Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Gastronomi meraklıları heyecanla 5 Nisan’ı bekliyor. Peki ama neden? Dünyanın En İyi 50 Restoranı Avustralya’da, Melbourne’da düzenlenecek bir törenle açıklanacak ve dünyanın en iyi 100 restoranı ödüllerini alacak.

S. Pellegrino ve Acqua Panna sponsorluğunda seçilen Dünyanın En İyi 100 Restoranı listesi, gastronomi dünyasında Michelin yıldızlarını söndürdü. Peki ama her şey nasıl başladı? Aslında 2002’de Londra’da bir sektör dergisinin ödülleri olarak başladı, şimdi ise Avustralya Turizm Bakanlığı’nın desteğiyle tören Londra dışına çıkıyor ve Melbourne’da yapılıyor, Avustralya Restoran Tanıtım Kampanyası çerçevesinde.

Haberin Devamı

Avustralya Restoran Tanıtım Kampanyası sayesinde, şimdiye kadar Hobart’taki Mona’da “Invite the World to Dinner” etkinliği düzenledi. Sidney’de Noma 10 hafta devam eden bir pop up restoran açtı. Kampanyanın Avustralya’ya getirisini şöyle özetliyorlar: Yabancı turistlerin son üç yılda yemek ve şarap harcaması tam 1 milyar dolar arttı. İşte bu aşamada bizim Turizm Restoran Yatırımcıları ve İşletmecileri Derneği’nin (TURYİD) de neler yapabileceğini ve Türkiye’ye nasıl bir katkı sağlayabileceğini hatırlamakta fayda var.

İstanbul’a gelmek için  başlı başına bir neden

Avustralya, Dünyanın En İyi Restoranları ödüllerinin yanı sıra aynı günlerde yerli yemek ve şarap festivali, 25. Melbourne Food and Wine Festival’e de ev sahipliği yapıyor ve dünyanın en iyi şeflerini bu festivalde buluşturuyor.

Gürs çok çalıştı

Biz bu arada ne yapıyoruz derken Mehmet Gürs’ün e-mail’i geliyor: “Sana Avustralya’dan yazıyorum. Bu sene de Mikla, Dünyanın En İyi 100 Restoranı arasına girmeyi başardı! 2015’te 96., 2016’da 56. ve bu sene de 51. olduk. Bütün tatsız gündemin içinde doğrusu bize ilaç gibi geldi. Hele hele geçtiğimiz senenin hepimiz ve özellikle yiyecek içecek ve turizm için olağanüstü zor bir sene olduğunu düşünürsek bırak ilk 100’ün içinde kalabilmeyi, 51’e kadar çıkabilmek bizi müthiş mutlu etti.

Üç sene üst üste bu listede kalabilmek kolay bir iş değil. İyi gün ve kötü gün fark etmez. Hep iyi olmak zorundasınız. Bütün Mikla ekibi ile birlikte bunun için çalıştık. Bazen daha ciddi olaylar arasında odaklanmak zor oldu ancak hepimizi hayata bağlayan ufak tatlı işler değil mi? Güzel bir müzik, düşündüren bir kitap, tatlı bir sohbet, eğlenceli bir film ya da lezzetli bir yemek. Hayatı hayat yapan bunlar ve fazlası değil mi? Hep birlikte daha iyi günlerin umudu ile...”

Haberin Devamı

İstanbul’a gelmek için  başlı başına bir neden

Mehmet Gürs bu bir yılda çok çalıştı. San Francisco Modern Sanat Müzesi’ndeki Amerika’nın en orijinal restoranı In Situ’ya sumaklı ve füme yoğurtlu kuzu etli mantısıyla girmeyi başardı. Müzede bir de konuşma yaptı, gastronomi dergisi Lucky Peach’in Yayın Yönetmeni Chris Yang sordu, Mehmet Gürs yanıtladı. Daha sonra Mehmet Gürs’ün “Yeni Anadolu mutfağı” olarak özetlediği yemeklerinin tadına bakıldı. Malum, Mikla dünyada full-time antropolog istihdam eden tek lokanta ve Anadolu mutfağı hakkında ciddi çalışmalar yapıyor. Anadolu’daki üreticilerle de işbirliği içinde.

Yeni projeleri var

Mehmet Gürs, San Sebastian Film Festivali’nde yıllarca dünyanın bir numarası seçilen El Celler de Can Roca’nın sahibi/şefleri İspanyol Roca kardeşlerle birlikte mutfağa da girdi. Luis Gonzalez’in yönettiği, Jordi-Josep-Joan Roca kardeşlerin Türk mutfağı izinde yaptıkları Türkiye yolculuğunu anlatan filmi, “Cooking up a tribute: Turkish Way”in prömiyeri için Roca kardeşlerle birlikte şahane bir mönü hazırladı.

Haberin Devamı

Yine San Sebastian’da düzenlenen Gastronomika’da Türk mutfağını anlattı. “İstanbul merkezli ama dünyayla iç içe bir platform, bir düşünce kuruluşu” diye tanımladığı Yedi’nin kurucuları arasında yer aldı, İstanbul’da “Geri ver” temalı bir konferans düzenledi.

İstanbul’a gelmek için  başlı başına bir neden

Geçen hafta ise Londra’da yemek devriminin önemli bir parçası olan CEO Cookoff’a katıldı. Şimdi ise yeni yemek programı ve kitap projeleri var.

Tesadüf eseri değil

Mikla’nın bu yıl 51’inciliğe yükselmesi büyük bir başarı ama asla tesadüf değil. Seneye ilk 50 içinde yer alacağını umuyoruz. Bu, sadece Mehmet Gürs, Mikla ya da gastronomi meraklıları için değil, Türkiye turizmi için de önemli bir gelişme. Sırf Mikla’da yemek yemek için İstanbul’a gelenler olacaktır. Bir zamanlar listeye 39. sıradan girmeyi başaran Changa’yı şahane olmasına rağmen İstanbul’da yaşatamadığımız düşünülürse, şimdi Mikla’ya daha da sahip çıkmalıyız.
Hatırlatma: 5 Nisan’daki ödül töreni TSİ 12.00’de www.finedininglovers.com internet sitesinden canlı izlenebilecek.