Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Annenize, babanıza, kardeşinize, eşinize, çocuğunuza zaman zaman öfkelenebilirsiniz, beğenmediğiniz özellikleri hakkında atıp tutabilirsiniz, zaman zaman acımasızca eleştirebilirsiniz, hatta birbirinize küsüp barışabilirsiniz.

Aile arasında son derece normal şeyler bunlar.

Kimse kimseyi her şeyiyle beğenmek ya da kabul etmek zorunda değil.

Aynı şekilde, bir vatandaş olarak ülkenizi sonuna kadar eleştirebilirsiniz, her alınan kararı beğenmek zorunda değilsiniz, kendi fikrinizi açıkça söyleyebilir, kendi idealleriniz için savaşa da bilirsiniz.

Haberin Devamı

Ama bunu aynı aile arasında olduğu gibi, ülkenizde de kendi aranızda yapmanız gerekiyor.

Çıkıp da uluslararası bir mecrada ülkeniz aleyhinde konuşmaya başladığınız anda çok sevdiğinizi söylediğiniz ülkenize ve insanlarına asıl zararı siz veriyorsunuz.

Bkz. New York Times’ta yayımlanan Türkiye’den göçü inceleyen makale.

Memnun olmadığınız için ya da başka bir nedenle başka bir ülkeye gitmiş olabilirsiniz, ama bu, size yabancılara kendi ülkenizi karalama hakkını vermiyor.

Öncelikle kendinizi küçültüyorsunuz, ülkenizi karalayarak.

Böyle prim yapılan, uluslararası ödüller toplanan dönemler geride kaldı.

New York Times’a “İstanbul artık eski İstanbul değil” demek bile komik.

Londra da eski Londra değil, New York da eski New York değil.

Kabul etmek lazım, dünya değişiyor, Brexit’ten Trump’a her ülke kendi gündemiyle uğraşıyor.

Siz İstanbul’dan gittiniz diye kendinizi kurtardığınızı zannediyor olabilirsiniz.

Hadi, çekirdek ailenizi de beraberinizde kurtardınız (!) diyelim.

Peki ya sevdikleriniz?

Çocukluk arkadaşlarınız, birlikte büyüdüğünüz ve farkında olmadan sizi siz yapanlar...

Ailenizden geriye kalanlar...

Yıllar içinde özenle seçerek biriktirdiğiniz dostlar...

Birlikte Sezen Aksu şarkıları dinlediğiniz, birlikte Cem Yılmaz esprilerine güldükleriniz...

Ortak bir geçmiş var, isteseniz de asla silemeyeceğiniz ve nereye giderseniz gidin, kaç para verirseniz verin, sizinle birlikte gelen ve gittiğiniz yerde asla sonradan edinemeyeceğiniz bir şey bu...

Nerede olursanız olun, ne kadar üstün özellikleriniz de olsa, harika bir eğitiminiz de olsa, dünya standartlarının çok üstünde paranız da olsa, hâlâ ülkenizin bir parçası olarak görülüyorsunuz.

Haberin Devamı

Farkında değilsiniz, ülkenizin algısıyla oynayarak, kendinizle de oynuyorsunuz.

İşte o yüzden, nerede yaşarsanız yaşayın, ama siz siz olun, yalnız ve güzel ülkeniz hakkında yabancılara ileri geri konuşmayın!

Akşamüstü partilerine geri dönüş

AĞZINDAN ÇIKANI KULAĞI DUYMAYANLARA...

AĞZINDAN ÇIKANI KULAĞI DUYMAYANLARA...
İstanbul sosyal hayatının en güzel zamanlarındandı buz ve Anjelique.buz’daki akşamüstü partileri.

Şimdi Lal Dedeoğlu, Fenix’i yenilerken bugün itibarıyla akşamüstü partilerine de geri dönüş yapıyor.

Bu haftanın konuk DJ’i Menderes Utku.

16.30-19.30 saatlerinde set başında olacak.

buz ve Nupera günlerini bilenler bugünü heyecanla bekliyor.

Bilmeyenler için ise daha da heyecanlı, İstanbul sosyal hayatının asla unutulmaması gereken harika günlerine tanıklık yapmak için iyi bir fırsat.