MİLANO’DAN SEVGİLERLE

Siz benim Londra Moda Haftası’ndan bahsettiğim bu satırları okurken, ben çoktan Milano Moda Haftası için yola çıkmış olacağım...

Londra’ya, Londra Moda Haftası ile eş zamanlı düzenlenen ve daha önceki yıllarda Zeynep Tosun, Deniz Berdan gibi Türk tasarımcıların katıldığı Fashion Scout kapsamında bu sezon defile yapan tek Türk markası Barrus’un defilesini izlemek üzere gittim.

Fashion Scout kapsamında defile yapmayı, uluslararası moda takvimine girmek isteyen markaların, bir alışma adımı gibi değerlendirebiliriz. Yeni tasarımcılar ya da markalar, ortak veya solo defileler gerçekleştirme şansına sahip oluyorlar.

Barrus da bu sezon Fashion Scout’daki ikinci defilesine imza attı. İstanbul Nişantaşı’nda atölyeleri olan iki genç tasarımcının yarattığı marka gelecek vadediyor.

Çok yeni olmasına rağmen, markayı tercih eden isimler arasında İngiltere’nin ünlü dizisi

Nur Çağlayan ve Neslişah Yılmaz, bu genç yaşta Nişantaşı’nda atölyesi olan bir markaya ve dolayısıyla yüksek riski olmayan kariyere sahipken, Londra’da defile yapmayı göze alan iki isim. Bu da bana onların modayı bir kazanç kapısı olarak değil de tutku duydukları bir alan olarak gördüklerini düşündürüyor.

Defileden sonra bir araya geldiğimiz Çağlayan ve Yılmaz’ın koleksiyona ait detayları anlatırken gözlerinden okunan heyecanları da haklı olduğumun bir kanıtı...

Defilenin sürprizleri

Klimt’in eserlerinden esinlenerek, ebru tekniğiyle üretilen parçaların bir araya
geldiği 2017 İlkbahar / Yaz Koleksiyonu, zamansız ve yalın çizgiye sahipken, iddialı detaylar ve kumaşların kalitesi her parçaya ayrı güç katıyordu.

Baş mankenliğini Tülin Şahin’in yaptığı defilenin bir diğer sürpriziyse, İngiliz kanalı ‘Channel 4’da 2011’den beri yayınlanan reality şov ‘Made In Chelsea’nin yıldızları Binky Felstead ve Louise Thompson’ı ön sırada görmek oldu. Aynı zamanda dizinin bir bölümünde de yer alacakmış.

LONDRA İÇİN ÖNERİLER

- Kıyafetleriyle dünya basınının ilgi odağı olan Kraliçe II. Elizabeth’in gardırobu, Buckingham Sarayı’nda sergileniyor. Görmeden dönmeyin derim.

- Victoria & Albert Müzesi’nde, Karl Lagerfeld, Vivienne Westwood, Versace, Jean - Paul Gaultier, Moschino ve Balenciaga gibi tasarımcıların iç giyim tasarımlarının yanı sıra moda fotoğrafçılığının önde gelen işlerinin de görülebileceği ‘Undressed: A Brief History of Underwear’ sergisi kesinlikle kaçırılmamalı.

-Tüm mekanların Instagram’da güzel kare verecek şekilde tasarlandığı günümüzde, bu işi en iyi yapan yerlerden biri olan Sketch’e uğramadan ve özellikle alt kattaki pembe salon ya da sanat galerisi havasındaki tuvaletlerde bir Instagram fotoğrafı çekmeden dönmeyin.

-Tom Dixon imzalı Bronte’ye yemek yemeseniz de sadece bir şeyler içmek için uğrayın. Paris’teki Eclectic’ten sonra tamamen ters köşe bir tasarım dünyası sunan Dixon, bir tasarımcının imzasını çok farklı şekillerde sürdürebileceğini gösteren harika bir örnek!

- Sokaklarda gezerken gözünüzü dört açın, çünkü Alexander Wang’in New York Moda Haftası’nda sunduğu Adidas tasarımları kamyonlarla belli noktalarda satış yapıyor. Tabii bunun için Brick Lane taraflarında dolaşmanızı da ayrıca öneriyorum.