Yazarlar Başoğlu... Çiçek... Dal...

Başoğlu... Çiçek... Dal...

19.12.1997 - 00:00 | Son Güncellenme:

Başoğlu... Çiçek... Dal...

Başoğlu... Çiçek... Dal...

Yavuz DONAT

MUSTAFA Başoğlu, sendikacı.
Sağlık - İş Genel Başkanı.
Türk - İş Başkanlar Kurulu üyesi.
Eski milletvekili. (1980 öncesi)
"AB'nin son kararı ile ilgili olarak" dün bir açıklamada bulundu:
- Devletimizi küçümseyen, yüce milletimizle adeta alay eden bu karar iç politika malzemesi yapılmamalıdır.
Oysa AB kararı çoktan "iç politika malzemesi" yapılmaya başlandı bile.
* * *
DÜN Meclis'teydik.
Bağımsız milletvekillerinden Cemil Çiçek bir basın toplantısı yaptı:
- Hemen toplanalım, dış politika konusunu konuşalım. Meclisimizde genel görüşme açılsın. Sokaktaki vatandaşa ufuk verelim.
Ama baktık da Cemil Çiçek "kendisi söyledi, kendisi dinledi."
* * *
YAZIMIZI yazdığımız akşam saatlerinde TV'ler arasında bir gezinti yaptık.
Başoğlu'nun sözleri ya da Çiçek'in önerisi ile ilgili "en ufak habere" rastlayamadık.
Bugün gazetelerde de pek olacağını sanmıyoruz.
Oysa "günün en önemli konuları" bunlar.
* * *
PAZARTESİ günü Almanya'daydık.
Yolda yürürken önümüzde açık mavi bir Volkswagen Passat durdu.
Direksiyondaki ihtiyar "buyrun" dedi:
- Gideceğiniz yere bırakayım.
Bindik.
Sakalı ağarmış olan vatandaşımızla sohbete başladık.
Samsun'un Aşağı Gökyazı köyünden Kadir Dal.
25 yıldır Almanya'da.
"Yaşını" sorduk.
"54" dedi.
- Daha gençmişsiniz... Saça... Sakala bakınca... Sanki... 60... 65...
Kadir Dal "bu Almanya bizim iliğimizi, kemiğimizi emdi... Erken çökertti" dedi.
Bu arada kırmızı ışık yandı.
Otomobil durdu.
Kadir Dal bize döndü:
- Avrupa'nın kararı haysiyetimize dokundu. Şimdi bizim ne yapmamız lazım? Büyüklerimiz yol göstersinler. Nasıl bir tepki koyalım?
"Ankara'nın görevi"
AB kararını iç politika malzemesi yapmak değil.
Kadir Dal'a... Avrupa'daki üç buçuk milyon Türk'e... Bütün vatandaşlarımıza "bilgi vermek... Yol göstermek."
Tıpkı Mustafa Başoğlu'nun, Cemil Çiçek'in dediği gibi.
* * *
YEŞİL ışık yandı, yola devam ettik.
Ve Kadir Dal'ı dinledik.
25 yıllık birikimi ile İstanbul - İstinye'de bir ev sahibi olmuş.
Ömerhoca Sokak, 8 numarada.
Şimdi ise işsiz.
- Neden?
- Çalıştığım fabrika krize girdi. 550 kişi çıkarıldı.
- Tazminat falan verdiler mi?
- Patron çağırdı, "kusura bakma" dedi. 80 bin mark uzattı. "İstersen mahkemeye başvur" diye konuştu.
Kadir Dal mahkemeye gitmemiş.
"80 bine de şükür" demiş.
Şimdi "işsizlik parası" alıyor.
Bir yandan da iş arıyor.
Tabii bunun "zorluğunu" biliyor.
Diyor ki "gençler işsiz gezerken 54 yaşındaki adama kim iş verir?"
Yine kırmızı ışık.
Kadir Dal yine bize döndü:
- Şimdi biz vatandaş olarak Avrupa'ya karşı nasıl bir tavır takınalım? Büyüklerimize söyleyin, bizi aydınlatsınlar.
* * *
BİR ara söz siyasetten açıldı.
"Son seçimde" dedik:
- Hangi partiye oy verdiniz?
- Allah'ın bildiği kuldan saklanmaz. Refah'a verdim. Oyumu Atatürk Havalimanı'nda kullandım.
- Neden Refah'a?
- Ötekileri denemiştik. Denenmeyen bir o kalmıştı.
- Yarın seçim olsa hangisine oy vereceksiniz?
Kadir Dal otomobili sağa çekti.
Ve bize döndü:
- Hepsini denedik, umduğumuzu bulamadık. Ben "kime oy vereceğimi" bilemiyorum. Ya siz?
* * *
TÜRKİYE'de milyonlarca Kadir Dal var.
Siyasetçi "onlara" kulak vermeli.
Siyasetçi "onların özlemlerine yanıt olacak" siyaset üretmeli.
Milyonlar, elde mum, oy verecek parti ararken, siyaset "kısır çekişmeleri... AB kararını siyaset malzemesi yapmayı" artık terketmeli.



Yazara Email Y.Donat@milliyet.com.tr