2018'DE POPÜLER KÜLTÜRDE NELER İZ BIRAKTI?

En heyecanlı soruşturma: Nisan ayında Mark Zuckerberg’in ABD Senato soruşturmasında 5 saatlik ifadesini film izler gibi soluksuz izledik. 80 milyar dolarlık Facebook’un kurucusu alıştığımız rahat halinden çok farklıydı, dataları kötüye kullanmakla suçlanırken.

Teknoloji devlerinin geleneksel medyaya yatırımı: Salesforce.com adlı müşteri ilişkileri yönetimi yazılımıyla Forbes dergisine göre 6.7 milyar dolarlık bir servete kavuşan Marc Benioff efsane Time dergisini 190 milyon dolara Meredith Corp’tan aldı. Bu hamle teknoloji kahramanlarının bile geleneksel medyanın gücüne ve güvenirliliğine hâlâ inandığını gösterdi.

MeToo: Hollywood’da bir ilk yaşandı, Harvey Weinstein, önce şirketinden sonra özgürlüğünden oldu. MeToo hareketinin güçlenmesiyle kadına taciz ve şiddet konusunda daha da bilinçlendik. Bkz. Sıla-Ahmet Kural olayı.

Yılın marka iş birliği: New York Post gazetesi, her ürünü anında satan ve daha sonra internette fahiş fiyatlara yeniden satışa çıkan Supreme markasının logosunu 1. sayfaya bastı. Sonuç, gazete satış rekorları kırdı, anında tükendi ve daha sonra internette fiyatının onlarca katına açık artırma sitelerinde yeniden satışa çıktı. Pazarlamanın ve global bir markanın gücünü gördük. Üzücü olan ise bir jenerasyonun gazete koleksiyonu yapmayı bir giyim markası ve logo bağımlılığı sayesinde öğrenmesiydi.

En genç milyarder kapağı: Kardashian-Jenner ailesi hayatımıza yeni bir kavram getirdi: Ünlü olduğu için ünlü olmak. Ailenin 20 yaşındaki en genç üyesi Kylie Jenner’ın iş dünyasının en prestijli dergisi Forbes’a “Servetini kendi kendine kazanan en genç milyarder” sıfatıyla kapak olması hepimize kapak oldu.

Balon mu, harika mı?: Onu ya çok seviyorsunuz ya da tamamen bir balon olduğuna inanıyorsunuz. Ortası yok. Son zamanlarda en çok konuştuğumuz isim Elon Musk uzaya, Mars yörüngesine bir Tesla araba göndermeyi bile başardı ve bu anı hepimize canlı izlettirdi, her ne kadar kendi şirketindeki gücünü kaybetse de. Kim bilir, belki beklediğimizden daha da yakında gerçekleşir Musk’ın vaat ettiği roket seyahatleri...

Yılın düğünü: Hiç tartışmasız Meghan Markle ve Prens Harry düğünüydü. Çağın gereklerine göre tüm kuralları esnetmek gerektiğini bir kez daha kanıtladı. Artık ırklar, dinler, azınlıklar nedeniyle gereksiz yargılanmak yok. Devir, azınlıkların, farklı din, dil, ırk ve görüşlerin yüceltildiği ve herkesin birbirine saygı duyduğu bir devir. Kadınların yaşı ya da daha önce evlenip boşanmış olması artık eskisi gibi bir önem taşımıyor. Kadınlar da pekâlâ kendilerinden yaşça küçük erkekleri tercih edebiliyor. Hatta kiliseye artık babalarının kollarında değil, kendi başlarına da yürüyerek girebiliyorlar. Çocuğunu tek başına yetiştirmiş bağımsız ruhlu bir anne, kendi evinden uzak başka bir ülkede kraliyet ailesine karşı kendi ailesini tek başına temsil edebiliyor ve duruşu, gururu ve asaletiyle düğünün en çok beğenilen ve övgü alan kişisi oluyor. Bekâr anneler artık daha çok saygı görüyor. Sadelik giderek daha da ön plana çıkıyor. Kraliyet düğününde bile ne gösterişli bir gelinlik, ne gösterişli takılar var artık. Ne kadar sade, o kadar iyi.

Sürdürülebilirlik mesajı: Cambridge Düşesi Kate’in daha önce üç kez giydiği kıyafetle Meghan ve Harry’nin düğününe katılması ise bizim bir giydiğini bir daha giymeyenlere bir ders niteliğindeydi. Ama tabii başka ne giyse bu kadar konuşulmasını sağlayamazdı, ne de olsa devir sürdürülebilirlik devri. Bir kıyafeti de ne kadar uzun süre kullanabilirseniz, o kadar doğaya ve çevreye duyarlısınız demek. Bu da tabii PR anlamında artı puan olarak hızla geri dönüyor.