Bihter Ayyıldız

Siz benim Londra Moda Haftası’ndan bahsettiğim bu satırları okurken, ben çoktan Milano Moda Haftası için yola çıkmış olacağım...

Londra’ya, Londra Moda Haftası ile eş zamanlı düzenlenen ve daha önceki yıllarda Zeynep Tosun, Deniz Berdan gibi Türk tasarımcıların katıldığı Fashion Scout kapsamında bu sezon defile yapan tek Türk markası Barrus’un defilesini izlemek üzere gittim.

Fashion Scout kapsamında defile yapmayı, uluslararası moda takvimine girmek isteyen markaların, bir alışma adımı gibi değerlendirebiliriz. Yeni tasarımcılar ya da markalar, ortak veya solo defileler gerçekleştirme şansına sahip oluyorlar.

Barrus da bu sezon Fashion Scout’daki ikinci defilesine imza attı. İstanbul Nişantaşı’nda atölyeleri olan iki genç tasarımcının yarattığı marka gelecek vadediyor.

Çok yeni olmasına rağmen, markayı tercih eden isimler arasında İngiltere’nin ünlü dizisi ‘Countrylife’ın starı Helen Skelton, ‘BBC Breakfast’ ve ‘ITV Breakfast’ programlarının sunucusu Susanna Reid, ‘Game of Thrones’un yıldızı Laura Pradelska ve
The Saturdays grubunun yıldızı Frankie
Bridge’i saymak mümkün.

Nur Çağlayan ve Neslişah Yılmaz, bu genç yaşta Nişantaşı’nda atölyesi olan bir markaya ve dolayısıyla yüksek ris

Sırasıyla New York, Londra, Milano ve Paris’te gerçekleşen geleneksel moda haftaları maratonu, güneşin tüm cömertliğini sergilediği New York’ta başladı. Podyumlardan, sokaklarda öne çıkan detayları ve moda dünyasındaki yeni akımları sizin için derledim. Buyrunuz, haftaya Londra ve sonrasında Milano’da olacağım. Takipte kalın.

Şimdi gör, şimdi al

Venedik Film Festivali’nde yeni filmi ‘Nocturnal Animals’ın prömiyerini yapan Tom Ford,
ayağının tozuyla 2016 Sonbahar / Kış Koleksiyonu’nun defilesini gerçekleştirdi. Bu organizasyon normalde hep bir sonraki sezonun defilelerini izlediğimiz günlerin geride kaldığının habercisi niteliğindeydi. Son zamanlarda moda dünyasını ikiye bölen ‘şimdi gör, şimdi al’ akımını takip eden Ford’un son derece kadınsı ve iddialı koleksiyonu defileden hemen sonra satışa çıktı.

Tayt altına topuklu

Sağlıklı yaşamak, sağlıklı beslenmek, zinde olmak ve spor yapmak çok moda.

Sosyal medyada ünlüler neredeyse bize en sofistike fitness ve pilates hareketlerini öğretmek için yarışıyorlar.

Renklerin anlamı gücü ve etkisi çok konuşulan bir konu. Ama her ilacın her hastalığa iyi gelmediği gibi her renk her insanda aynı etkiyi göstermiyor.

Uzun yıllar moda editörlüğü ve stil danışmanlığı yapan Zeynep Tarhan Muslu, Recrea Academi’de insanların renk şifrelerini çözmelerinde onlara destek veriyor.

Destek veriyor diyorum çünkü herkes aslında içgüdüsel ve kişisel tecrübelere dayalı olarak kendisine yakışan renklere yakın bir seviyede. Ama renk şifresi tam anlamıyla çözülmediği durumlarda çok önemli hatalar yapılabiliyor.

Renklerin suçu yok

Mesela yeşili çok seviyorsunuz. Ama yeşil size hiç yakışmıyor. Burada sorun yeşilde değil, yeşilin tonunda.

Mesela son yıllarda haki renkler ve kamuflaj desenler çok moda. Yaşlı genç, kadın erkek herkesin üzerinde.

Genelde giyen kişiyi spor ve havalı gösteren haki renk ve kamuflaj desen, bazı insanları tamamen silip sadece kendisini ön plana çıkarıyor.

Dikkat edin bazen sokakta yürürken bir kıyafet görürsünüz. Ama giyen insan hiç dikkatinizi çekmez.

Deloitte, dünyanın en büyük 100 lüks tüketim firmasının 2014 yılındaki net satış gelirleri üzerinden hazırladığı raporu geçen ay açıkladı.

Louis Vuitton, Richemont Group ve Estee Lauder’den oluşan ilk üç değişmezken; en hızlı büyüyenlerde ilk sıradaki Micheal Kors’un yerini Kate Spade aldı.

Geçen sene listeye giren Hong Kong’lu mücevher firması Chow Tai Fook, satışlarında gerileme yaşamış olsa da, listede varlığını devam ettiriyor.

Dünyanın en büyük ilk 100 lüks markasını ve grubunu sıralayan raporda; İtalya 29 firmayla ilk sırayı korurken, ABD firma sayısı sıralamasında ikinci sırayı alıyor. Şunu da unutmamak gerekir ki, lüksün anavatanı Fransa listede 10 firmaya sahip ama ilk sırada yer alan LVMH Group, Louis Vuitton haricinde çok fazla sayıda lüks markayı çatısı altında topluyor.

Bu ülkeler dışında Çin / Hong Kong’dan beş, Hindistan’dan üç yeni mücevher ve saat markasının listeye girmiş olması bana “Haydi Türkiye, sıra sende” dedirtiyor.

Türkiye listede nerede?

Türkiye’den bu listeye girecek marka yok mu? Var. Peki neden bu listeye giremiyorlar?

Bunu anlamak için listeye yeni giren ve en hızlı büyüyen firmaların stratejilerine bakmak gerekiyor.

Fransa’da 20 yaşlarında bir öğrenciyken Charles Aznavour’un, ‘Daha dün gibi 20 yaşım, zamanı durdurabileceğimi zannederek onu harcayışım’ şarkısını çok severek dinlerdim.

O günlerin üzerinden neredeyse 20 yaş su gibi akıp geçti.Ve gençliğim anılarım kadar sadık kalmadı.

Her yaşın bir güzelliği var ama zamanın bana öğrettiği en önemli şeylerden biri, güzelliğin göreceli ve geçici olması.

Önemli olan yaşanan yıllar içinde insanın kendine bir şeyler katması ve bir stil yaratması.

Bazı mankenler “40 yaşımdan sonra çalışmam zor olacak, sektöre giren 15 yaşındaki genç kızlarla boy ölçüşemem” tarzı söylemlerde bulunurlar.

Çünkü meslekleri gençlik ve güzellikleri üzerine kuruludur. İstisnaları bir kenara bırakıyorum. Dünyanın en ünlü kadınlarından Brigitte Bardot’yu örnek alalım...

Gençliğinde kadın - erkek herkesin hayranlık duyduğu güzelliği uçup gittiğinde, her normal yaşlı insan gibi kırışıklıkları olup, biraz kilo aldığında sanki, üç kolu beş bacağı daha çıkmışcasına haksız haberlere ve eleştirilere maruz kaldı.

Bu da Brigitte Bardot’nun kariyeri boyunca stilinden çok güzelliği ve seksapeliyle ön planda olmasından kaynaklanıyord

Geçen hafta bir arkadaşım vasıtasıyla tanıştığım Hülya Öz’den bahsetmek istiyorum. 30 yılı aşkın süre mimarlık yaptıktan sonra, içine daha doğrusu doğaya dönmeyi tercih ediyor. Ve aynı zamanda evi olan atölyesinde takı tasarımları yapıyor.

Buraya kadar her şey çok sıradan. İşin ilginç kısmı tüm bunların bir tesadüfle başlaması. Mimarlık yaparken de takı tasarımına meraklı olan Hülya Öz’e Raffles Otel’den bir küratörlük teklifi geliyor. Bunun üzerine İstanbul’u ziyaret eden otel misafirlerinin evlerine birer hatıra götürmesine yönelik bir takı koleksiyonu hazırlıyor ve ortaya
30 parçalık bir koleksiyon çıkıyor. Bu koleksiyon tasarımcının markasını kurmasına sebep oluyor ve markanın adı tasarımcının isminin tersten birleşimi olan Zoya oluyor.

Tasarımcı bunun Farsça’da ‘hayat dolu’ anlamına geldiğini sonradan tesadüfen öğreniyor.

Kısacası tesadüfler zinciri bir markanın oluşmasında büyük rol oynuyor.

Selçuklu medeniyelerinin etkisi

Anadolu Selçuklu medeniyetlerinin izlerini barındıran bölgelere sık sık araştırma gezileri yapan Hülya Öz, ‘Evrenin Geometrisi’ koleksiyonunu karşılaştığı tarihi mimari yapılar ve bezeme kültürünün zenginliğinden ilhamla oluşturuyor. Geçmişten aldığı bu

Gezin ve kendinize gelin. Sizi siz yapacak, ya da içinizde kendinizin bile keşfetmediğiniz yönlerinizi ortaya çıkaracak yegane şey seyahattir. Ne demek mi istiyorum? Mesela Picasso’ya bir bakın. Kubist dönem diye adlandırılan eserlerinin ilham kaynağı, Afrika seyahatlerinde topladığı maskelerdir. Bu maskelerin primitif ve doğal duygusu, sanatçının adını sonsuza dek yaşatan en verimli döneminin doğumuna sebep olmuştur.

Resimde Nabi akımının öncüsü Paul
Gauguin, Tahiti seyahati sonrasında, empresyonizme karşı bir akım olan Nabi akımının en değerli örneklerini hayata geçirir. Buradaki doğa, sanatçıyı sonsuzluğa taşıyacak renkleri barındırır. 19. yüzyılın en ünlü Fransız şairlerinden biri olan Charles Baudelaire’in Mauritius’a yaptığı seyahat olmasaydı Le Voyage (Seyahat) isimli şiiri olmayacaktı. Baudelaire’in neredeyse tüm şiirlerinin toplandığı ‘Les Fleurs du Mal’ (Kötülük Çiçekleri) isimli kitabının La Mort (Ölüm) başlığı altındaki altı şiirin sonuncusu olan ‘Le Voyage’ isimli şiirde şair Mauritius’u anlatır.

Gündelik şeylerden kaçmak için yaptığı seyahatin etaplarından biri olan Mauritius, şairin hayal ve ifade dünyasına sonsuz renkler ve imgeler katmış. Daha bunun gibi birçok

Yazın en kavurucu günlerini yaşadığımız ağustos ayı, moda dünyası için çoktan sonbahar - kış anlamına geliyor. Bu sezon erkek modası, renk, desen ve kalıplar konusunda sonsuz özgürlük sunan kadın koleksiyonlarından resmen rol çalıyor.
Türkiye’de erkek modası deyince ilk akla gelen isimlerden Niyazi Erdoğan’a 2016 - 17 sonbahar - kış koleksiyonlarını ve kendisinin modaya bakışını sordum.

1- 2016 - 17 sonbahar - kış erkek modasında öne çıkan trendler neler olacak?

Önümüzdeki kış sezonunda, erkekleri, farklı kültürlerin bir araya geldiği, eklektik bir tarz bekliyor. Çok uzun süredir kadın koleksiyonlarını da etkisi altına alan bu tarz, alışıldık renk kombinlerinin dışında, sadelikten uzak ve karmaşanın ahengini barındırıyor. Renk, doku ve stillerin karmaşası yanında fonksiyonlar da karışıyor. Çok klasik görünümlü kombinlerin içerisine alışkın olmadığımız sporcu pantolonları, militer detaylar gibi bizleri şaşırtan parçalar giriyor.