2017 yazı nasıl geçti?

Geçen yaz hepimiz için zordu. Her şey ardı ardına iptal edildi, eğlenmek neredeyse ayıp karşılandı. Bu yaz ise ışık hızıyla toparlandık. Sorunlar bir anda çözülmedi tabii ama “öldürmeyen güçlendirir” cümlesi mottomuz haline geldi ve ne olursa olsun herkes yazı en iyi şekilde geçirmeye baktı. Bodrum - Çeşme hattında bu yazın en ürkütücü ve üzücü yanının mafyatik olayların artması olmasına rağmen. Evet, restoranlarda, gece kulüplerinde herkes “Bugün kavga çıkar mı?” endişesi yaşadı.

Her şeye rağmen İzmir, Bodrum, Antalya, Dalaman uçaklarında yer bulmak bile meseleydi. Trafikten Bodrum’a, Ortakent’e inmek, Yalıkavak’a ulaşmak imkansıza yakındı. Giriş ücreti avro ile alınan plajlarda bile hafta içi bir günün kalabalığı halk plajlarından daha yoğundu. Astronomik fiyatlara rağmen, Bozcaada’dan Bozburun’a birçok otelde yer bulunamıyordu. Bu durumda şaşırıyor muyuz plajlarımızı Arapların istila etmesine? Ve bunun sonucunda Mandarin Oriental, Kempinski Barbaros Bay gibi otellerin plajlarında da, Yalıkavak Palmarina gibi marinaların ortasındaki Huqqa’da da nargile keyfi yapılmasına... Tabii ki hayır.

İstanbul’la başlayıp Ege kıyılarına uzanıyoruz. Buyrunuz…

İstanbullu’nun yeni sorunu: İklim değişikliği

İstanbul’da bu yazın öne çıkan mekanı eski Nuteras’ın yerinde açılan Klein Garten, Ortaköy’de eski Anjelique’in yerine açılan Ruby ve Karaköy’deki Novotel’in terasında açılan Mehmet Gürs imzalı Mürver oldu. Kuruçeşme Les Ottomans’daki Park Şamdan da yazın öne çıkanlarındandı.

İstanbul’da bu yazın en önemli sürprizi ise yeni açılan bir mekan değildi. Hava durumuydu. Yaz ortasında yağan şiddetli dolu arabalara, evlere ciddi zarar verdi. Sel, deprem yazın en çok konuşulan karamsar konularındandı.

Alaçatı klasik haline gelme yolunda

Bu yaz yeni mekanlardan çok geçen yıldan kalanlar daha oturdu, hatta kuvvetlendi. Yazın en iyi restoranı Kemal Demirasal’ın eski Alancha’nın yerinde açtığı YEK’ti. Demirasal’ın seramik markasının da adını taşıyan restoran, yemeklerinden çok yemek sonrası müziğiyle ve tabii tanıdık kitlesiyle dikkat çekti. Agrilia, Alavya’nın içinde doğru yerini buldu, kışın olduğu gibi yazın da favorilerin başındaydı. En iyi yemek Alavya’nın yanı başındaki Kapha’daydı. Zio Beach, Kolburano’s, Burger No. 7, Fun Beach, Before Sunset, Single Fin Yellow, Maya, Sudan-Aheste ve Limonaia yazın diğer favorilerindendi. Muzaffer Yıldırım ve Haldun Demirhisar’ın heyecanla beklenen yetişkinlere özel oteli The Stay biraz gecikmeli de olsa sonunda açıldı.

Boncuk ve Mikonos yükselişte

Geçen yazın yükseleni Akyaka’dan sonra Boncuk’tu. Marmaris’ten 15 km, Akyaka’dan 13 km uzaklıkta olan Boncuk, bu yaz da hem sakinliğiyle, hem de partileriyle adından söz ettirdi. Giden dönmek istemedi. Akyaka’da ise No.22 Riders Inn popülerdi.

Geçen yaz Mikonos yerine İbiza tercih ediliyordu, biraz daha gözlerden uzak, biraz daha geceleri uzun olduğu için. Bu yaz ise Mikonos’a gitmeyen neredeyse kalmadı. Nammos hâlâ tıklım tıklım, Scorpios hâlâ en güzel. Mikonos’ta pek bir yenilik olmamasına rağmen bu yaz Bodrum-Çeşme’de eğlenenler sık sık Mikonos’a da gitti. Hatta kavgalar, kazalar bile yaşandı bu yaz Mikonos’ta.

İstanbul’un yazlığı: Bodrum

İstanbullu markalar bir kez daha Bodrum’u istila etti. Bu yaz Fenix, 29 ve Zuma Yalıkavak Palmarina’daydı. Cihangir’deki Hazine de Yalıkavak’taki yazlığıyla çok ses getirdi. Yalıkavak’ta sabaha kadar eğlenmek isteyenler ise Bi Alt Kat’taydı. Klein bile Eva Klein ile Bodrum’a çıkarma yaptı.

Banyan Tree gibi bir Uzakdoğu zincirinin, Four Seasons gibi önemli bir grubun Bodrum’a geleceğini açıklaması da sevindiriciydi.

Bodrum depremi korkuttu. Daha sonra günlerce süren artçı depremler sayesinde yazı Bodrum’da geçirenler birer deprem uzmanı haline geldi, artık deprem öncesi gürültüden ve sallanmadan depremin şiddetini ölçebilir hale geldik. Plaj sohbetlerinde top 10’dan hiç düşmedi deprem konusu. Murat Başoğlu’nun haberlerine kadar.