ARTIK KEDi-KÖPEKTEN KORKMAK iSTEMiYORUM!

8 Kasım 2010

Fobilerle baş etmek için korku nesnesi ya da durumla aşamalı olarak karşı karşıya gelmek gerekir. Örneğin kedi korkunuzu yenmek için kedi resimlerine bakmak en alt basamaktaki hedef olabilir. Sonraki basamak, tüylü bir oyuncak kediyi tutmaktır. Kendinizi hazır hissettiğinizde, eve yeni doğmuş bir kedi alabilirsiniz


Danışan: Kedi ve köpek korkumu yenmek istiyorum. İlaç almadan bu korkumun üstesinden gelmem mümkün mü?
Dr. Başak: Evet, psikoterapiyle üstesinden gelebilirsiniz. Ne zamandır var bu korkularınız?
Danışan: Kendimi bildim bileli. Dokuz yaşındaki kızım bir iki yıldır “Eve köpek alalım” diye yalvarıyor. “Evde köpek besleyemeyiz” diyerek onu uzun süre oyaladım. Bu kez de “O zaman kedi alalım” diye tutturmaya başladı. Ben de ona gerçeği anlattım; “Ben kedi ve köpekten çok korkuyorum” dedim.
Dr. Başak: Bunu nasıl karşıladı?

Yazının Devamı

KiŞiLiK BOZUKLUKLARI

1 Kasım 2010

Hepimizin iş yerimizde, ailemizde veya sosyal çevremizde geçinemediğimiz birkaç kişi mutlaka vardır. Onlardaki bozuklukları teşhis edip tedavi edemeyeceğimize göre amacımız bu kişiler ile baş etme yöntemlerini öğrenmek olmalıdır


Danışan: Patronumla ilgili o kadar çok sorun yaşıyoruz ki nereden başlayacağımı bilmiyorum. Çektiklerimi bilen bir arkadaşım var, geçenlerde onunla dertleşiyorduk ve bana “Bu adamda kesin bir kişilik bozukluğu var” dedi. Arkadaşım psikoloji eğitimi aldığı için, söylediği kafama çok takıldı. “Acaba gerçekten kişilik bozukluğu var da ben mi boşuna uğraşıyorum bu adamla geçinmeye” diye düşünmeye başladım. Patronumu size anlatsam onda ne tip bir kişilik bozukluğu var bana söyleyebilir misiniz?
Dr. Başak: Bahsettiğiniz kişiyle klinik bir görüşme yapmadan kişilik bozukluğu var mı yok mu anlayamam.
Danışan: Haklısınız. Onu görmeden teşhis koyamazsınız ama ben merak ediyorum acaba gerçekten bir kişilik bozukluğu mu var bu adamın? Varsa ne yapmam lazım? Bu kişiyle geçinebilmem için bir ümit var mı?
Dr. Başak: Hepimizin iş yerimizde, ailemizde veya sosyal çevremizde geçinemediğimiz birkaç kişi mutlaka vardır. Onlardaki bozuklukları teşhis edip

Yazının Devamı

KENDiNiZE HiÇ iYi BAKMIYORSUNUZ!

25 Ekim 2010

Günümüzde herkes günü yakalayamamaktan, stresten, yorgunluktan, sevdiklerini ihmal etmekten yakınıyor sık sık. Peki kendinize yeteri kadar vakit ayırıyor musunuz? Ya da bunun için ne yapmanız gerektiğini biliyor musunuz?

Danışan: İyi bir işim var, başarılı bir insanım ama anneme göre bunların hiçbir önemi yok.
Dr. Başak: Neden? O sizin başarılı olmanızdan memnun değil mi?
Danışan: Ona göre kendimi çok ihmal ediyorum. Çok çalışıyorum diye söyleniyor. Haksız da değil, son birkaç yıldır çok yoğunum. Geçenlerde bir arkadaşım 45 yaşında kalp krizi geçirdi. Annem ondan beri başımın etini yiyor.
Dr. Başak: Sizce de haklı mı? Çok mu streslisiniz? Kendinizi ihmal ediyor musunuz?
Danışan: Evet, çünkü işyerimde çok fazla sorumluluklarım var. Bir dakika bile nefes alacak vaktim yok. Bırakın kendimi, son zamanlarda çocuklarımı, eşimi de ihmal ediyorum.

Yazının Devamı

PSiKOLOĞA GiDEN DELi MiDiR?

18 Ekim 2010

Psikoloğa danışmak, deli olduğunuz anlamına gelmez. Zaman zaman herkesin tek başına çözemediği sorunlar olabilir. Bu sorunları çözmek konu-sunda psikolog yardımcınız olur. “Etraf ne der?” klişelerini bir kenara atın


Danışan: Baştan söylemem lazım, ben eşimin zoruyla geldim. Bence size gelmesi gereken kişi o ama “Sen gitmezsen ben de gitmem, seni de bırakırım” diye beni resmen tehdit etti.
Dr. Başak: Burada olmaktan pek mutlu değilsiniz anlaşılan.
Danışan: Doğruyu söylemek gerekirse, hiç değilim ama geldim işte. Umarım geldiğimi de kimse duymaz yoksa rezil olurum.
Dr. Başak: Neden rezil olursunuz?

Yazının Devamı

KAYGIYLA BAŞ ETMENiN YOLLARI

11 Ekim 2010

Kaygılı insanlar geleceğe ait senaryolar yazarlar. Ancak bu senaryolar genellikle olumsuz veya tehlikelidir. Hayal edilenler o kadar inandırıcı ve korkutucudur ki, beraberinde gerginlik, kaygı, tedirginlik getirir. Kaygıyı dikkatinizi başka şeylere vererek azaltabilirsiniz


Danışan: Bana rahat bir insan olmayı öğretebilir misiniz? Çok telaşlı bir insanım, artık etrafımdakileri de sıkıyorum. Ama elimde değil, her şeyi kafama takıyorum. O kadar yoruluyorum ki, sabah yataktan kalkmadan beynim benden önce koşturmaya başlıyor... “Ya trafik varsa?", "Ya çocuklar okula geç kalırsa?", "Ya okul servisiyle giderken başlarına bir şey gelirse?", "Ya bugunkü raporu yetiştiremezsem?”
Dr. Başak: Her an sanki yoğun bir stres altındaymış gibi yaşıyorsunuz.
Danışan: Evet, hep gerginim, yorgunum, bıkkınım. Geçenlerde bir yazı okudum, yaygın kaygı bozukluğundan bahsediyordu. Galiba benimki de böyle bir şey. “Psikoterapi ile düşünce yapınızı değiştirerek, kaygının üstesinden gelebilirsiniz” deniyordu. Bunu yapmaya kararlıyım ama bana hemen uygulayabileceğim bir yöntem öğretebilir misiniz?
Dr. Başak: Yaygın kaygı bozukluğu yaşayan insanlar sizin de anlattığınız gibi hayatın birçok

Yazının Devamı

HANGiSiNi SEÇMELiYiZ? PSiKiYATRiST Mi, PSiKOLOG MU?

4 Ekim 2010

Danışan: Psikoterapi ne işe yarar bilmiyorum. Psikiyatriste mi gitmeliyim, yoksa size gelmem mi daha doğru?
Dr. Başak: Peki ikisinin arasındaki farkı biliyor musunuz?
Danışan: Tam olarak bilmiyorum, bazen karıştırıyorum. Anlatırsanız sevinirim.
Dr. Başak: Her iki uzman da ruhsal sağlık alanında çalışır. Bu nedenle birbiriyle karıştırıldıkları olur. Kısaca anlatmak gerekirse en önemli fark; psikiyatristler, duygusal ve davranışsal sorunların fiziksel kökenli olduğundan yola çıkarak şikayetleri veya sorunları ilaç yoluyla tedavi eder.
Psikologlar ise duygusal ve davranışsal sorunların psikoloji kaynaklı olduğundan yola çıkarak, sıkıntıların, zorlukların, uyumsuzluğun, işlevsel olmayan düşünce ve davranışların nedenlerini araştırarak kişinin aradığı psikolojik sağlığa kavuşmasını ‘konuşma terapisi’yle sağlar.
Danışan: Hangisine daha çok ihtiyacım olduğuna karar veremedim.
Dr. Başak: Buna tek başına karar vermeniz her zaman mümkün olmayabilir ama endişelenmenize gerek yok, psikologlar ve psikiyatristler çoğunlukla el ele çalışır. Çünkü her iki dalda çalışan uzmanlar ruhsal sağlık alanında yapılan bilimsel araştırmaları takip eder ve bu araştırmalar ışığında

Yazının Devamı

CiNSEL iSTEK BOZUKLUĞU

27 Eylül 2010

Cinsel isteksizlik hem kadınlar hem de erkeklerde görülebilir. Kendi başına bir sorun olduğu gibi, başka bir sorunun işareti de olabilir


Dr. Başak: Psikoterapiye başlama nedeni olarak “Kendimi son zamanlarda mutsuz, tahammülsüz ve gergin hissediyorum” demiştiniz. Bunun dışında herhangi bir şikayetiniz var mı?
Danışan: Eşimle de aramız pek iyi değil. Evin içinde iki yabancı gibiyiz. 14 yıldır evliyiz ama hiç bu kadar kötü olmamıştı.
Dr. Başak: Ne zamandır böyle?
Danışan: Son 1-2 aydır. İkimiz de çok gerginiz, daha fazla tartışıyoruz.

Yazının Devamı

OKUL PSiKOLOJiSi

20 Eylül 2010

Danışan: Bugün okulların başlamasına çok seviniyorum, çocuklar evde çok sıkılmışlardı ve artık onları oyalayamaz hale gelmiştim ama bir yandan da telaşlanıyorum.
Dr. Başak: Neden telaşlanıyorsunuz?
Danışan: Çünkü okul zamanı evimiz tam bir kaos ortamına dönüşüyor. Hepsini aynı anda idare etmek çok zor. Ödev, banyo, spor, müzik dersleri derken biri “Acıktım” der, diğeri “Ben onu yemem” diye mızmızlanır. Sabahları onları uyandırmak, giydirip, yedirip okula yetiştirmek ayrı dert, her gece tek tek yatırmak ayrı. Okulda başarılılar, hiç sorunları yok ama eve gelince sanki başka çocuk oluyorlar, yani okul zamanı ben onlardan daha çok yoruluyorum.
Dr. Başak: Üç çocuğunuzun hem aktivitelerine yetişmek hem de okulda başarılı olmalarını sağlamak çok kolay değil, bu nedenle her şeyden önce sizi tebrik etmeliyim. Aslında kendinizi bu kadar hırpalamadan da birçok şeyi halledebilirsiniz. Hatta onların yapmaları gereken işleri ne kadar az üstlenirseniz çocuklarınız için o kadar iyi. Onları giydirmekten, yedirmeken bahsettiniz, çocuklarınız kaç yaşlarında?
Danışan: En küçükleri erkek, yedi yaşında. İki ablası var, ortanca dokuz, büyük 13 yaşında. Hepsinin kendine göre ihtiyaçları,

Yazının Devamı