Belma Akçura

Belma Akçura

bakcura@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Devlet Denetleme Kurulu’nun Hrant Dink raporunun üzerinden iki yıl geçtiğini, raporda yer alan ve geçtiğimiz günlerde kanıt olarak savcılığa sunulan bilgilerin, o tarihlerde medyada geniş yer bulduğunu, buna karşın gazetecilerin yeni delil diyerek aynı haberleri yeniden ürettiğini hatırlatan bir okurumuz avukatların da bu delilleri neden iki yıl beklettiğini sorgulamıştı.
Dink’in avukatı Fethiye Çetin gönderdiği açıklamada şöyle diyor:
“Mart 2014 günlü yazınızda önce çok haklı bir tespit ile Dink cinayetinde kamu görevlilerinin sorumluluğuna ilişkin Trabzon Cumhuriyet Savcılığı’na verilen en son dilekçede yer verdiğimiz kanıtların ‘yeni kanıtlar’ olmadığını, Devlet Denetleme Kurulu’nun iki yıl önce hazırladığı Hrant Dink cinayeti raporunda bulunduğunu belirtmişsiniz. Dikkatli bir okur olarak Deniz Çinibulak, bugün yeni kanıtlar olarak sunulan bilgilerin iki yıl önce medyada ve gazetenizde geniş yer bulduğunu belirtmiş ancak avukatların neden iki yıl beklediklerini sormuş.

Başvurumuz ilk değil
Öncelikle belirtmeliyim ki, medyada ‘yeni kanıtlar’ olarak sunulan bu kanıtlar yeni olmadığı gibi söz konusu hususlarla ilgili olarak adli makamlara başvurular da ilk değildir. DDK raporuna dayanan kanıtlar ve bu kanıtlarla ilgili dilekçeler müdahil avukatlarınca defalarca adli makamlara sunulmuş, söz konusu dilekçeler de ‘Hrant Dink Dava İzleme’ sitesinden basınla paylaşılmıştır.
Örneğin; DDK raporunun yayınlanması sonrası, 14 Mart 2012 tarihinde düzenlenen bir basın toplantısında raporun önemli tespitleri basınla paylaşılmış ve akabinde bugün yeni kanıtlar olarak sunulan dört kanıtın da içinde yer aldığı 18 (on sekiz) kanıtla ilgili talepler İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın 2007/972 Numaralı soruşturma dosyasına sunulmuştur.

Kanıtlar da yeni değil
Bunun yanında DDK raporu Yargıtay’a sunulan temyiz dilekçesine eklenmiş, temyiz dilekçesinde tüm tespitlerin, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi kararının eksik soruşturma nedeniyle bozma gerekçesi olduğu belirtilmiştir. Ayrıca Ogün Samast’ın yargılandığı Çocuk Mahkemesi’ne, DDK raporu ve bu rapora dayanan taleplerimiz araştırılması, soruşturulması amacıyla sunulmuştur. Bugün yeni olan, kamuoyunda dördüncü yargı paketi adı verilen yasa uyarınca Trabzon Cumhuriyet Savcılığı’na verilen ve Trabzon’da görev yapan kamu görevlileri ile ilgili taleplerin yeniden ileri sürülmesidir. Sonuç olarak, bu başvuru ilk olmadığı gibi kanıtlar da ilk defa ileri sürülmüş değildir.
Tarihe yanlış olarak geçmesin. Kitapta yer verdiğim MİT ile ilgili bilgileri üç yıl sakladığım iddiasına gelince; bu bilgi, cinayet sonrasında tarafıma ulaşan ve basınla ve kamuoyuyla paylaşmadığım yüzlerce ihbardan biri. Kitap, cinayet davasının değil, öncesinin tanıklığına dayanmaktadır. Ancak, cinayet sonrasında tanık olduğum ve ciddi olabileceğini düşündüğüm bazı ihbarları, arka planı ile birlikte bende kalmasın, tarihe not olarak düşeyim diye kitaba aldım. Çünkü bu tanıklıklar, dosyalarda birer dilekçeden ibaret değil.”

Haberin Devamı

DİJİTAL ARŞİVDE DÜZELTME KILAVUZU

Haberin Devamı

Yeni kanuna göre; özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini iddia eden kişiler, TİB’e başvuracak. TİB Erişim Sağlayıcıları Birliği’nden 4 saat içinde uygulanmasını isteyecek. TİB doğrudan erişim engelleme “emri” de verebilecek. Erişim engelleme kararı 24 saat içerisinde sulh ceza mahkemesine sunulacak, mahkeme de 48 saatlik sürede karar verecek.
Hürriyet Gazetesi Ombudsmanı Faruk Bildirici yeni yasal düzenlemeler yapılırken, özgürlüklerin geliştirilmesi, en azından korunmasının temel alınması gerektiğini hatırlatarak geçtiğimiz hafta “Özel hayatın gizliliği nedeniyle erişimin engellenmesi” konusunu köşesine taşıdı. Bildirici’ye göre sorun yasada özel hayatın tanımının yapılmamasında: “Bu durumda TİB, özel hayatın sınırlarını nasıl belirleyecek?” diyor. Hem yeni yasanın uygulayıcılarına hem de okurlarımıza katkıda bulunması amacıyla Faruk Bildirici’nin hazırladığı kılavuz kısaca şöyle:

Gazetecilik görevleri
- Gerçeğe uygun, gazetecilik etik ilkeleri çerçevesinde yazılmış, maddi hata barındırmayan, hakaret içermeyen ya da kimsenin mağduriyetine yol açmayan haber, yazı ve görsel unsurların değiştirilmesi ya da yayından kaldırılması talepleri kabul edilmez.
- Yargı ve TİB’in verdiği içeriğin engellenmesi kararları uygulanır. Diğer yargı kararları, ilgili kişinin belgelemesi halinde eski haber ve yazı kaldırılmadan aynı sayfanın altına eklenir. Bu metne yeni tarih ve kaynak ile mahreç konulur.
- Maddi hatalar ile ilgili düzeltme talepleri, o haber, yazı ya da görselin doğrudan muhatabı olmayan bir kişi ya da kuruluştan gelse bile dikkatle incelenir. Maddi hata olduğu sonucuna varılırsa hemen düzeltilir.
- Yargı kararı olmasa da insanların mağduriyetlerine yol açan ya da varolan mağduriyetin sürmesine/artmasına yol açan hakaret, ayrımcılık, aşağılama, ötekileştirme, nefret söylemi gibi unsurlar düzeltilir. Bu konularda gelecek yayından kaldırma ve düzeltme talepleri konusunda gazeteci vicdan ölçütünü kullanır.
- Haberlerde suçlanan kişinin görüşünü almak ve cevap hakkına saygı göstermek temel gazetecilik görevidir. Geçmişte yayımlanmış bir haberde suçlanan kişinin görüşü/ yanıtı alınmamışsa aynı sayfanın altına bir bant atılarak karşı görüş eklenir. Bu eklemenin tarihi de mutlaka belirtilir.