“Uzlaşma kirli bir kelime haline geldi”

8 Ekim 2023

İnsan bazen dünya gündemini gereksiz işgal eden haberlerin saçmalığından bunalır. Doğruyla yanlışı, iyiyle kötüyü ayırt edemez hale gelir. Sırf başkalarının sesini bastırmak için yapılan anlamsız konuşmalardan, ortaya atılan iğreti fikirlerden yorgun düşer. 

Aslında bu yorgunluk; iklim felaketlerine, savaşlara, çatışmalara, dünyayı yönetenlerin politikalarındaki belirsizliğe, göçlere, açlığa, yoksulluğa, haksız edinilmiş servetlere kısacası; gerçekliğini, hakkaniyetini yitirmiş her şeye karşı duyulan “ilgisizliğin” yarattığı bir yılgınlık halidir.  

Bir meslektaşım dünyanın bu halini “İpini koparmış, başıboş gezen kuduz bir köpeğe” benzetmişti… Bana göre de son yıllarda “dünyayı en iyi özetleyen” konuşmayı Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri António Guterres yaptı. 

Dünya liderlerinin önüne ilk olarak dünyanın “en hüzünlü fotoğrafı”nı koydu ve dedi ki: “Dünyanın birçok sorunu, Libya’nın Derna kentinde, korkunç bir cehennem

Yazının Devamı

3 ayda unuttuk!

24 Eylül 2023

Hatırlarsanız Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin hemen ardından Türkiye’nin birçok şehrinde bina dayanıklılık testi taleplerinde rekorlar kırıldı. Öyle ki İstanbul’da depreme dayanıklılık tarama testlerinde sadece bir günde 122 bin başvuru yapılırken, bugün bu başvurular neredeyse sıfıra düştü. Milliyet’te yer alan bir habere göre, nisan itibarıyla bu sayı hayli geriledi. Depremden hemen sonra İstanbul’da dayanıklılık testine şubatta 122 bin 58, martta 28 bin 430, nisanda 2 bin 547, mayısta bin 333 başvuru yapıldı. Haziran ve temmuzda ise bu başvurular üç haneli rakamlara düştü. Dolayısıyla başvuru sayısında çok ciddi bir azalma var.

***

Yani şunu demek istiyorum: Bir felaketi defalarca yaşayıp da hep aynı hataları tekrarlayarak farklı bir sonuç bekleyemezsiniz. Çünkü 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde iki depremin; Kahramanmaraş, Osmaniye, Gaziantep, Hatay, Malatya, Şanlıurfa, Diyarbakır, Adıyaman, Kilis, Adana’yı nasıl vurduğunu, bazı ilçelerin neredeyse haritadan silindiğini yine unuttuk. Binlerce insanın hayatını kaybettiğini,

Yazının Devamı

Biyokimyasal silahların tasarımı

17 Eylül 2023

Bir grup bilim insanı bir araya gelerek yapay zekâ ile ilaç keşfi için bir model geliştirdiler. Tedavi edilemeyen hastalıkları tedavi etmek için eskiden var olan bir molekülü ele alıp üzerinde çalışmak yerine, milyonlarca fikir üretebilen bir yapay zekâ… Bu yaklaşım büyük umutlar doğurmuştu. Ancak, Klinik farmakolog Sean Erins’e göre, bu teknolojinin ikinci bir yüzü olduğunu düşünememişlerdi.

***

Her şey İsviçre’den Spiez Laburatuvarı adındaki bir kurumun, “yapay zekânın kötüye kullanımı” hakkında sunum yapması için Klinik farmakolog Sean Erins’i davet etmesiyle başladı. Erins, tedavi edilemeyen hastalıkların tedavisinde kullanmak için geliştirdikleri yapay zekâya, hastalıkları tedavi etmek için ilaç benzeri moleküller üretmesi yerine, en zehirli molekülü üretebilecek mi diye sordu:

Ölümcül moleküller tasarlamak için yapay zekâ teknolojisi kullanabilir miyiz?

Sadece başlat tuşuna bastı. Bilgisayar binlerce molekül üreterek

Yazının Devamı

Devletlerin yeni ordusu: Robot askerler

3 Eylül 2023

Teknoloji, dünya devletlerini her alanda olduğu gibi, askerî alanda da büyük değişimlere zorluyor. ABD Genelkurmay Başkanı Mark Milley’in dediği gibi; teknoloji geliştikçe dünya savaşlarının da “karakteri” değişiyor. Öyle ki; bugüne kadar savaş ya da iç savaş durumlarında ordularıyla birlikte terör örgütlerini ve özel güvenlik şirketlerini “taşeron” olarak kullanan devletler için artık robot askerler var. 

Mesela İngiltere. Yakın tarihte robot askerleri savunma sistemine entegre etme projesiyle gündeme geldi. 2030’da 30 bin robot askeri, birliklerine katmayı hedefliyor. Sadece İngiltere değil, başta ABD olmak üzere birçok ülke önümüzdeki 15 yılda orduların, donanmaların ve hava kuvvetlerinin önemli bir bölümünün robot askerlerden oluşacağını açıkladı. Tabii robot askerler, insan kaybını önlemede mantıklı görünse de ülkelerin geleceğini “karar mekanizması” haline gelerek çizmezlerse! 

***

Orduların yapısındaki bu köklü değişim, medya ve biz

Yazının Devamı

İhtişamını yitirmiş bir Bodrum!

27 Ağustos 2023

Bu küçük turistik kasabada yaşamak, başta Bodrum halkı olmak üzere birçok insan için artık ve neredeyse bir eziyet haline dönüşmüş görünüyor. Görünen kasabanın görünmeyen insanları olarak!..

Biz insanı nasıl biçimlendiriyorsak, etrafımızdaki her şey zaman içerisinde o biçimi alıyor. Mesela Bodrum. Bir zamanlar yazarlara, şairlere, ressamlara ev sahipliği yapan Ege’nin küçük, şirin sahil kasabası Bodrum artık eski Bodrum değil. Bütün silüetini, dokusunu, tarihsel geçmişini hoyratça bozan “kalabalıklara” karşı dirense de içinde yer alan insanlarla birlikte giderek başkalaşıyor. Kendi varoluş hikâyelerinin bile hayli gerisine düşmüş. Bütün altyapısı çökmüş durumda. Kültürel ve sınıfsal farklılıkları giderek derinleşiyor. Öyle ki; her şeye sahip, görgüsüz bir zenginliği görsel şova çevirenlerle, onların seyircisi durumuna düşürülmüş yerleşik halk arasında sıkışıp kalmış bambaşka bir kimliğe

Yazının Devamı

Bir ayinle çarpıtılan gerçekler!

20 Ağustos 2023

Trabzon’un fethi kutlamaları ile Sümela Manastırı’nda yapılacak ayinin 15 Ağustos’a denk gelmesi tarihsel gerçeklik açısından tartışılmayacak bir konu. Bir şehirde düzenlenecek ayinin ya da şehrin kurtuluş tarihinin doğru olup olmadığını tartışabilirsiniz. Ama ayinin fetihle aynı tarihte olmasını manidar bulmak hayli sorunlu bir bakış açısına işaret ediyor. Çünkü bu tür tartışmaları tetikleyenlerin düşmanca söylemleri; 15 Ağustos’ta “Meryem Ana’nın göğe yükseliş günü” ayinini yapan Ortodoks Hristiyanlarını da hedef haline getiriyor. Öyle ki sosyal medyada azınlığı hedef alan tartışmalar, kampanyaya dönüştürülünce, ayin geniş güvenlik önlemleri altında gerçekleştirildi. 

***

Trabzon’un fethinin kutlamaları 58 yıl boyunca 26 Ekim tarihinde kutlandı. Ancak bazı tarihçiler, bu tarihe farklı kaynaklar göstererek itiraz etti. Trabzon Valiliği ve Türk Tarih Kurumu’nun onayıyla son iki yıldır fetih kutlamaları 15 Ağustos’ta gerçekleşiyor. “Meryem Ana’nın göğe

Yazının Devamı

Medyada üslup sorunu

13 Ağustos 2023

Son birkaç aydır hemen her gün, neredeyse bütün haber sitelerinde ve bazı gazetelerde emeklilere zam haberi “Emekliye büyük kıyak” ya da “Emekliye müjde” gibi başlıklarla veriliyor. Üstelik alay eder gibi her gün… Oysa bu haberlerin içeriği “temenniden” öteye gitmiyor. Haberde emeklilerin maaşlarıyla ilgili yeni bir gelişme mi var? Yok! Emekliler zam mı almış? Hayır! Alacak mı? Belli değil! Peki bu neyin müjdesi? Dönüp dolaşıp aynı haberi vermek sıkıntı yaratınca, bu kez içerik değişmese de editöryal “yaratıcılık” devreye giriyor ve sadece başlık değişiyor: “Emekliler zil takıp oynayacaklar!” 

Bu nasıl bir üslup, bu nasıl bir aşağılamadır! Niye zil takıp oynasınlar? Hak etmedikleri bir mirasa mı konuyorlar?  Emeklilere verilen maaşa ya da zamma dikkat çekmenin, teşhir etmenin, günlerce yazmanın mantığı nedir? Bazı insanlar emeklileri işe yaramaz, devlete yük olan ve toplumun ilerlemesine katkı sağlamayan bireyler olarak görüyor olmalı ki, yasalarla belirlenen bir hakkı, argo bir ifadeyle

Yazının Devamı

Geleceğimiz bu fotoğrafta!

6 Ağustos 2023

Milliyet, hafta içinde müthiş ironi barındıran bir fotoğraf yayımladı. Bir damla suyu kalmamış kupkuru bir toprak parçası ve üzerinde “Göle girmek yasaktır” yazılı, kurşun delikleriyle dolu bir tabela… Türkiye’nin kurumuş, çatlamış, çorak toprağa dönmüş bütün göllerinin başında bu tabelaları görürsünüz… Paslanmış, yazıları okunmaz hale gelmiş, kurşunlanmış ya da üzeri çizilmiş olsa da işlevini yitirmiş bu tabelalar, kendi coğrafi geçmişinin ve kültürel mirasının bir mührü gibi, öylece bırakılmışlar.

Medya yıllardır Amik, Karataş, Burdur, Akgöl, Işıklı, Eber, Akşehir, Meke Krater, Marmara gibi göllerimizin kuraklık ve yanlış su politikaları yüzünden nasıl kuruduğuna ilişkin haberler yapıyor. Öyle ki; verilere göre 300’e yakın gölümüzün yüzde 60’ı kurudu. Sadece Akdeniz Bölgesi’nde irili ufaklı 15’ten fazla göl ise tamamen yok oldu. Üstelik çoğu küresel ısınmanın yanı sıra tarım alanlarının yanlış yöntemlerle

Yazının Devamı