Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sanal mutluluğun çöküşü
‘Mutluyduk Belki Bugüne Kadar’, yedi arkadaşın cep telefonlarını ortaya koyduğu masaya dökülenleri anlatan gerilimli ve eğlenceli bir komedi.

Herhalde biz de aslında farkındayız, cebimizde hayatımızın bir ‘karakutusuyla’ yaşamanın saçmalığının ki, cep telefonu - insan ilişkisi filmlerde, oyunlarda sık sık masaya yatırılır oldu. Gün onunla başlıyor, onunla bitiyor. Uzmanlar “Uyumadan önce en az bir saat uzak kalın” dediği için yoksunluk krizleri yaşanıyor.

“Hadi bugünü telefonsuz gün ilan edelim”, basbayağı “Felekten bir gün çalalım” anlamına gelecek durumda. Ki ilk denemede insanın o günle ne yapacağını bilemediği de aktarılan deneyimler arasında. Twitter yok, Facebook yok, Instagram yok, Whatsapp yok, ıssız adaya düş daha iyi.

Haberin Devamı

Ve tabii bütün bu saydığımız ve saymadığımız mecralarda biriken eş - dost - uzak ve yakın tanıdık - hatta tanımadık - insan birikimi, onlarla yapılan gerekli - gereksiz, açık - gizli yazışmalar. Kabul edelim, o kutunun içinde bizden ayrı bir insan yaşıyor, belki karşılaşsak hoşlanmayız bile kendisinden. Arkadaşlarımız, sevgilimiz, karımız, kocamız sever mi, o da muamma.

Sanal mutluluğun çöküşü

Bu konuda yazılmış en basit gibi görünen fikirden yola çıkıp muazzam bir matematikle dallanıp budaklanan metin, bence İtalyan yazar Paolo Genovese’nin yazıp yönettiği ‘Perfetti Sconosciuti’ydi (Muhteşem Yabancılar). Nitekim birçok ülke tarafından uyarlandı, biz de Serra Yılmaz’ın yönetmen, Ferzan Özpetek’in yapımcı koltuğunda oturduğu ‘Cebimdeki Yabancı’ olarak izledik onu.

Sinemadan sahneye

Fakat filmden kısa bir süre önce, tiyatro sahnesine çıkmıştı metin aslında. Ahmet Sami Özbudak’ın rejisi ve gerçekten harika bir isimle; ‘Mutluyduk Belki Bugüne Kadar’.

Hâlâ herhangi bir versiyonunu izlememişler için konusunu özetlersek, olay bir akşam yemeğinde geçiyor. Dört eski arkadaş ve üçünün karıları, ay tutulmasını izlemek üzere bir evde toplanıyorlar. Yemeğin ortasında birinin aklına dahiyane bir fikir geliyor: “Hadi” diyor, “Cep telefonlarını ortaya koyalım ve bu gece gelen bütün aramalar, mailler, mesajlar herkes tarafından duyulsun - okunsun”. Ve bu görece masum görünen oyun, o derece beklenmedik bir sırlar silsilesini döküyor ki ortaya, o güne kadar ‘belki’ mutlu olan bu yedi kişinin hayatı tepetaklak oluyor. Çok eğlenceli, çok gerilimli, tıkır tıkır bir matematikle taşları üst üste koyup sonuçlarını alan bir metin.

Haberin Devamı

Sanal mutluluğun çöküşü

Ev ortamında oynanıyor

Ben oyunu Tophane’deki Plan B Loft’ta, dolayısıyla sahnede değil bir tür ev ortamında izledim ki bu böyle bir oyun için aslında ideal mekân. Bir tarafında mutfağı görüyorsun, karşında salon, oyuncular ikisi arasında gidip geliyorlar, sen de adeta onlarla beraber evdesin. Tek sorun, özellikle yere oturdukları zaman, sen de ön sıralarda değilsen, oyuncuları göremiyorsun ki sıkça yere oturuyorlar. Bazen konuşmaları anlaman da zorlaşabiliyor.

TwoTwo Production için metni Kerem Pilavcı sahneye uyarlamış. Aslında Türkiye’ye de uyarlasa fena mı olurmuş diye düşündüm, özellikle sınıfsal kodlar açısından daha bize yakın karakterler olabilirdi. Özellikle o psikiyatrdan tut, durakta telefonları açan kıza bütün kadınların gözdesi taksi şoförü karakteri epey yabancı göründü.

Haberin Devamı

Sürükleyen sürprizler

Onun dışında, Ahmet Sami Özbudak bu yüksek tempoyla oynanması gereken metnin hızını yakalayan, iki mekân arasında başarıyla bağ kuran bir rejiyle sahnelemiş oyunu. Özellikle konuyu bilmeyenleri gitgide yükselen gerilimi ve peş peşe ortaya dökülen sürprizleriyle sürükleyen, ama daha önce başka bir versiyonunu izlemiş olanların da farklı yorumundan keyif alacağı bir iş çıkmış ortaya. Sözünü ettiğim sahneyi görme, zaman zaman da söylenenleri duyma sorunu çözülürse çok daha keyifli olacaktır. Ayrıca oyuncuyu göremediğimiz anlar olsa da misafirin getirdiği şarap şişesinin açık olduğunu çok net görüyoruz, yolda gelirken açtığını düşünmüyorsak bence bu detaya dikkat etmekte fayda var.

“Mutluyduk Belki Bugüne Kadar”ın oyuncu kadrosu Canan Atalay, Başak Kıvılcım Ertanoğlu, Gökçe Eyüboğlu, Deniz Karaoğlu, Faruk Barman, Fehmi Karaaslan, Giray Altınok’tan oluşuyor. BAM’ın içimizi titreten ‘Sen İstanbul’dan Daha Güzelsin’ oyunuyla dikkatleri üzerine çeken Başak Kıvılcım Ertanoğlu bu oyunun da en büyük kozlarından biri. Tiyatromuzun parlak genç isimlerinden Deniz Karaoğlu da bir diğeri. İkisinin sahneleri özellikle eğlenceli, üstelik her ikisi de oyunda yavaş yavaş değişim geçiren karakterleri oynuyorlar. Daha önce sahnede izlemediğim, fakat ‘Kadın’ dizisinde oynadığından son derece farklı bir karaktere başarıyla hayat veren Gökçe Eyüboğlu’na da dikkat çekmek isterim.

‘Mutluyduk Belki Bugüne Kadar’

TwoTwo Production

- Yazan: Paolo Genovese n Uyarlayan: Kerem Pilavcı n Yönetmen: Ahmet Sami Özbudak n Işık Tasarımı: Cem Yılmazer

- Kostüm Tasarımı: Ceylan Atınç

- Sanat Yönetimi ve Fotoğraflar: Hande Göksan n Hareket Tasarımı: Dice Doğan

- Müzik: Burçak Çöllü n Yemek Stilisti: İnci Bak n Oyuncular: Canan Atalay, Başak K. Ertanoğlu, Gökçe Eyüboğlu, Deniz Karaoğlu, Faruk Barman, Fehmi Karaaslan, Giray Altınok