Bihter Ayyıldız

Bihter Ayyıldız

tbkrxm@yahoo.fr

Tüm Yazıları

Deloitte, dünyanın en büyük 100 lüks tüketim firmasının 2014 yılındaki net satış gelirleri üzerinden hazırladığı raporu geçen ay açıkladı.

Louis Vuitton, Richemont Group ve Estee Lauder’den oluşan ilk üç değişmezken; en hızlı büyüyenlerde ilk sıradaki Micheal Kors’un yerini Kate Spade aldı.

Geçen sene listeye giren Hong Kong’lu mücevher firması Chow Tai Fook, satışlarında gerileme yaşamış olsa da, listede varlığını devam ettiriyor.

Dünyanın en büyük ilk 100 lüks markasını ve grubunu sıralayan raporda; İtalya 29 firmayla ilk sırayı korurken, ABD firma sayısı sıralamasında ikinci sırayı alıyor. Şunu da unutmamak gerekir ki, lüksün anavatanı Fransa listede 10 firmaya sahip ama ilk sırada yer alan LVMH Group, Louis Vuitton haricinde çok fazla sayıda lüks markayı çatısı altında topluyor.

Haberin Devamı

Bu ülkeler dışında Çin / Hong Kong’dan beş, Hindistan’dan üç yeni mücevher ve saat markasının listeye girmiş olması bana “Haydi Türkiye, sıra sende” dedirtiyor.

Türkiye listede nerede?

Türkiye’den bu listeye girecek marka yok mu? Var. Peki neden bu listeye giremiyorlar?

Bunu anlamak için listeye yeni giren ve en hızlı büyüyen firmaların stratejilerine bakmak gerekiyor.

Mesela en hızlı büyüyen firmalar sıralamasında dördüncü sırada yer alan Danimarkalı Pandora’yı ele alalım. Pandora, ağırlıklı gümüş ürünler üreten, özellikle de ‘charm’ bilezikleriyle tanınan bir marka. Markanın özelliği, bir hikaye anlatıcısı olması. Adı da anlattığı hikayeleri destekleyici cinsten. Charm bileziklerini artık bilmeyen yoktur. Bir bilezikle başlayan hikaye, bileziğe eklenen her bir charm parçasıyla gelişiyor ve kişinin hikayesini anlatan bir hatıra defterine dönüşüyor.

Tabii en önemli konuyu da atlamamak lazım, markanın en çekici yanlarından biri de ürünü aslında kendinizin oluşturuyor olması. Hiçbir charm bileziğin birbirinin aynısı olmaması ayrıcalık ve kişisellik arayan tüketici için cazip bir özellik.

Bunların yanı sıra Deloitte’un Türkiye lüks pazarı özelinde hazırladığı raporunda, Türk dizilerinin lüks kategorisini olumlu etkilediğini belirtiliyor.

Haberin Devamı

Ortadoğu başta olmak üzere, Kuzey Afrika ve Doğu Avrupa ülkeleri hatta Güney Amerika’da bile çok büyük ilgiyle izlenen dizilerimiz markalarımızın tanıtımı açısından çok önemli bir iletişim platformu.

Dizi sektörü başrolde

Yine Deloitte’un Türkiye dizi sektörü raporuna göre, Türk dizilerinin yaklaşık 75 ülkede 400 milyon civarında izleyiciye ulaştığı tahmin ediliyor.

2013 itibariyle dizi ihracatının 150 milyon dolara ulaştığı, haziran 2014 itibariyle ihracat hacminin 200 milyon dolara yaklaştığı öngörülüyor.

Türk dizilerinin kültürel, tarihi ve dini bağların yakın olduğu yakın coğrafya dışındaki pazarlarda da talep görmeye başlamasının sebebi, dizilerimizin Türk kültürünün yanı sıra Batı hayat tarzını da kapsaması ve izleyicilerin kendilerini yakın hissedebileceği bir içerik sunması.

Raporun bu kısmı şöyle bitiyor: “İzleyiciler, bu dizilerdeki oyuncularla kendilerini bağdaştırmakta ve onların giyim ve aksesuarlarına ilgi duymaktadır. Dolayısıyla, Türk kültürü esintileri taşıyan, özellikle mücevher gibi lüks kategorisindeki markalar, Türk dizilerinin izlendiği pazarlarda olduğu gibi Türkiye’yi ziyarete gelen turistler tarafından da ilgi görmektedir.”

Haberin Devamı

Ben de daha önce dünyayı gezip, sevdiği dizilerdeki evleri gezen ve dizilerdeki ürünleri satın alan insanlarla karşılaşmıştım. Türk lüks markalara duyurulur…