Belma Akçura

Belma Akçura

bakcura@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Bir gazeteci bir olayı iddia olmaktan çıkartan bir belge yayınladığında bu mesleki bir başarı, güvenir ve sorumlu gazeteciliğin bir gereği olarak kabul edilir. Yargının medyaya yönelik yaptırımları, gazeteciler hakkında açılan soruşturmalar, davalar ise tam aksi yönde...

Bir haber gazetelerde belgesiyle yer alırsa, ya da belgede bir kamu görevlisinin imzası varsa; yargının itirazı genellikle haberinize olmuyor. Kamu görevlisinin ihmali var mı yok mu diye de bakmıyor. İki şeye bakıyor: Haberi desteklemek amacıyla kullanılan belgede gizlilik unsuru var mı? Belgede gizli olsun ya da olmasın kamu görevlisinin adı var mı?

Haberin Devamı

Oysa araştırmacı gazetecilik belge gerektirir. Belgelere dayalı bir haber yaptığınızda, habere konu olan belgeyi yayınlayıp yayınlamamak yazı işlerinin sorumluluğundadır. Yazı işlerinin bu tür belgeleri yayınlama kararı da genellikle haberin önemine ve doğruluğuna vurgu yapmak gerekçesiyle okurla paylaşılır.

Bu tür davalar giderek çoğalıyor.

Bunun son örneği araştırmacı gazeteci İdris Emen’e üç yıl hapis istemiyle açılan davadır.

* * *

Diyarbakır’da HDP mitingine bomba koyarak; dört yurttaşın ölümüne neden olduğu iddiasıyla aranan sonrasında yakalanan IŞİD’çi Orhan Gönder’i Adıyaman Emniyeti’nin ‘terör nitelikli kayıp şahıs’ olarak arandığı, Diyarbakır Emniyeti’nin ise bombalama olayından iki gün önce ‘yoklama kaçağı’ olduğuna dair tutanak tutup serbest bıraktığı anlaşılınca Milliyet dahil bir çok gazete habere yer verdi.

Gönder’i serbest bırakan polisler şahsın arandığına ilişkin bilgilerin UYAP’a (Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi) girmediğini iddia ediyor. Bu aynı zaman da şu soruya bir gazeteci olarak yanıt aramaktır. Peki, aranan bir şahsın UYAP’ta yer almaması mümkün mü?

* * *

Gazeteci İdris Emen Adıyaman Emniyeti’nin Gönder’i ‘terör nitelikli kayıp şahıs’ olarak aradığını aileye gönderilen resmi bir evrak üzerinden kanıtlıyor. Bunun üzerine ilgili bakanlık polislerin ihmalini kabul ediyor, polisler hakkında ihmalden dava açılıyor, UYAP’a Orhan Gönder’in değil, aksine kardeşini savcıya şikâyet eden ağabeyi Engin Gönder’in adının yazıldığı ortaya çıkıyor.

Haberin Devamı

Demek ki ortada bir habercilik var. Ancak gazeteci İdris Emen hakkında “terörle mücadelede görev almış kişileri hedef göstermek” suçundan bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası istemiyle Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açılıyor. Sebep? Haberine konu olan evrakta kamu görevlisinin adının yer alması…

* * *

Türkiye’de bugüne kadar faili meçhul kalmış birçok katliam ve cinayetler de ihmali olan, görevi kötüye kullanan, belgeleri bilgileri tahrip eden çok sayıda kamu görevlisinin adları medyada yer bulmuştur. Birçok gazeteci hakkında tam da bu nedenle kamu görevlisini hedef göstermek gibi çeşitli gerekçelerle ceza davaları açılmıştır. Ancak tarih bu tür olaylarla ilgili bazı kamu görevlilerinin de ciddi görev ihmali ve sorumluluğu olduğunu zaman içerisinde ortaya çıkartmıştır.

Hiçbir gazeteci birini hedef göstermek kastıyla haber yapmaz. Söz konusu haberde de kamu görevlisi hakkında hiçbir bilgi yok. Terörden aranan bir şahsın ailesine verilen bir evrak üzerinden görülen imzadan haberi yapan hiçbir gazeteci sorumlu tutulamaz. Eğer bir kamu görevlisinin kimliğinin deşifre edildiği ve hedef gösterildiği iddia ediliyorsa o kimliği korumakla görevli olan gazeteler değil, devletin bizzat kendisidir.