Barış Yengiloğlu

Bu köşeyi takip edenler bilir. Burada ilginç söylemleri ve eylemleriyle kulüp başkanları arasında baş köşeyi Göztepe Başkanı İnan Altınbaş alır. Konuğum en çok o olmuştur. Kendisi bu aralar ortalıkta gözükmediğinden, böyle enteresan bir insanı kaybettiğim için çok üzgünüm.
Ortaya kim çıkacak diye kara kara düşünürken, Karşıyaka’nın çiçeği burnunda Başkanı Hüseyin Çalışkan, ‘Şarkı söylemeyi bilmeyen ama medyatik olayım, arkası nasılsa gelir’ diyen pop şarkıcısı gibi attı kendini sahneye. İnan Altınbaş’ın yokluğunu hissettirmedi. İlk cümlesi, “Şampiyon takım kuracağız” oldu. Ardından kulüpten gelen açıklama ise şöyleydi: Karşıyaka’da Teknik Direktör Erdoğan Arıca’nın transfer listesi, yönetimin elini yaktı. Arıca’nın istediği ve çoğunluğu Süper Lig’de forma giyen isimlerin, kapıyı 800 bin TL’den açması, yönetimin canını sıktı!
Ben, tam, ‘Demeçleriyle sahnemin yeni yıldızını buldum’ derken, gerilerden gelen ve Altay Başkanlığı koltuğuna oturan Ahmet Taşpınar, vakit kaybetmeden “Assolist benim” dedi.
Asıl işi mermercilik olan ama yıllarca Altay’da kulüp yöneticiliği ve başkanlık yaparak, futbolu mesleği kadar iyi öğrenen Taşpınar, futbol litaratürüne kazandırdığı en yenisinden

Göztepe, önceki gece doğumunun 85’inci yılını kutladı. Güzelyalı sahilinde muhteşem meşale şovu ve havai fişek gösterileriyle gecenin rengi sarı kırmızıydı. Ortalık bayram yeri gibiydi. Bu ayrıcalıklı günü kutlamak isteyenler; çocuklarını, sevgilililerini, annesini, babasını, dedesini, ninesini de alıp sahile atmıştı kendini. Güzelyalı köprüsünün üstü ve civarında siz deyin 10 bin, ben diyeyim 15 bin kişi, ‘Göz Göz’ çekerek coştu.
Ancak ilerleyen saatlerde, Göztepe tribünlerinde söz sahibi olmak isteyen ve uzun süredir çatışan iki grubun içindeki kendini bilmezler, sahili kana buladı.
Toplumda kendilerine yer ararken yanlış yolu seçen kendine delikanlı diyen ve gazlayan ağabeyleri, gecenin sarısını kaldırıp, yalnızca ‘kan kırmızısı’nın öne çıktığı bir ortam yarattılar herkese.
Bunlar için yazılacak bir şey yok. Onca insanın içinde çoluk-çocuğa isabet edebilecek mermileri sıkanları adam yerine koyup yazmaya değmez. Benim asıl yazarak seslenmek istediğim, çok güvendiğim ve adaletin İzmir’deki temsilcisi Eşrefpaşa çocuğu Emniyet Müdürümüz Ercüment Yılmaz... Eşrefpaşa çocuğu olmanın ne demek olduğunu İzmirliler iyi bilir. Bilmeyenler, bilenlere sorsun. Bir İzmirli olarak da,

Altay‘da bugün kongre var. Siyah-beyazlılar, geleceklerini, demokratik ortamda, olması gerektiği gibi, kullanacakları oylarla belirleyecek. “Şu başkan adayı ve yönetiminin projeleri kabülümüzdür. Hedefe bu ekiple varırız” diyecekler.
Ben, açıyı biraz değiştireyim. Geçenlerde Altay’ın duayenlerinden Nafiz Zorlu‘nun da dillendirdiği gibi, “Altay neden şirketleşmiyor?” sorusuna yanıt arayayım.
Altay aşkıyla yanıp tutuşsalar da yönetimi oluşturan kişilerin cebinden çıkacak üç-beş kuruşla bu kulübün çarkı dönmez. Üç-beş kuruş diyorum, çünkü artık verilecek paralar büyük bütçelerle yaşayan kulüpler için üç-beş kuruştur. Bunlarla ancak gün kurtarılır, mevcut borçlar bir süre ötelenir. Ama değişen birşey olmaz, gelecek yine ipotek altındadır.
Yöneticilerin ceplerinden koydukları para, kendi bütçelerini sarsacak gibiyse zaten kulübün kasasına girecek ilk gelirden bunu alırlar. Oysa kulüp kar eden bir şirket olsa... Üçe alınan futbolcu beşe satılsa... Daha da iyisi kendi yetiştirdiği oyuncudan çok para kazansa... Üyeler ceplerindeki para kadar hisse sahibi olsa... Fena mı olur? Taraftar da hem kulübünün seveni hem sözünün geçer akçe ettiği yatırımcısı olursa işin peşini bırakmaz. Bilir

Karşıyaka, yeni başkanını seçti, pardon atadı. Son genel kurulda da, daha öncelerinde olduğu gibi belirlendi başkan. Belediye Başkanı Cevat Durak isim verdi, Onursal Başkan Selçuk Yaşar onayladı, Hüseyin Çalışkan da koltuğa oturdu. Başka türlü olması beklenemezdi zaten. Anlayacağınız, parayı verenler düdüğü çaldı yine...
Daha önceki başkanların göreve geliş şekli gibi Çalışkan’ın gelişi de aslında şunu bir kez daha gösterdi: Yeşil-kırmızılı camia, birleşerek elini taşın altına Selçuk Yaşar’ın onda biri kadar koyamıyor. Camia uzaktan seviyor Kaf Kaf’ını. “Paramızla, projelerimizle, mesaimizle kulübümüzün yönetimine talibiz” diyemiyorlar. Holding takımı Göztepe‘deki gibi parayı vererek atayanlar ve bir ölçüde de atananlar yön veriyor kulübe.
Altay’da ise durum daha vahim. Birilerini atayacak birileri de yok. Yani parası olan baba yok. “Birleşerek güç olup, kulübümüze hep birlikte sahip çıkalım” diye yana yakıla aranıyorlar, bulamıyorlar.
Yaşları 100’e yaklaşan ve ‘biz camiayız’ diyerek, en başta kendilerini aldatan bu kulüplerimizi de; Süper Lig’de İzmir’i temsil edecek Bucaspor‘u ve diğerlerini de bekleyen asıl tehlike şu: Yine zar zor bir araya getirmeye çalıştıkları

Sporun sıcak gündemi elbette Altay ve Karşıyaka... Bugün, “Kaza oduktan sonra yol gösteren çok olur” ya da “Düşene vurulmaz” şeklindeki sevilen atasözleri biz spor yazanlar için geçerli değil. Çünkü daha önce de defalarca yazdık, söyledik... Hele Altay ve Karşıyaka için hepsinden çok yazdık.
Bugün kaleme aldıklarımız ise ancak ‘tekrar’ oluyor. Bu tekrarlar, 16 yıldır Süper Lig’e hasret Karşıyaka’ya, yedi yıldır Bank Asya’ya temel atmış (ki bunun son dördünde Plaf-Off kapılarından gözyaşlarıyla döndü) Altay’a ne kadar faydalı oldu acaba? Onlar için söylenebilecek en uygun söz şu: Tarih tekerrürden ibarettir. Tekerrürden ders alınsaydı, tarih tekerrür etmezdi.
Kendi yaşadıklarından, yazılanlardan, önlerindeki Akhisar, Bucaspor örneklerinden ders almayan, koca camiaların kulüpleri ne yazık ki her geçen gün biraz daha küçülüyor. Hatta yok olmaya doğru yol alıyor. Şimdi, iki lafı bir araya getiremeyen futbolcuların maç sonu uzatılan mikrofonlara “Kaybettik, önümüzdeki maça bakıyoruz” gibi sıradan ve boş söylemlerinden farklı konuşmanın, daha da önemlisi yapmanın zamanı geldi.
Kulüpler önlerini bırakıp, önce arkalarını temizlemeliler. Taşınamaz borçlarla (Altay ortalama 20 milyon

Bank Asya 1. Lig’den Süper Lig’e çıkacak üçüncü takım, Play-Off maçlarının sonunda belirlenecek. Altay ya da Karşıyaka‘nın bu bileti alması en büyük arzumuz...
İzmir’i temsil eden iki takım, önceki gün İstanbul’da, Atatürk Olimpiyat Stadı’nda karşılaştı, yenişemedi. Diğer maçta ise Konya, Adana‘yı geçti. Şimdi herkes hesap-kitap yapıyor, ikinci maçlarda ne olacak falan filan...
Bense işin ‘temsil’ kısmında takıldım. Çünkü İzmir derbisi başlamadan 10 dakika önce çirkin olaylar yaşandı. Altaylı taraftarların yer aldığı kapalı tribünün üzerindeki localarda, Karşıyakalı birinin yeşil-kırmızı kaşkol açması gerginlik yaratmış. Aman Allah’ım ne yanlış bir hareket!
KSK’nin eski başkanlarından Ünal Kamalı, Karşıyaka Futbol Adamları Derneği Başkanı Dr. Bülent Zeren‘in yanı sıra yeşil-kırmızılı bazı yöneticilerin de bulunduğu bölüme, Altaylı bazı taraftarlar saldırmış. Yanlışı düzeltmeye gitmişler!
Tekme ve yumrukların konuştuğu olaylar sırasında, KSK’li yönetici Aygün Cicibaş, eline geçirdiği bir koltuğu siyah-beyazlı taraftarların üzerine atmış. Burada da yönetici, yanlışı düzeltmeye gelenlere elinden geldiğince yardımcı olmuş!
Güvenlik güçleri olaya müdahale edip locadakileri

Görevlerini layıkıyla yerine getirenlerin... Herkese örnek olanların... İzmir’in yedi yıllık hasretine son verenlerin...
82 yaşındaki Bucaspor’u ilk kez devler arenası Süper Lig’e taşıyarak isimlerini kulüp ve kent tarihine altın harflerle yazdıran kahramanların listesidir:
YÖNETİM KURULU: Mehmet Bülent Nuri Bektur (Kulüp Başkanı), Seyit Mehmet Özkan(Asbaşkan - BucaGenç Kurucu Başkanı-Finansman ve Mali İşler), Adnan Dolma (Asbaşkan - Prf. Şube Sorm.), Şeref Üstündağ(AsBaşkan - Basın Sözcüsü), Adem Turgut (Prf. Şube Sorm.- Altyapı Sorm.), Abdülhamit Taçyıldız (Prf. Şube Sorm.), Yaşar Herel (Prf. Şube Sorm. - Tes. ve Yatırım Sorm.), Salih Timur Yaykıran (Kurumsallaşma ve Yeniden Örgütlenme), Kenan Cevat Daysal (Finasman ve Mali İşler - Salon Sporları), Abdülhalim Yalar (Tes. ve Yatırım Sorm. -Salon Sporları), Yaşar Yaralı (Gelir Getirici Faaliyetler - Tes. ve Yatırım Sorm.), Sami Nisa (Gelir Getirici Faaliyetler Sorm.), Sedat Çiftçi (Eğitim ve Öğretim Sorm.-Pazarlama ve Marka Tanıtım), Çeliker Gökçin (Salon Sporları Sorm.- Pazarlama ve Marka Tanıtım), Av.Emin Özmen (Hukuk İşleri Sorm.)
TEKNİK KADRO: İlter Kasap(İdari Menajer), Özcan Kızıltan (Teknik Direktör), Sait Karafırtınalar

Bank Asya 1.Lig‘in yeni takımı Akhisar Belediye Gençlik Spor Kulübü...
Biz Egelilerin bu sezon yüzünü güldüren ilk ekip...
Analarının ak sütü kadar helal ve lekesiz şampiyonluk çok yakıştı yeşil-siyahlı ekibe.
Herkesi, “Orada bir köy var uzakta. Gitmesek de, görmesek de o köy bizim köyümüz” diyenleri, oturdukları yerden kaldırıp o güzel ilçeye akın ettirdiler.
Daha da çok getirtecekler ayaklarına...
Gelecek sezon Süper Lig‘e çıkarlarsa, şaşkın şaşkın bakanları daha büyük şoka sokabilirler, şimdiden söyleyeyim.
Akhisar’ın şampiyonluk öyküsünü gelecek hafta yan sütunlarda bulabileceksiniz.