Ekranlarımızın en renkli karakterlerinden Hürrem Sultan olanca ihtişamıyla “Muhteşem Yüzyıl” dizisine veda ederken, Vahide Perçin de iyi oyuncunun izleyeni nasıl kendine bağlayabileceğini kanıtladı
Meryem Uzerli’den sonra Hürrem rolünü devralan Vahide Perçin’in yaşı herkese dert oldu. Ancak o, dizideki oyunculuğuyla kendisine karşı çıkan herkese su gibi bir oyuncu olduğunu kabul ettirdi.
İlk olarak 2003 senesinde “Bir İstanbul Masalı”nda Ahu Türkpençe’nin annesi Suzan olarak izlemiştik Vahide Perçin’i. “Şöhret” olmak için ileri sayılabilecek bir yaştaydı ama öyle bir yaşam birikimi ve içinden gelen öyle bir ışığı vardı ki kısa sürede yolda yürüyemeyecek kadar sevildi.
Hem de öyle mesafeli bir sevgi değildi bu, sanki hepimizin evinde yaşıyordu Suzan. Çocukluğundan beri gözlemlediği annelerin, teyzelerin ete kemiğe bürünmüş haliydi.
İyi futbolcu, iyi aşçı
Çocukluğundan beri iyi bir futbol oyuncusu ve seyircisi olan Vahide Perçin, Karşıyaka’ya o derece bağlı ki okulunun adı bile Akademi 35,5. Erkekler kadar futboldan anlarken, evinde sürekli kek börek kokusu olsun isteyecek kadar da anaç bir karakteri var. Evine misafirler gelsin, o yemekler yapsın, çok seviyor. Ne kadar yorgun olursa olsun sabahın poğaçasını pişirip yatıyor. Ve iyi oyuncunun iyi yemek pişireceğine inanıyor. Diğer merakları, bir yaştan sonra kendisini adamak istediği resim ve heykel... Ama bir İzmirli olarak mutlaka deniz de olmalı hayatında.
“Muhteşem Yüzyıl”a bu haftaki bölümünde Hürrem Sultan’ın ölümüyle veda eden Perçin, rolünü zirvede bırakmış oldu.
Tedavisi sırasında saçlarını kazıttı. Yeniden uzamasını beklerken peruk takmadı.
Güzelikten önce oyunculuk
Hiçbir zaman kendini sunmayı, güzel göstermeyi beceremediğini, bu anlamda “dişilikten” uzak olduğunu söyleyen Vahide Perçin, set dışında makyaj da yapmıyor. “Oyunculuk yeteneğimin
önde olması beni çok daha gururlandırıyor” diyor. “Ben hoş bir kadınım, biliyorum bunu daha fazla insanların gözüne sokmanın manası yok.”
Kanser zamanında bile dağ gibi durdu
Televizyonda “Bir İstanbul Masalı”nın Suzan’ından sonra konsomatris Fulya geldi,
“Hırsız Polis” dizisinde. Onun üstüne yine bir anne: “Annem” dizisinin kızını tek başına, pazarda köfte satarak büyüten, güçlü kuvvetli Zeynep’i. Bu da Vahide Gördüm karakterlerinin ortak özelliğiydi. Hepsi ayakları yere sapasağlam basan, dik duruşlu kadınlardı. Sanki hiç bir omuza ihtiyaç duymuyormuş gibi görünen kadınlar... Vahide Gördüm’ün kendisi gibi.
Nitekim yine böyle bir kadını, “Adını Feriha Koydum”un onurlu, dürüst Zehra’sını oynarken meme kanseri teşhisi konduğunda da yine öyle dağ gibi durdu.
Hem diziden hem de o sırada çekimleri süren Levent Semerci’nin “Ayhan Hanım” filminden izin aldı, tedaviye başladı. Kısa süre sonra onu
o gür, uzun saçlarını kazıtmış, çıplak kafasıyla görmeye başladık sokaklarda. Ne peruk takıyordu ne şapka. Ve öyle güzeldi ki... “Ben kadın-erkek olmanın dışında önce insanım ve insana dair bir sıkıntı yaşıyorum” diyordu. “Biraz da benim gibi düşünüp cesaret edemeyen insanlara örnek olmak için yaptım bunu.”
O zor günleri ağlayıp sızlamadan, babaannesinin “Hiçbir zaman üzüntüyü yükseltme, neşeli ol, gün ışıdıysa ve sen o günü görüyorsan çok şanslısın ve enerjin yerinde, kalbin atıyor, bunlara şükrederek güne başla” öğüdünü unutmadan atlatıp 2012’de kısacık sarı saçlarıyla “Merhaba Hayat”ın Doktor Deniz’i olarak döndü ekranlara. Bu sırada magazin basınında da evliliğinin çatırdamakta olduğu yönünde haberler çıkmaya başlamıştı. Nitekim, 2012’nin son günlerinde boşanacaklarını açıkladılar. Özel hayatlarını ortaya dökmeden, birbirlerini hep saygıyla anarak ve kurdukları okullarında ortaklıklarını sürdürerek...
Başta isyan edenler sonra kabul etti...
Vahide Gördüm yine tam kendine uygun bir hareket yaptı, ünlendiği soyadını bırakıp kendi soyadına döndü. “Muhteşem Yüzyıl”da Meryem Uzerli’nin ardından Hürrem’i oynamaya başlarken Vahide Perçin’di artık. Fakat ilk bölümle birlikte manasız bir kampanya başladı ortalıkta: Yaşının çok üzerindeki anne rollerini oynarken hiç bu sorgulamaya tabi tutulmayan Vahide Perçin’in Halit Ergenç karşısında “yaşlı” durduğuydu mevzu. 30’undaki Meryem Uzerli kendi yaşındaki oyuncuların annesini oynamaya devam etse sorun olmayacaktı ama Vahide Perçin’in yaşı herkese dert oldu. Yine de kısa sürede başta isyan edenler bile kabul etti ki karşılarında su gibi bir oyuncu var, her rolle beraber akıp gidiyor. Bu haftaki veda sahnesi ile de zirvede bırakmış oldu. Kanser tedavisi sırasında çekimlerine ara verdiği filmi “Ayhan Hanım” ise İstanbul Festivali’nde seyirciyle buluştu, Vahide Perçin’e de En İyi Kadın Oyuncu ödülünü getirdi.
Hastalığından sonra artık kendisi için yaşamaya karar verdiğini söylemişti... Bir de
plan yapmamayı öğrendiğini... Kendisine hedefler koyup onların üzerine giden genç kız büyümüş, hayatı geldiği gibi yaşayan bir kadın olmuştu.
Şimdi sırada kim bilir hangi sular var yüzeceği... Seyircileri de onun gibi merakla bekliyor...