Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yıl 2007, yer Kosova’nın Prizren şehri. Balkanların ikinci en büyük açık hava sineması olarak 1952’den Kosova savaşına kadar hizmet veren Lumbardhi Sineması yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Prizren Belediye başkanı bu tarihi kültür merkezini otopark olmak üzere özelleştirmeye açmaya karar vermiş. Son derece bildik bir tema.

Fakat ne oluyor, biliyor musunuz? Lumbardhi Sineması’nı Koruma Girişimi adı altında toplanan 58 sivil toplum kuruluşu devreye girip sinemayı yıkımdan ve özelleştirmeden kurtarıyorlar. Şaşırtıcı değil mi, imza kampanyasıyla bir sinemanın kurtarılabilmesi?

Haberin Devamı

Tabii imzayla yetinmiyor, sinemanın geleceğini garantiye alacak bir vakıf da kuruyorlar. Türkiye’den SALT ve İKSV’nin de desteklediği Lumbardhi Vakfı sonunda sinemayı ulusal miras listesine aldırmayı başarıyor.

Aradan 10 yıl geçiyor. Tarih 8 Eylül 2017, restore edilen Lumbardhi Sineması, Prizren’in ilk Türk Film Festivali’nin açılışına sahne oluyor. Bu tarihi sinemadaki tarihi buluşmanın mimarı gencecik bir kadın; Prizren’in ilk Türkiye başkonsolosu Selen Evcit. Daha önceki görev yeri olan Paris’te düzenlenen Türk Filmleri Festivali’nden ilham alan Evcit, ikinci yılını doldurduğu Prizren’e kalıcı bir veda hediyesi bırakmak istemiş. Sanattan daha kalıcısını bulamamış ve Paris’te tanıştığı festival ekibinden Zeynep Sungur ve Ebru Ünal ile kafa kafaya verip T.C. Kültür Bakanlığı’nın desteğini alarak 1. Prizren Türk Film Festivali’ni hayata geçirmişler. Güç birliği yapan kadınların elinden bir şeyin kurtulduğunu görmedim. Nitekim, ilk kez düzenlenen bir festivalin böyle tıkır tıkır akmasını da biraz buna borçluyuz bence.

“Eşkıya”dan “Unutursam Fısılda”ya, “Kelebeğin Rüyası”ndan “Kalandar Soğuğu”na Türk sinemasının farklı dönemlerinden 11 film gösteriliyor festivalde. Bedava, hatta patlamış mısır hediyeli olarak. Prizren’de geçirdiğimiz üç gün boyunca bir festival bir kentin havasına nasıl damgasını vurur, görmüş olduk. Festivalin Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nü T.C. Priştine Büyükelçisi Kıvılcım Kılıç’ın elinden alan Ediz Hun, açılışı yapan “Dedemin İnsanları” filminin yönetmeni Çağan Irmak ve oyuncusu Yiğit Özşener etraflarında bir sevgi çemberiyle dolaştılar şehri. Bizdeki “fotoğraf çekinme”nin Prizren’deki karşılığı “resim çıkmak”. Ve üçü üç günde çoluk çocuk, genç yaşlı kaç kişiyle “resim çıktılar”, bilemiyorum.

Haberin Devamı

Neyse ki bununla kalmadı, filmler tam bir seyirci akınına uğradı. Çağan Irmak’la sineması üzerine yapılan söyleşide dünyanın en aklı başında seyirci soruları soruldu. Bildiğim bir şey varsa, sanattan başka hiçbir şey insanları böyle birleştiremez. Daha önemlisi, madem ülkemizi çok seviyoruz, başka hiçbir şey bir ülkeyi bu kadar iyi tanıtamaz. Dilerim Selen Evcit’in Prizren’e hediyesi kalıcı olur, ondan sonra göreve gelecekler tarafından da sürdürülür, dahası Türk filmleri dünyanın diğer şehirlerini gezmeye devam eder.