Nişantaşı’na neler oluyor?

Dev bir şantiye alanına dönmüş durumda.

Bir yandan sokaklarda sevdiğimiz Arnavut kaldırımı olarak da bilinen taşlar sökülüyor, hemen akabinde asfaltlanıyor, daha sonra da yeniden taşların döşenmesi gündeme geliyor.

Bunun için de tabii geceleri yollar kapatılıyor.

Bkz. Mim Kemal Öke Caddesi.

Sadece kapanan yollar değil, mekânlarda da üzücü haberler art arda geliyor.

Önce Kuyumcu İrfan Sokak’taki tüm işletmeler bu yaz günlerinde açık hava alanlarından oldu.

Evet, belki geçişi engelliyordu o kafeler ama yıllardır oradaydılar.

Bir günde izinsiz var olmadılar, yazın ortasında da gelirlerinden olmamalıydılar.

Bu arada Nişantaşı’nda açık havada yemek yemek isterseniz Atiye Sokak’ta inşaat molozlarına nazır bir kafede oturabilir, molozlar arasında içtiğiniz bir kahveye pekâlâ 30 lira ödeyebilirsiniz.

Fiyatların yükselmesinden etkilenen, Nişantaşı’nın simgesi olmuş markalar da var tabii.

Bkz. Bahar Pastanesi.

Daha önce Konak Pastanesi kapandığında da üzülmüştük, Bahar Pastanesi’ne de çok üzüldük semt sakinleri olarak.

Kiranın yükselmesi nedeniyle diye söylentiler var, umalım semtin başka bir yerinde yeniden karşımıza çıksın.

Bir başka pastane haberi daha var Nişantaşı gündeminde.

Topağacı’ndaki tanınan bir pastanede yaşanan taciz iddiası ve duyarlı semt sakinlerinin protestosu.

Nişantaşı’nda hiçbir şey eskisi gibi değil işte.

Ne havalı kadınlar, ne havalı mekânlar konuşuluyor artık.

Artık tek konuşulan semtte arka arkaya yaşananlar...

Vedat Milor’un Twitter etkisi

Vedat Milor’un Burgazada’da başına gelenleri üzülerek okuduk.

Vapurdan inip restoranların etrafa yayılan masa ve sandalyelerinden yürüyecek yer bulamadığı için bir restoran çalışanıyla tartışmış ve tartışma tatsız bitmiş.

Hepimizin başına gelebilecek bir şey, her türlü şiddete tabii ki karşıyız.

Şiddete uğrayan hiç kimsenin haklılığını haksızlığını sorgulayacak ya da tartışacak değiliz.

Oysa Twitter’a baktığımızda görüyoruz, bu konuda bile taraf olabiliyoruz ve anında ikiye bölünüyoruz ve acımasız sözler geliyor hemen arkasından.

Neyse ki Adalar Belediyesi, bu durumda hemen duruma el koyuyor, tüm Adalar sakinlerini mutlu edecek çözümler yaratmalarını umuyoruz.

Adalar Belediyesi’nin bir Twitter tartışması yüzünden harekete geçmesi mi, yoksa Adalar sakinlerinin uzun zamandır tekrarladığı ‘yürüyecek yer kalmadı’ şikâyetinin Twitter’da büyümeden sonuca ulaşamaması mı daha fena bilemiyorum.

Ama bu durumda Vedat Milor’a seslenmek gerekiyor, bakarsınız Twitter gücüyle belki doğa harikası Salda Gölü’nün korunması için de faydası olur.