Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Kar görünce coşkuya kapılanlardan mısınız siz? Hani yolların haline, ayaza, ıslanan çoraplara değil, kardan adamın havuç burnuna, zeytin gözüne odaklananlardan... Çocukluktan kalma bir alışkanlıkla sanki ertesi gün kendisine de tatilmiş gibi sevinenlerden... Ve yaşına başına bakmadan tanıdık tanımadık birilerine muzipçe bir kar topu sallayıverenlerden. Çünkü biz öyle büyüdük, kar topuna kızılmaz, arkadaşınızdan değil bir yabancı çocuktan da gelse gülersin, sen de ona atarsın bir tane. İsmail Abi’nin kulakları çınlasın, kar topu oynayan
adamdan da zarar gelmez.

Haberin Devamı

Kar topuna kızandan sakınacaksın ama. Ondan zarar gelir. Geldi işte, gördük. 2015’in 17 Şubat’ından beri, bazılarımız için kar topu gazeteci Nur Köklü demek. Hâlâ söylemesi de inanması da zor ama Kadıköy Karakolhane Caddesi’nde kar topu oynarken bir baharatçının camını kırdığı için dükkân sahibi tarafından kalbinden bıçaklandı ve öldü Nuh. Son cümlesi
“Keşke rüya olsa” oldu.

Bu kadar. Olayın başka türlü bir izahı, karanlıkta kalan bir yanı yok. Herkesin gözü önünde oldu. Ama dün görülen üçüncü duruşmada dava bir kez daha ertelendi. 18 Mart’a. Kasten adam öldürmek suçundan yargılanan sanık Serkan Azizoğlu’nun ‘akıl sağlığı raporu’nun alınması için.

Onca görgü tanığına rağmen Nuh Köklü ve arkadaşlarının kendisine saldırdığını, küfürlere, hakaretlere maruz kaldığını iddia ediyor sanık. Ne yapsın, o da kendini bu silahsız insanlara karşı savunmak için içeriden bir sopa, yetmeyince bir de bıçak alıp gelmiş. Sonra ne olduğunu anlayamadan bir ‘ah’ sesi duymuş. Gerisini hatırlamıyor.

Tabii normalde kar topu camına isabet etti diye adam bıçaklayan birinin akıl sağlığından şüphe etmek çok doğal. Ama “Ben bıçaklamadım, bıçağın üzerine düştü, efendim gerisini hatırlamıyorum” gibi bahaneler kâr etmeyince akıl sağlığına sığınmaksa amaç, ki nedense öyle geliyor insana, canın değeri bu kadar ayağa düştüyse, onlarca gözün önünde birini öldürüp kurtulabiliyorsak, sahiden keşke bu bir rüya olsa.

Bize de Mancini lazım

Homofobi tabii ki her alanda kol geziyor evet ama en çok futbol alır nasibini. Eşcinsel hakem Halil İbrahim Dinçdağ’ın yıllar süren hukuk mücadelesini kazanması önemli bir adım olsa da hâlâ bir numaralı küfrümüzün içeriği malum. Taraftar hakemi, bir takımın taraftarı diğerininkini hep aynı şeyle ‘suçlar’.

Geçen gün İtalya Kupası’nda oynanan Inter - Napoli maçından sonra gördük ki teknik direktörler arası da popüler bir küfür türüymüş ‘eşcinsellik’.
Bir dönem Galatasaray’ı da çalıştıran Inter Teknik Direktörü Roberto Mancini, basın toplantısında 2-0 yendikleri rakip takımın hocası Maurizio Sarri’nin sahada kendisine ‘eşcinsel’ dediğini açıkladı.

Şu an maçtan çok bu konu konuşulmakta. En çok da Mancini’nin “Olsam gurur duyardım” cevabı ses getirdi. İşte bu. “Vay efendim, bana bunu nasıl dersin?” diye homofobi değirmenine su taşıyıp duracağına lafını ağzına tıkamak.

Daha önce yine homofobik açıklamaları nedeniyle İtalya Futbol Federasyonu’ndan ceza alıp akıllanmayan Sarri şimdi “Demiş olabilirim de, futbol için sıradan bir tartışma. Sahada olan sahada kalır” diye savunmaya çalışıyor kendisini. Maçın galibi ise hem sahada hem dışında tartışmasız Mancini.