Çağdaş Ertuna

Çağdaş Ertuna

cagdas.ertuna@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Sosyal medya son birkaç gündür FaceApp uygulamasıyla yapılan yaşlılık fotoğraflarıyla yıkılıyor.

Daha önce de ocak ayında benzer bir durum yaşamıştık, 10 yıl önce, 10 yıl sonraki profil fotoğraflarını görmekten de bunalmıştık o zaman.

Özellikle de fotoğrafların çoğunun filtrelerle oynanmış, bir moda çekimi ustalığında güzelleştirilmiş halleri daha da fenaydı.

YAŞLILIK FOTOĞRAFLARINIZI PAYLAŞMADAN OKUMALISINIZ

Şimdi ise bundan 40-50 sene sonraya ışınlanıyorsunuz, yaşlılığımızda neye benzeyeceğimizi görüyoruz.

Estetik kaygılarını bir kenara bırakıp teknolojinin bize oynadığı oyunlara gelelim.

Haberin Devamı

10 yıl önceki fotoğraflarımızı gönül rahatlığıyla paylaştığımızda #10yearchallenge etiketiyle nasıl bir data toplandığını düşünmemek elde değildi.

TechHumanist’in yazarı Kate O’Neill’dan Wired editörü Nicholas Thompson’a birçok teknoloji yazarı bu etiketle paylaşılan fotoğraflarla yaşlanma üzerine yüz tanıma algoritması yazmak için data toplandığını iddia ediyordu.

Bu bilgi zaten internette var, Facebook hesaplarında önceki profillerde saklanıyor diyenlere ise cevapları basitti: Bilgi kirliliğine maruz kalmadan 10 yıl gibi belirli bir süreçte paylaşılan fotoğraflar işi çok daha kolaylaştırıyor, ayıklama derdinden kurtarıyor.

YAŞLILIK FOTOĞRAFLARINIZI PAYLAŞMADAN OKUMALISINIZ

Bu da bir sosyal mühendislik örneği aslında.

Son 10 yılda sosyal medyada çeşitli etiketlerle kullanıcılar hakkında bilgi toplanıyor.

“Facebook fotoğraflarımızla bir yüz tanıma algoritmasının geliştirilmesi kötü bir şey mi?” derseniz, tam olarak değil.

Bu, zaten kaçınılmaz bir şey.

Üstelik kayıpların bulunması gibi faydalı alanlarda da kullanılabilir.

Ama tabii data’nın faydalı olabileceği gibi zararlı alanlarda da kullanılabileceğini unutmamak lazım.

Özellikle karşımıza çıkan reklamlarla hepimizin istenildiği gibi yönlendirebildiğini biliyoruz.

Bkz. Facebook ve Cambridge Analytics davası.

Hiç farkına bile varmadan seçimlerde vereceğimiz oyu bile değiştirebiliyor bir algoritmanın gücü.

Ve aslında bir süre sonra sadece alışkanlıklarımıza özel algoritmalarla yönlendirildiğimizi ve bunun dışında dünyadan haber alamadığımızı da fark edebilirsiniz.

Haberin Devamı

Cosmopolitan İngiltere’nin yayın yönetmeni Farah Storr’la röportaj yaptığımızda dergi okumak için en önemli nedenin, başka bakış açılarını da görebilmek ve algoritmalar tarafından yönlendirilmeden bağımsız bir editör ekibinin hazırladığı yayınları takip etmekten vazgeçmemenin önemini de konuşmuştuk.

Storr haklıydı, sosyal medya paylaşımlarınız ya da hiç farkında olmadan akıllı telefonunuza yüklediğiniz uygulamalar sayesinde tüm bilgilerinizi
ele geçirmek çok kolay.

Şimdi bir kez daha düşünmek lazım, 10 yıl önceki fotoğrafınızı ya da 40 yıl sonraki halinizi hâlâ size dikte edilen bir etiketle ya da bunu hangi amaçla kullanacağı belli olmayan bir yazılımcıyla paylaşmak istiyor musunuz?