Bir izin dilekçesi

Zülfü LİVANELİ

SİZ sevgili okurlarımdan kısa bir süre izin istiyorum.
Diğer çalışmaların sağlıklı yürümesi için bir hafta, on gün kadar yazı yazmamam iyi olacak.
* * *
YAKLAŞIK iki yılda bir stüdyoya kapanır ve bir albüm kaydederim.
Bu kez de aylar süren beste çalışmaları sonucunda oluşan plak kaydediliyor.
Bir ayı aşkın stüdyo çalışması...
Türkiye'deki değerli müzisyen dostlarımıza ek olarak Tiflis'ten Nugzar Kaftarzade ve Berlin'den gelecek olan Ulu Moris de çalışmalara katılıyorlar.
İnsan her gün stüdyoda olunca yazı yazması güçleşiyor.
* * *
AYRICA Japon devlet televizyonu NHK'den bir grup da burada.
On günlük çalışma sonunda bizim üstümüze bir belgesel hazırlamak için geldiler.
Hem stüdyoda, hem de diğer çalışma mekanlarımda çekimler istiyorlar.
Bu da ayrı bir emek.
* * *
BÜYÜK bir olasılıkla gelecek hafta bir yabancı ülkeye gitmem gerekiyor.
Dönüşte izlenimlerimi sizlerle paylaşacak ve gözlemlerimi yazacağım.
* * *
YAZIYI noktalarken Avrupa - Türkiye ilişkilerindeki son krize, birkaç cümleyle de olsa değinmek istiyorum.
Birkaç gündür basınımızın önemli kalemleri Avrupa'ya ateş püskürüyor.
Haklı yanları da var.
Avrupa kavramı bile, değişik Hıristiyan ülkelerini bize karşı bir araya getirme isteğinden doğmuş.
Bir zamanlar Jacques Delors'un açıkça söylediği gibi Avrupa Birliği'ne bir "Hıristiyanlar Kulübü" gözüyle bakanlar var.
Avrupalıların bizi sevdiği, ülkemize ve kültürümüze bayıldığı söylenemez.
Ama bütün bunlar gerçeğin sadece bir bölümü.
Gerçeğin öteki yanında ise, bizim gittikçe yalnızlaşmakta oluşumuz, dünyanın sevilmeyen, istenmeyen ülkesi durumuna düşmemiz var.
Avrupa ile ilişkilerimiz iyi değil de İslam alemiyle pek mi iyi?
Suriye, İran, Irak, Libya, Suudi Arabistan pek mi bayılıyor Türkiye'ye?
Komşularımız Rusya, Bulgaristan, Yunanistan'la aramız iyi mi?
Bir tek Pakistan dostluğuyla bir ülke nereye kadar yürüyebilir?
Diyelim ki dış ilişkilerimiz böyle: Peki içte huzurlu muyuz?
İç barışını sağlamış, demokratik sosyal hukuk devleti ilkelerine göre davranan bir ülke miyiz?
* * *
BU sorulara dürüst cevaplar vermeden, geldiğimiz noktayı analiz etmemiz mümkün değil.


Yazara Email livaneli@milliyet.com.tr