Alaçatı sezonu erken açıldı

New York Times geçen yıl “Dünya çok büyük, sizin için küçülttük, antik tapınaklardan kristal sulara mutlaka görmeniz gereken yerleri derledik” spotuyla 2016’nın öne çıkan tatil destinasyonlarını açıkladığında şaşırmıştık.

Listede ilk sırada Mexico City, ikinci sırada Bordeaux, üçüncüde ise Malta vardı. Peki ama bu 52 maddelik listeye Türkiye’den girmeyi başaran tek yer neresi olmuştu?

14’üncü sırayla Çeşme. Eskiden İzmirlilerin sayfiyesiydi Çeşme. Bir de rüzgarı sayesinde sörfçüler biliyordu değerini. Eskiden İstanbullular bir Altınyunus Oteli’ni bilirdi, şimdi Alaçatı’daki taş evlerden beş odalı minik otellere kadar bilmediğimiz yok.

İstanbullu işletmeciler sayesinde keşfettik

Malum, Babylon Alaçatı’nın açılışıyla İstanbullular da Çeşme’yi keşfetti. Babylon, Alaçatı’dan Aya Yorgi’ye taşındı ama İstanbullular Alaçatı’dan vazgeçmedi. Emre Ergani’den Metin Fadıllıoğlu’na İstanbul’un tanınmış işletmecileri de Çeşme’de mekan açtı. Güler Sabancı’dan Erol Tabanca’ya birçok isim Çeşme’ye otel yatırımı yaptı.

İstanbul’dan Çeşme’ye tatile giden çok kişi oldu, tabii bunda bazı İstanbulluların artık bir ayağının Alaçatı’da olması da etkiliydi. Yine de turizmciler hep dertliydi, “Çeşme zor bir bölge çünkü yabancı turist gelmiyor” diye. Gerçekten de öyleydi, Bodrum’a Antalya’ya, Fethiye’ye yabancı turistler akın ederken Çeşme’de sadece yerli turistler vardı.

Çeşme: “Gastronominin öne çıktığı bir Ege kıyısı”

İşte bu yüzden Çeşme’nin New York Times’ın 2016’da gezilip görülecek 52 yer listesine girmesi çok önemliydi. New York Times “Gastronominin öne çıktığı bir Ege kıyısı” diye özetledi Çeşme’yi. Zeytin, sakız, enginar gibi yerel lezzetlerin ve şarap bağlarının, Noma’dan ilham alan Alancha’dan, İstanbul ve İzmir’den transfer olan restoranların etkisinden bahsetti.

Alaçatı’daki Taş Otel’i önerdi, Asma Yaprağı, Babushka, Roka Bahçe ve Fava gibi restoranların mevsiminde yerel malzemeler kullandığını anlattı. Urla’daki üzüm bağlarını öve öve bitiremedi.

Ferdi Baba, Dost Pide, Kumrucu Şevki, Veli Usta, İmren gibi Çeşme klasiklerinden ve Alaçatı’nın en lüks oteli Alavya, Hacı Memiş’in buluşma noktası Alarga ve Nupera’dan yadigar Traktör’den ise hiç söz etmedi.

Bakalım Alaçatı’nın kalabalığından şikayetçi olan İzmirliler, New York Times’tan ne kadar etkilenecek diye düşünmüştük o zaman. Malum, bir ara Alaçatı’da kalabalık nedeniyle sokakta yürümek bile imkansız hale gelmişti. Sonunda o abartılı coşku geçti. Eğlence, Hacı Memiş ve Kemalpaşa’ya kaydıkça daha iyi oldu.

Geçen yazın öne çıkanları Momo, Esnaf, Köyün Delisi ve diskosu, Yedi ve Dusk oldu. En popüler plajlar ise Madeo, Before Sunset ve Fly-Inn’di.

Bu hafta sonu itibarıyla sezon, Alaçatı Ot Festivali ile resmen açıldı. Stantlardaki yiyecek çeşitlerini tatmak, atölyelerde bilgilenmek, müzik dinletileriyle neşelenmek mümkün. Festivalin bu yılki teması “ısırgan”. Bugün birbirinden güzel ot yemeklerinin çekişeceği “En Güzel Ot Yemeği” ve “En Fazla Ot Çeşidini Toplama” yarışmaları saat 12.00’de başlıyor.

Festivalin son günü

Festival ritim gurubu performansı ve ardından gerçekleşecek ödül töreniyle son bulacak. Dün akşam Alaçatı Açıkhava Tiyatrosu’nda Gripin konserini izlemiş ve geceyi daha sonra Alaçatı sokaklarında gezerek uzatmış olabilirsiniz ama festivalin son gününü kaçırmamakta fayda var.