Ayşegül Sönmez

Ayşegül Sönmez

a.sonmez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Design Week kapsamında Martı otelde verilen yemekte Vitra’nın yeni tasarımcısı Alfredo Häberli’nin tam yanında oturdum. Häberli, Zürih’te yaşayan bir Arjantinli. Arjantinli biri için son derece sıkıcı olabilecek Zürih’te hayatın anlamını bulmuş lakin... İki çocuk babası tasarımcı, Zürih’in ruhuna iyi geldiğini adeta onu yatıştırdığını söylüyor. Bildiğiniz gibi Vitra Kalebodur’un bundan önceki tasarımcısı kusursuz retoriği, İngiliz zarafetiyle tanınan Ross Lovegrove’du. Lovegrove, İstanbul’da bir basın toplantısı düzenleyerek arkadaşı yeni Vitra tasarımcısını kamuoyuna tanıtmak istemiş. Lakin o, bu teklifi, Lovegrove’un gölgesinde kalmamak adına olsa gerek, geri çevirmiş.
Şu sıralar satranca merak sardığını anlatan tasarımcı, İsviçreli olsa da bir Arjantinli gibi futbol seyretmeye devam ediyor. İstanbul’da da Buenos Aires’te gibi hissediyor. Özellikle kadınların kahkahalarını, erkeklerin gürültüsünü duyduğunda...
Camper mağazalarından sandalyelere, mutfaklardan otellere kadar birçok farklı işe imza atmasıyla, tasarımlarında sadeliği, onun deyişiyle yalınlığıyla tanınan Häberli’nin, Vitra Kalebodur’dan önce Vitra sandalye tasarlamış olması elbette kafa karıştırıcı. Yemekte Serfiraz Ergun için de nitekim öyle oldu... Ergun, nasıl olur İsviçreli Vitra, Türkiyeli Vitra’yla aynı ismi paylaşır da telif hakları davası söz konusu olmaz diyerek konuyu araştırmaya karar verdi.
Çareyi, Bülent Bey’i(Eczacıbaşı) aramakta buldu. Meğer iki Vitra çoktan buluşmuş. Konuyu aralarında centilmence halletmiş. Vitrifiye kökünden gelen İstanbullu Vitra’yla, sosyalist bilinen İsviçreli Vitra kanka bile olmuş! Merak etmek önemli!
Yaşa Serfiraz Ergun!

Haberin Devamı

Selfie’ye alternatifler
Eğlence hayatımızın gerçek tanığı, efsane DJ Birol’un Martı otelin kulübündeki ritimleri arasında parti konuklarından ünlü bir organizasyoncunun eşi, önce uzun uzun aynada kendini seyrediyor. Aynadaki yansımasından çok hoşnut. Birazdan çantasından iPhone’unu çıkarttığı gibi kendi kendisinin fotoğraflarını çekmeye başlayacak. Elbette, aynaya bakmak onu kesmeyecek.
Bu Selfie çağında nasıl kessin? Selfie, cep telefonuyla kendi kendinin portresini üretmek anlamına geliyor. Çağın otoportreciliği. Cep telefonuyla yapılanı. Türkçe karşılığı dolayısıyla otoportre değil! Karşılığı ne olabilir diye epeydir facebook ve twitter’da kafa patlatıyoruz. Onca alternatiften sadece ikisi aklıma yattı. Benimo ve Kendimik. Kendimik’i ben buldum. Kendimcim’den türeterek... Benimo’nun fikir babası editör twitdaş Necmi Bayram. Peki ya sizce hangisi?

Haberin Devamı

Bir duyuru
Gümüşlük Akademisi, Arnavutköy’de meraklıları Naim Dilmener’le “Hafif Türkçe Pop Tarihi”ne doğru bir yolculuğa çıkarıyor! 12 Aralık Perşembe akşamı 20:00-23:00 saatleri arasında gerçekleşecek atölye çalışmasında, Dilmener, 1961 yılında İlham Gencer’in “Bak Bir Varmış Bir Yokmuş” adlı şarkısıyla başlayacak. 60’lar, 70’ler, 80’ler, 90’lar ve 2000’lere odaklanarak günümüze kadar gelecek. Hem pop müziği yenileyen, değiştiren ya da ona göre “gerileten” gelişmeleri anlatacak, hem de bu dönemler içerisinde sivrilen, öne çıkan grup, şarkıcı ve şarkılar sıralayacak. Özetle bu workshop kaçmaz!