Yöneticilerin kaza raporu...

19 Ekim 2010

İzmir sporu, yönetici yetiştiremiyor. ‘Profesyonel yönetici olmaması, sorunların ana nedeni’ diye defalarca yazdım, yazıldı. Şehri ve kulüplerimizi idare edenlerin birçoğu; iyi niyet, özveri ve amatör ruhla üstlendikleri görevlerinde, zaman içinde, el yordamıyla birşeyler öğreniyorlar. Ancak profesyonelliğe adım atamadan da görevlerinden ayrılmak zorunda kalıyorlar.
Sezon başından beri İzmir’de olanlara bakıp kısa bir yönetim raporu verelim.
Buca’da, ‘Arıkovanı’ davası diye bilinen ve devam eden mahkemeleri olan Bucaspor yeni başkanı Şeref Üstündağ‘ın, dava sürecinde başkan olduğu için işin daha sansasyonel hale gelebileceği pek de umrunda görünmüyor. Çünkü daha önce yazdım, kulübün de kendisinin de zarar görebileceğini ama çıt çıkmadı.
Altay’da, Başkan Ahmet Taşpınar, PFDK’dan, “Spora ilişkin hukuksal düzenlemelerin kulüplere ve bireylere tanıdığı lisans, transfer, sözleşme ve benzeri hak ve olanakların, futbol dışı amaçlara yönelik kullanılması/kullandırılması suretiyle gerçekleşen sportmenliğe aykırı hareket nedeniyle” 30 gün ceza aldı. ‘Bu kadarla yırttım’ diye düşünüyor.
Karşıyaka’da, Belediye başkan yardımcılığının yanı sıra kulüp başkanlığı yapan Hüseyin Çalışkan, işi

Yazının Devamı

Yöneticiler cevaplasın

13 Ekim 2010

Sezonun daha başında Ege’nin 5 temsilcisi, hoca değişikliğine gitti. Karşıyaka, Altay, Bucaspor, Manisaspor ve Turgutlu’nun takımlarını kuran teknik adamlarla yollar ayrıldı. Karşıyaka Erdoğan Arıca’yı gönderip Kemal Kılıç’ı, Altay Ercan Ertemçöz’ü gönderip Coşkun Demirbakan’ı, Manisaspor Hakan Kutlu’yu gönderip Hikmet Karaman’ı, Turgutluspor Cafer Orbay’ı gönderip Burhanettin Basatemur’u göreve getirdi. Bucaspor ise Bülent Uygun’un şok istifasının ardından Samet Aybaba ile anlaştı.
Yönetimler tarafından faturası kesilenlerin açıklama kısmında takımın aldığı sonuçlara bakılarak, “Sezona kötü başlangıç yapıldı” yazıyor.
Bırakıp giden teknik adam Bülent Uygun’un da açıklama bölümünde, “Yönetim oyunculara para ödemeyip beni sinek ikili yerine koydular.”
Hepsinde tek ortak özellik var hesap kesim tarihleri.
Yönetimler, “Büyük umutlarla ve güvenerek kulüplerimizi emanet ettik. Kadrolarımızı kursunlar, geleceğimizi şekillendirsinler istedik olmadı. Kan değişikliğine gittik” diyor.
Olamaz mı?
İlk defa yaşanan ve bu sezona özgü durum mu?

Yazının Devamı

Bucaspor’da Özkan konuştu

8 Ekim 2010

Hareketli günler geçiren Buca’da, ‘Bülent Uygun vakası’ için iki satır bile yazmak gelmiyor içimden. Bülent Uygun, Buca yönetiminin hatasının küçük sonucu sadece. Yaptığı etik mi, değil mi? Tartışılacak elbette ama Bucaspor transatlantiğinde, 4’üncü kaptan Bülent Uygun gemiden atlayıp kaçtı. İyi yüzebiliyorsa ne ala; kurtarır kendini... Ama kurtaramazsa da hiç üzülmem!
Bucaspor, tüm ihtişamıyla yoluna devam ediyor. Bu geminin asıl kaptanlarından Seyit Mehmet Özkan aradı dün. ‘Buca’da neler oluyor’ başlıklı yazıma istinaden cevabı ve Bucaspor’un yaşadıklarını anlattı. İşte, noktasına, virgülüne dokunmadan yazıyorum söylediklerini:
“Bucaspor’un geleceğini kurmak için yola çıktığım arkadaşlarımın hep yanında oldum ve hiçbir zaman öne çıkmadım. Bugün sadece ‘fikirlerine saygı duyulan biri’ olabilirim belki. Başta ben ve yönetim kurulunu oluşturan arkadaşlarım, Mehmet Bektur’un, başkanlığı bırakmaması için çok uğraş verdik.
İstifa etmem, yine ona yapılan küfürlü tezahüratlara yönelik bir tepkiydi. Ancak Sayın Bektur, ajandasına, ‘Başkanlığı bırakacağım’ notunu düşmüş; vazgeçiremedik.
Ardından yapılan toplantıda bu kulübe büyük hizmetler vermiş, 2. Lig’den bizi çıkarmış, eski

Yazının Devamı

Duyarlılık insan olmaktır

6 Ekim 2010

Bucaspor’da son dönemde yaşananlar ve kulübün geleceğiyle ilgili, geçen cuma kaleme aldığım “Buca’da cevap bekleyen sorular” başlıklı yazımda, camiaya birkaç soru yöneltmiştim. İlk arayan, eski Başkan Mehmet Bektur oldu.
Bektur, yazdıklarıma yorum yapmadı ancak Bucaspor’la yakından ilgilenmeme teşekkür etti. Kendisiyle ilgili yalnızca şu yorumu yaptı: Bucaspor gelecekte zor günler yaşamasın ve ben de bu zor günlerde aranan başkan olmayayım.
Ardından bir başka telefon... Buca Belediye Başkanı Ercan Tatı... Sayın Başkan, hal-hatır faslının ardından direkt konuya girdi. Söyledikleri aynen şöyle:
“Ekim 2009’da Bucaspor yönetimi (Mehmet Bektur o dönemde başkan değildi) ziyarete gelerek, kulübün anahtarını bana teslim edip, Bucaspor’un, Buca Belediye Spor Kulübü olmasını istediklerini, kendilerinin maddi konularda zorlandıklarını belirttiler. Ben de, Bucaspor’un anahtarını istemediğimi, orayı idare etmesi gerekenlerin kendileri olduğunu ifade ettim, her türlü desteği sağlayacağıma söz verdim. Sözümü de tuttum. Buca Belediye Başkanı olarak, dün de, bugün de, bundan sonra da hep yanlarında oldum, olacağım. Yani kesinlikle benim denetimimde bir kulüp olsun ya da kilit adam ben olayım

Yazının Devamı

Olmaması gereken atlanmasın!

5 Ekim 2010

Altay-Kayseri Erciyes maçında, teknik direktör Ercan Ertemçöz’ün sahaya sürdüğü 11’in hatalı olması(Yedek kulübesinden alınıp sahaya sürülen Okay ve Thernand Bakououla’nın oyuna katkıları, bunun ispatıdır), takımın oyuna iyi başlayamaması, 1 dakika içinde 2 gol yenmesi ve Ertemçöz’ün istifaya davet edilmesi, futbolun içinde olan şeyler!..
Taraftarın büyük bölümünün, ikinci yarının hemen başında, protestolarla tribünü terk etmesi... (Ki; Başkan Ahmet Taşpınar’ın, sezon başında, büyük Altay aşkına ve hırsını bir kenara bırakarak, “Bu yıl borç batağındaki kulübümüzü yeniden yapılandırmaya çalışacağız. Şampiyonluk ana hedefimiz değil. Hepimiz realist olalım. Bize destek olun” demesine rağmen.) Atılan 2 gol sonrası, tribündeki bir avuç taraftarın yeniden umutlanması ve takıma tekrar destek vermesi de yine futbolun içinde olan şeylerden!..
Orta hakem Abdullah Yılmaz ve Diyarbakır bölgesinden yan hakem Engin Gökçe’nin formsuzlukları ve kararsızlıkları... Kayseri Erciyes antrenörü Levent Devrim’in 3 farklı üstünlüğü ikinci yarıda kontrol edecek hamleleri yapamayıp, maç bitene dek soğuk terler dökmesi... Bunlar da futbolun içinde olan şeyler!..
Ancak futbolun içinde olmaması gereken,

Yazının Devamı

Buca’da cevap bekleyen sorular

1 Ekim 2010

Doktor Mehmet Bektur... Bucaspor’u büyük maddi zorluklara rağmen, kimsenin olmaz dediği zamanda ve daha önemlisi tarihinde ilk kez, İzmir’i ise 7 yıl aradan sonra ona inanan insanlarla omuz omuza vererek Süper Lig’e taşıyan efsane başkan. ‘Efsane’ diye özellikle yazdım. Çünkü kendisi geçen hafta başkanlığı bıraktı ve yakın bir zaman diliminde dönmemekte kararlı. Zaman içinde göreceksiniz ki (Ben arzu etmiyorum, kendisinin de böyle bir temennisi olduğunu sanmıyorum) ama Bucaspor çöküşe geçtiği her dönemde o daha da aranacak ve büyüyerek efsaneleşecek. Kulübü adına karşılık beklemeden yaptıkları ve başarılarıyla omuzlardan hiç indirilmeden taşınması gereken bu adamın ağır küfürlerle Bucaspor başkanlığını bırakırken suçu neydi? Kimse sormadı, sorgulamadı. Bir grup kendini bilmez şahsına ve ailesine ağır küfürler edip tehditler savururken, ‘Ne oluyor beyler, kendinize gelin’ haykırışını neden yok denilecek kadar az sayıda insan yaptı?
Şimdi Buca’da şampiyonluğun ardından hiç vakit kaybetmeden başta kurumsallaşmayı sağlamaya çalışarak, ‘küçük olsun benim olsun’ mantığından uzak, popülizm yapmadan, çıkar gruplarına geçit vermeden, kulübün menfaatleri için çalışan Başkan Mehmet Bektur’u

Yazının Devamı

Şeytanın avukatından sevgilerle...

29 Eylül 2010

Geçen hafta; KSK Onursal Başkanı Selçuk Yaşar, Altay derbisinde alınan 2-0’lık yenilginin ardından Futbol Federasyonu Başkanı Mahmut Özgener’e mektup yazıp, hakem Aytekin Durmaz’ın bir daha yeşil-kırmızılı ekibin maçlarına verilmemesini rica etti. Son üç sezonda Durmaz’ın yönettiği Karabük, Diyarbakır, Manisa, Eskişehir, Ordu ve Altay maçlarını kaybeden KSK’nin tepkisini dile getirdi.
Aynı hafta Göztepe de İskenderun maçında çileden çıktı. Futbol Direktörü Ali Gültiken, basın toplantısı düzenleyerek, Merkez Hakem Kurulu’na, “MHK’nin dürüstlüğünden şüphemiz yok. Ancak dışarıdan etkiler olabilir. Maçların sonucunun sahadaki futbolla belirlenmesini istiyoruz. Göztepe büyük kulüp. Maçlarımızı, bu büyüklüğü kaldırabilecek kalitede hakemlerin yönetmesini istiyoruz” mesajı gönderdi.
Bitmedi; yine aynı hafta içinde Karşıyaka kalecisi Necati’nin, 45+3’te kırmızı kart gördüğü, Teknik Direktör Kemal Kılıç’ın tribüne gönderildiği Kartalspor’la oynanan Ziraat Türkiye Kupası 3. Kademe maçını, yeşil kırmızılılar zor da olsa penaltılarla geçti. Hakem Ercan Hallaç’ın ‘olağanüstü’ kötü yönetimi ise büyük tepki gördü.
“Hakemler formsuz ve İzmir’deki maçlarda geçen hafta o yüzden bunlar yaşandı”

Yazının Devamı

Paylaşmalısın Aziz Başkan...

15 Eylül 2010

Bu bayram beklediğim haberler gelmedi. Arefe günü yazmıştım Kulüplerimiz eskiden olduğu gibi toplu olarak yaşlılarımızı ve sevgiye muhtaç çocuklarımızı ziyaret etsin, yaşamı paylaşsın diye.
Ama nafile...
Paylaşmayı bilmeyen, sevgisiz bir toplum olduk. Yabancılaştık birbirimize, hatta yabanileştik.
Bu yabancılaşma ve doğal sonucu paylaşmayı bilmeme derdinden musdarip olan yalnız ben değilim. İzmir Gücü Spor Vakfı (İZVAK) yöneticileri de şikayetçi. Son toplantıda, yönetim kurulu, başta Erdoğan Tözge isyanlarda.
Kulüplerin birlikte kurduğu, güçbirliği oluşturmaya çalıştıkları tek adres İZVAK’ta kulüp başkanları tam kadro hiçbir toplantıda bir araya gelemiyor. Doğal olarak fikirleri paylaşıp, proje üretip, tek yumruk olamıyorlar.
Onlar bir arada olamayıp güçsüz kalınca İZVAK yönetimi bir yıldır yollarına güller serdikleri Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nu da toplantılara konuşmacı olarak getiremiyor.
Gelmiyor başkan...

Yazının Devamı