böyle bir negatifliğin yaşanması yerine, ‘Işığa Yürümek’ filmi keşke hiç olmazsa ‘Malatya’da çevrilmiş olma’ özelliğinden dolayı Ulusal dalda yarıştırılsaydı diyorum. Nasıl ki, daha önceden bu bölümde yer bulmuş, bunun haberi medyada verilmiş ve yarışmacı film sayısı 10 olarak duyurulmuşsa!

Zira festival festival dolaşan filmlerin yanında ‘Işığa Yürümek’in de bulunması hem festival öncesi bu tür bir olumsuzluğa ortam yaratmayacaktı. Hem de Malatya’nın içinden çıkan bir işe yer verilerek ‘Festivalde Malatya yok’ kaygısını akıllara düşürmeyip katılımcı filmlere ayrımcılık gözüyle bakılmasına mahal bırakmayacaktı. Değerlendirme aşamasında jüri, film neyi hak ediyorsa verir kim ödüle layıksa onu seçerdi nasılsa…

Şimdi bu yansımalarla açığa çıkan tablo gösterdi ki, Valilik ve Belediye desteğiyle varlık gösteren Malatya Film Festivali’nin yavaş yavaş ‘sivil inisiyatif’e devredilme arzusu hiç de kolay olmayacak. Çünkü şimdi pek de önemsenmeyen ve kaçamak cevaplarla veya ‘Biz seçici kuruluz istediğimizi eleriz’ mantığıyla yol alınmasıyla geçiştirilen bu tür tepkilerin arka planında yatan algıların yaratacağı olumsuzluk, sinemanın festivalden öte kalıcılığını sağlama çabalarını sıfırlayacak. Bu ise tıpkı pek çok alanda olduğu gibi beraberinde çok daha büyük sorunları getirecek.

Dolayısıyla özgürlükçü söylemiyle övgüler dizilen uluslararası bağımsız sinemanın önemli isimlerinden Rade Serbedzija’yı da Malatya’da ağırlamanın veya benzeri çabaların halkla buluşan bir anlamı olmayacak.

Sinek küçüktür ama mide bulandırır!

Bu minvalde, ‘‘Malatyalı olan Ahmet Kaya ve Hrant Dink’in adlarının Malatya’da yaşatılması gerektiğini işaret eden Kenan Işık’lı jürisiyle ışık saçmasını beklediğimiz Kristal Kayısı’nın ‘Işığa Yürümek’le kararmaması daha iyi olurdu’’ diyerek koyalım noktayı.

Anibal GÜLEROĞLU

www.twitter.com/guleranibal