Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Arada kendinize bir iyilik yapıp içimizi daraltan ülke ve dünya hallerine, gündemi gereksiz yere meşgul eden “sol elle şeytanlar yer”vari akıllara ziyan açıklamalara, işi gücü bırakıp kadınların yerini belirlemeye çalışan erkek beyanlarına ara verip etrafa bakıyorsunuz değil mi? Şu sosyal medyaya bir nefes molası mesela. Çünkü hava ne kadar kararırsa kararsın, bu doğanın geri çevrilemeyen bir döngüsü, durdurulamayan bir ilerleyişi var bir yandan. Kış bitiyor, bahar geliyor illa.

Zaman da geri alınamıyor, onunla beraber kat edilen adımlar da. Dolayısıyla, kadınlar da o kendilerine çizilmeye çalışılan dar çerçeveye sığmayıp taşalı çok oldu. Her alanda başarılar elde etmeye, o “kadın şudur, kadın budur, elbette çiçektir ve yeri evidir, yok kocasının yanıdır, şöyle giyinmeli, böyle davranmalıdır”lara lafla değil yaptıklarıyla cevap vermeye devam ediyorlar.
Mesela dün, kadın tenisçimiz Çağla Büyükakçay dünya 6 numarası ve son Fransa Açık şampiyonu Jelena Ostapenko’yu 6-2, 3-6, 6-3 ile yenerek WTA sıralamasında ilk 10’daki bir oyuncuyu yenen ilk Türk tenisçi oldu.

Haberin Devamı

Herhalde “Türk kızlarını bu kıyafetlerle insan içine çıkarıyorsunuz, nerede bizim milli değerlerimiz?” korosu hazır bekliyordur bir yerlerde. Gelgelelim onları hatırlamayacak kimse bir sene sonra. Ama Çağla Büyükakçay hep bu başarıyı kazanan ilk Türk tenisçi olarak kalacak ve yenilerini ekleyecek kariyerine.
Ya da ‘Filenin Sultanları’ olarak nam salan Vakıfbank Kadın Voleybol Takımı’nın peş peşe gelen galibiyetlerini, 2017’de Brezilya temsilcisi Rexona Sesc’i yenerek dünya şampiyonu oluşunu bilecek gelecek kuşaklar. 2014’te Basketbol FIBA Kadınlar Avrupa Ligi’nde iki Türk takımının rakiplerini saf dışı bırakarak karşılıklı final oynadığını, Galatasaray Odeabank’ın Fenerbahçe’yi yenerek ilk kez kupayı Türkiye’ye getirdiğini.

Yeni yetişen kız çocuklarının önündeki modeller bu ışıl ışıl parlayan genç kadınlar olacak. Yüzmede, eskrimde, atletizmde, kanoda dünya çapında başarılar elde eden ablalarının adlarını bilecekler. Olimpiyatlara katılan, büyük organizasyonlarda ülkeyi temsil eden kadın sporcuların sayısının erkekleri geçecek noktaya geldiğini görecek, bu güvenle büyüyecekler. Bakmamız gereken yer orası. Kendimizi bunlara tutunarak güçlü hissedebiliriz.
Çağla Büyükakçay’ın başarısıyla aynı gün Çaykur genel müdürü İmdat Sütlüoğlu’nun “Kadın sporculara destek vermem, günahtır” dediği haberi daha çok meşgul etmemeli gündemimizi. Böyle böyle takılıp kalıyoruz, olduğumuz yerde saymaya başlıyoruz. Halbuki kadınlar aksini düşünenlerin desteği olmadan da emin adımlarla yürüyor. Şuna buna sinirleneceğinize siz nasıl destek olabilirsiniz, onu düşünün. Destek olmayan da olmayıversin. Köstek olmasınlar yeter.